Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Portekiz’in finale gelişi, İtalya’nın 82 Dünya Kupası’ndaki gelişine benziyor. Gruplarda sıkıntı yaşayan, kazanamayan, sonraki her turda biraz daha üzerine koyarak dünya şampiyonu Paolo Rossi’li İtalya da aynı şekilde yürümüştü. Portekiz de Ronaldo ile benzer adımlar atıyor. Yarı finale kadar beklentilere cevap veremeyen ama kazanabilen bir ekip olmak, Portekiz’e hem güven getirdi hem de etkili bir takım kimliği kazandırdı.

        Galler kendi kapasitesini bilerek çok etkili kullandı. Portekiz maçına kadar oynadığı 5 maçın 4’ünü kazanarak çok etkileyici işlere imza attı. Bunu yaparken kendi defansif yapısına ve oyun disiplinine hep sadık kaldı. Atağa çıktığı anlarda rakip kalede çok uzun süre oynamadan ziyade bulduğu alanları etkili kullandı. Bunu yaparken Bale ile birlikte işin başında Ramsey vardı. Fakat dün akşam O’nun eksikliği özellikle oyunun hücum yönünde Galler’i çok etkiledi.

        Galler kulübe zenginliğine sahip bir takım değil. Hem Ramsey’nin yerini doldurmakta sıkıntı yaşadılar hem de 2 farklı geriye düştüğünde de oyunu çevirebilecek silahları sahaya süremediler. Portekiz’in bu maçta öndeki etkili oyuncuları kadar başka etkili bir yönünü bir kez daha gördük, o da savunma anlayışı. Önde dönem dönem zorlansalar da arkadaki düzeni çok sağlıklı götürdüler. Bunu Hırvatistan maçında görmüştük, Galler karşısında buldukları gollerden sonra bir kez daha tekrar ettiler. Sistem, oyun düzeni, taktik, bunların hepsi futbolun olmazsa olmazı. Ama hepsini farklı yere taşıyan şey yıldız oyuncular. Portekiz beklenti içerisinde olduğu yıldızlarını tekrar vitrine çıkardı. Ronaldo ve Nani’yle de dün geceye imzayı attı.

        Diğer Yazılar