Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        2020’de üretimi, ithalatı, ihracatı ve fiyat artışı rekoru kırıldı.

        Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli küresel salgının en başta sağlık ve gıda alanında tüm dünyayı etkilediğini, bu etkinin tahmin edilenden fazla olabileceğini söyledi. Böyle bir konjonktürde gıda güvenliğinin daha önemli hale geldiğini belirten Pakdemirli “Bunun için ileriye yönelik hazırlıklar yapmamız gerekiyor. Her ülkenin kendini gıda güvenliği endeksinde daha yukarı taşıması, tedbirler alması ve biraz daha gıda milliyetçiliği yapması gerekiyor” dedi.

        Pandemiyle dünyanın belirli bölgelerinde kuraklık risklerinin ortaya çıktığına dikkat çeken Bekir Pakdemirli “Çin ve Hindistan gibi ülkelerin dünyadaki emtialara saldırması, bunlara hücum etmesi sebebiyle fiyatlarda artış görüyoruz. Kanaatim hazirandan itibaren fiyatlarda bir geri gidiş ve indirim olacağıdır” diye konuştu.

        GIDA DA UMUT İKİNCİ YARIDA

        -Bakan’ın sözlerinden dünyada gıda fiyatlarının yıl ortasına kadar artmaya devam etmesini, sonrasında düşmeye başlamasını beklediğini anlıyoruz. Türkiye’de enflasyonun seyri açısından olumsuz bir gelişme.

        -Çünkü FAO’nun izlediği Dünya Gıda Fiyatları pandemi sonrasında yüzde 24.5 arttı. Mayıstan ocak ayına kadar 8 ayda en yüksek artışlar yüzde 78.4 ile bitkisel yağlar, yüzde 49 ile şeker ve yüzde 28.4 ile tahıllarda gerçekleşti. Bunlar dolar bazında artışlar.

        REKLAM

        -Dünyada fiyat artışlarının 5 ay daha devam etmesi, Türkiye için de bir şansızlık. Dışarıdan gelecek fiyat artışlarını yumuşatacak tek araç olarak geriye döviz kuru kalıyor.

        -Döviz kurunun gerilemesinin dünya fiyat artışlarını ne ölçüde karşılayacağı kestirilemez ama son 3 ayda yüzde 20 düşüş gösterdiğini hatırlatalım. Gıda fiyatlarında umut yılın ikinci yarısında diyelim.

        İTHALAT 19.6 MİLYAR DOLARLA REKORDA

        -Gıda güvenliği yani gıdanın yeteri kadar ve istikrarlı biçimde bulunması pandemi sürecinde daha önemli hale geldi. Fiyatı yükselmiş ama bulunun bir gıda ürünü, hiç bulunmamasından daha iyidir.

        -Devletlerin salgın sürecinde üretim aksamalarına, tedarikteki zorluklara karşı stratejik ürünlerde stokları artırma eğilimine girdikleri görülüyor. Bu kapsamda Türkiye bir süredir buğday ve tahıl ithal ediyor. Bitkisel yağ ihtiyacının yaklaşık yarısı zaten ithalatla karşılanıyor.

        -Hakan Özyıldız’ın hazırladığı tarımsal dış ticaret tablolarından Türkiye’nin tarım ürünleri ithalatını 2020 yılında rekor düzeye çıkardığı görülüyor. Bitişikte yer alan tablodan izlenebileceği gibi, 2020’da toplam 19.6 milyar dolarlık tarımsal ürün ithal ettik. 1996 yılından beri bu tutarda bir ithalat yok. Yıllık artış hızı da yüzde 11.

        ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE?

        -Üstelik rekor ithalatı tarımsal üretimde rekorun kırıldığı bir yılda yaptık. TÜİK verilerinden geçen yıl tahıllar, meyveler ve sebzelerin üretimi miktar bazında 2020 yılında toplam yüzde 5.9 artarak 124.1 milyon tona çıktı.

