Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçen yıl salgının etkisi altında geçmesine rağmen otomobil ve hafif ticari araçlar yok sattı. 773 bin adetlik satışa ulaşılırken bir önceki yıla göre artı yüzde 61’e ulaştı. Türkiye Avrupa’nın en canlı otomobil piyasası haline geldi. Eğer ithal edilebilseydi belki de tüm yılların en yüksek satışına şahit olacak, 1 milyon adetlik satışı yakalayacaktık.

        Talep patlaması öngörülemediğinden ve karantina sırasında tedarik zorluklarından dolayı birinci el satışlarda yaşanan zorluklar ikinci el otomobil piyasasını müthiş canlandırdı. Kullanılmış bazı arabaların fiyatı, sıfır fiyatını bile yakaladı.

        2021’e girilirken faizler yükseldiğinden otomobil satışlarından yine umut yoktu. Ancak ocak ve şubat ayı verileri otomobile talebin sürdüğünü, hatta ivmelendiğini gösteriyor. Aylık 58.504 adetlik satışla otomobil ve hafif ticari araçlarda şimdiye kadarki ikinci en iyi şubat ayı yaşandı. Bu kadar yüksek satış 10 yıl önce 2011 Şubatı’nda yapılmıştı ve ancak bu kadardı.

        ZİRVE İÇİN 2011 İLE YARIŞ

        -Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin verilerine göre Şubat 2011’deki 58.663 adetlik satış bu yılkinden sadece 159 adet fazlaydı. Ocak ayında da 2011 Ocak ayından sonraki en yüksek satış rakamına ulaşıldı. Ardaki fark sadece 1.164 adetti. Kısaca 2021, otomobil satış rekorunun kırıldığı 2011 yılı ile yarışıyor.

        REKLAM

        -2011 herhangi bir yıl değil. Türkiye ekonomisinin yüzde 11.1 ile 2000’li yılların en yüksek büyümesini yakaladığı, enflasyonun yüzde 3.99’a kadar gerilediği yıl. Kur düşük, kişi başına gelir reel anlamda daha yüksek.

        -Üstelik yılın ortasında genel seçimler yapılacak. Her seçim yılında otomobil satışları, adayların kampanyaları nedeniyle artar.

        TALEBİ ARTIRAN İKİ NEDEN

        -O zaman bu yıl ne var da benzer bir satış oluyor? Aslında ekonomik olarak ileri veya yeni olan bir şey yok. Geçen yılın devamını yaşıyoruz.

        -Ancak farklı olarak ekonomiyi de hayatı da domine eden küresel salgın var. Geçen yılın ikinci yarısından itibaren gerçekleşen büyüme ise 2011 yılının yarısında denilebilir. 2020’nin üçüncü çeyreğinde 6.3 ve son çeyreğinde yüzde 5.9 büyüdük. 2021’in ilk çeyrek büyümesini de Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal yüzde 4-5 aralığında beklediğini söylemişti.

        -Büyüme yarı yarıya ama otomobil satışları aynı. Buna iki önemli neden gösterebiliriz.

        Bunlardan biri salgında bireysel veya ailesel seyahat gereklilik haline geldi. Şehirler arası yolculuklarda uçak ve tren yerine mümkünse otomobil tercih ediliyor. Bu durum otomobile zorunlu bir talep artışı yarattı.

        -Talep artışında ikinci etken ise toplumun bir kesiminin gelirinin artmasından kaynaklandı.

        NAKİT PARASI OLAN ALDI

        -Talebin realize olabilmesi için finansal imkan da lazım. Krediyle satın alma imkanı son aylarda azaldı çünkü sıkı para politikası çerçevesinde bu ayakta bir yavaşlama meydana geldi. Faizlerin yükselmesiyle otomobil kredileri hız kesti. Ama otomobil satışları hız kesmedi, aksine vites yükseltiyor.

        -Bu durumda otomobilleri nakit parası olanlar alıyor. Peki ekonominin çift haneli gerilemeyi bile gördüğü bir salgın döneminde bu nasıl oyuyor?

        REKLAM

        -Yanıtı pandemi sırasında toplumun bir kesimi işini ve gelirini kaybederken bir kesiminin geliri ve serveti arttı. Otomobilleri de geliri artanlar alıyor.

        -Pandemi sürecinde uygulanan karantina ve kısıtlamalar giyim, seyahat, tatil, ulaşım, dışarıda yemek ve sosyalleşme gibi harcamaları ciddi biçimde azalttı. Asıl iş kayıpları da bu sektörlerde oldu. Harcamayı yapanların da doğal olarak tasarrufları arttı. Elbette işini ve gelirini kaybetmeyenler için bu durum söz konusu oldu.

        TÜRKİYE’DE TASARRUFLAR ARTIYOR

        -Finansal veya fiziki serveti olanların servetleri de tutar olarak büyüdü. Ticari gayrimenkulü karantinalar nedeniyle ayrı tutmak gerekiyor ama konut fiyatları 2020’de yüzde 30 arttı ki, bu da bir rekor.

        -Finansal sistemdeki nakit varlıklara gelince, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın haftalık verileri yüzde 42.5’luk yıllık artışı işaret ediyor. 2020 yılında yurtiçi yerleşiklerin toplam finansal varlıkları yüzde 42.5 arttı.

        -Merkez Bankası’nın Finansal İstikrar Raporu’nda da Eylül 2020 itibariyle son bir yılda yurtiçi yerleşiklerin finansal varlık artışı yüzde 41.3 idi.

        -Bizim hesapladığımız seride de yerleşiklerin finansal varlığı yüzde 39.5 büyüme göstermişti. Geçmiş yıllara göre finansal varlıklarda ekstra bir artış var ve bu da enflasyon oranının üzerinde.

        -İşte alınmakta olan otomobiller böylesi bir servet artışına dayanıyor bence. Salgın da gerekli kıldığı için, alım gücü olan aileler, hane halkı büyüklüğüne paralel ikinci, üçüncü otomobilini alıyor.

        DÜNYADA DA TASARRUF ARTIŞI VAR

        Finansal varlıkların veya tasarrufların küresel salgında artışı bize özgü bir gelişme değil. Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde ve Çin’de de var.

        -Bloomberg Economics’in ülke merkez bankalarından derlediği verilere göre, hane halkının pandemi sırasında ekstra tasarrufları ABD’de 1.5 trilyon dolar, Avrupa’da 460 milyar dolar, Çin’de 430 milyar dolar ve Japonya’da 300 milyar doları buldu. Bunların toplamı 2.7 trilyon dolar ediyor.

        -ABD’de tasarruf artışının yüksek olması hem salgının daha baskın olmasından hem de hükümetin nakit yardımlarından kaynaklanıyor olabilir.

        -Hayatın normalleşmesine bağlı olarak artan tasarrufların bir kısmı harcamaya dönüşebilir. Bu da, talep kanalıyla enflasyona baskı gelmesi demek. Son dönemdeki enflasyon korkusu, faiz artışı ve piyasaların dalgalanmasının nedenlerinden biri de bu.

        Diğer Yazılar