Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Futbol zor bir oyun. Başarı hedefine koşarken, baskılar her hafta biraz daha bu stresin üzerine ekstra yük koyar. Bu süreçlerde yöneticilerin, teknik adamların, futbolcuların baskının üstesinden gelebilmeyi başarmaları gereklidir. Bununla yaşamaya başladığınızda, kendi içinizde bu problemi yüzeysel anlamda çözemezseniz, farklı şekillerde yansımaları ortaya çıkar.

        Geçen hafta Erciyes deplasmanında Gökhan Töre bu tür sürecin kötü bir örneğini verdi. Oyun içerisinde tansiyon yükselir. Kazanmak için futbolcu yüzde yüz motive olduğu anlarda bazen kontrolünü de kaybedebilir. Ama bu kontrolünü kaybettiği noktanın hem kendisine hem de takımına kaybettireceği bir nokta olmaması gerekir. Gökhan kendi tarzıyla, kendi üslubuyla tepkisini ortaya koydu. Yanlış anlaşılma olduğu kanaatini ben de taşıyorum. Ama ne benim ne de başkalarının bu kanaati taşımış olması bir şeyi değiştirmiyor. Çünkü karar verici, bunun bu şekilde olabileceğini düşündürecek fırsatı verdi. En önemli nokta, işte bahsettiğimiz bu yüksek tansiyonlarda, bu fırsatları kimseye tanımamak. Ne rakibe ne hakeme... Gökhan bir anlık davranışıyla hem kendisine hem de Beşiktaş’a kaybettirdi.

        SIÇRAMA DERBISI

        Fenerbahçe maçları, Beşiktaş açısından her zaman bu ligin en önemli mücadelelerinden biri olmuştur. Hangi takım derbiye hangi şekilde çıkarsa çıksın, bu maçlar her zaman farklı oynanır. Futbolcu hem oynamayı hem de maçların sonucunu değiştirmeyi çok ister.

        Beşiktaş muhteşem bir çıkış yakaladığı sezonda geçen hafta aldığı acı tecrübeyle bu maçı oynayacak. Derslerden doğru sonuçlar çıkartabilmek, her takımı daha ileriye götürür. Önemli olan kendini bu süreçlerde doğru analiz edebilmektir. Beşiktaş’ta Fenerbahçe’ye oranla bu maçta favori olduğunu düşündürecek daha çok şey var. Daha tempolu, daha dinamik oynayan, çabuk oynamayı seçen, her zaman kaleyi düşünen ve çok çabuk oraya gitmek isteyen bir takım olarak, bu yapısını maçın 90 dakikasına yayabildiği ölçüde bu karşılaşmada ciddi bir hakimiyet yaratabilir. Elbette takım düzeni içerisinde çok önemli bir rol üstlenmiş olan Gökhan Töre’nin olmaması üzücü olsa da biraz evvel bahsettiğimiz gibi maçta olmak isteyecek her oyuncunun bu tür müsabakaları farklı oynayacağını düşünüyorum. Yeter ki bu doğru oyun felsefesini ve sistemini hata yapmadan maçın genelinde uygulayabilsin.

        Bu maçı Bilic açısından da merak ediyorum. Çünkü bugüne kadar hiç derbi maçı kazanamadı. Hatta önde olduğu bazı derbileri elinden kaçırdı. Bu maçın bu açıdan da büyük bir önemi var. Beşiktaş takım olarak olgunlaşıyor ve büyüyor. Hem oyun anlamında gelişti hem de sonuçlar anlamında gelişti. Fakat şampiyonluklara giden yollarda takımın özgüvenini tam sağlayabilmek için derbi maçlarını kazanmak çok önemlidir. Bu gelişen kadronun Avrupa’daki ve Türkiye’deki maçlarda yükselen çizgisinin oturma noktası derbi galibiyetidir. Ve önemli bir dönemeçtir. Bu derbi bu gelişimi ve dönüşümü yapabilmek açısından da ayrı bir önem taşıyor. Ve Beşiktaş’ın yükselen takım yapısıyla bunu yapabilecek noktaya geldiğine de inanıyorum. İş biraz Bilic’in maharetinin yanında futbolcuların tamamının bu maçı doğru oynamasından geçiyor. Olmaması için de hiçbir sebep yok.

        Diğer Yazılar