        -Milli gelir içinde tarım büyümesi de bunu doğrular nitelikte. Yılın dokuz aylık döneminde GSYH yüzde 0.5 büyürken, tarımsal GSYH yüzde 5.3 arttı. Bundan önceki daha yüksek tarımsal GSYH artışı yüzde 9.5 ile 2015 yılındaydı.

        REKLAM

        -Yani tarım üretim ve katma değer açısından son yılların iyi senesini yaşadı. Buna rağmen de ithalat rekoru ile karşılaştık. Şeytan bunun neresinde diye sormadan edemeyeceğiz.

        -Küresel çapta fiyatlardaki yüksek artışın etkisi büyük gibi. FAO verileriyle pandemi sonrasındaki 8 ayda gıda fiyatları dolar bazında yüzde 24.5 arttı. Aldığını pahalı alıyorsun, sattığını da pahalı satıyorsun. İthalat da, ihracat da tutar bazında daha yüksek çıkıyor.

        -İkinci etken de pandemi nedeniyle stokları güçlendirme amacıyla daha fazla ithalata başvurulmasıdır. Hemen her ülkenin stoklarını artırmasıdır.

        FİYAT NEDEN REKORDA?

        -Peki bizim tarımsal üretim rekorumuza ne oldu? Üretim rekoruna rağmen biz gıdayı neden genel enflasyonun yüzde 50 üzerinde tüketmek zorunda kaldık? 2020 yılını TÜFE yüzde 14.6 artışla kapatırken gıda fiyatlarının yüzde 21.6, taze meyve sebze yüzde 34 arttı.

        -Nedenlerden biri dünyada gıda ürünleri fiyatındaki artıştır. Ayçiçek yağında yaşadığımız iyi bir örnektir. Buna döviz kurunun artışı veya TL’nin yüzde 20 değer kaybı da eklenince dünyadaki fiyat değişiminin yurt içine etkisi iyice büyüdü.

        -Perakendecinin elinde talebi azalmayan ürün grubu olarak gıdanın kalması, bu alanda daha rahat fiyatlama yapmalarına yol açtı. Ciro ve karlarının asıl kısmı gıdadan geldi veya ticaret gıda üzerinden yürüdü.

        İHTİYAÇ FAZLASI İHRACATA GİTTİ

        -Ayrıca rekor üretimi ihraç da ettik. 2020 aynı zamanda tarımsal ihracatta rekor kırdığımız yıl oldu. İlk kez yıllık 20 milyar dolarlık sınırı geçtik ve 21.3 milyar dolarlık ihracat yaptık.

        -1.75 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdik ki, 2005yılından sonra en yükseği oldu. Yıllık yüzde 11.2 ithalat artışına karşılık ihracatta yüzde 15.9 artışı yakaladık. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 108.9 oldu.

        REKLAM

        GIDA GÜVENLİĞİ PLANLAMADAN GEÇER

        -Tarımsal dış ticarette fazla vermeye fazla güvenmemek gerekiyor. Bıçak sırtı bir gidiş var ve fazla her an açığa dönüşebilir. 21.3 milyar dolar ihracat, 19.6 milyar dolar ithalat ve toplamda yıllık 41 milyar dolar dış ticaret trafiğini çok iyi yönetmek gerekiyor. Gelen, giden ne ve yurt içi fiyatlara, üretime ve tüketime etkisi ne? İyi gözlemlemek ve erken müdahale etmek şart oldu.

        -Türkiye’nin gıda güvenliği, fiyat istikrarı, tüketicilerinin ve üreticilerinin korunması, topraklarını ve suyunu daha efektif kullanması için, bir önce tarımda üretim planlamasına geçmesi gerekiyor.

        -Her şeyi biz üretemeyiz. Alacağız ve satacağız elbette. Ama belli bir önceliklendirme ve stratejiyle doğal ve finansal kaynakları etkili kullanarak. Yoksa her şey lafta kalacak.

        Diğer Yazılar