Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kalabalık kadrolarda rotasyon önemli ve değerli. Fakat rotasyon çok da kolay bir şey değil. Çünkü bunu yaptığınızda takımınızın düzeninde ve sisteminde çok fazla değişiklik olmaması gerekir. Rotasyon ancak başarı grafiği devam ettiğinde yerini bulur. Çünkü çok değişen oyuncu yapısı doğal olarak takımın oyun düzenini ve temposunu etkileyebilir. Dün ilk yarıdaki Beşiktaş kadrosunda olduğu gibi.

        Beşiktaş’ı diğer takımlardan ayıran en büyük özellikleri arasında dikine oynaması, rakip kaleye çabuk gitmesi, orta alanı çabuk geçmesi, ceza alanına çok adamla girmesi, pozisyon üretkenliği gibi birçok şey var. Fakat dünkü ilk yarı, kadro tercihi ve oyun bunların birçoğundan uzaktı.

        Kanatları kullanamayan, orta alanda final pasları yapamayan, oyun temposunu yükseltemeyen bir takım olarak özellikle ilk yarıda çok da keyif vermedi. Daha doğrusu bu oyun şekliyle kendisini inkar ederken, rakibinin de elini rahatlattı.

        Şenol Hoca doğal olarak ikinci yarının başlamasıyla oyuna müdahale etti. Quaresma ve Aboubakar’la tekrar etkili olmayı düşündü, başarılı da oldu. İkinci yarının ilk 15 dakikasında Aboubakar ve Cenk’in ayağından yakalanan 5 tane önemli pozisyon var. Siyah-Beyazlılar oyunu Rizespor ceza alanına yıktı. Bu alanda çok da ciddi baskı yarattı. Caner’i biraz daha öne çıkartarak özellikle sol kanattan önemli organizasyonlar yaptı. Bu tecrübedeki takımların maçın içerisinde yaratılan bu kadar pozisyonu gol yapması gerekir. Her şeye rağmen özellikle deplasman maçı için ciddi pozisyonlar buldu.

        Beşiktaş oyun temposu ve düzeni olarak beklenilenin gerisinde olsa da bunun yanında bu maçı kazanacak kadar pozisyonu da üretti. Beşiktaş’ın dün akşamki kadrosunun oyunuyla ilgili genel eleştiri, geçen seneden bu yana değişen oyuncularla birlikte henüz daha sezonu bitirdiği noktaya gelememiş olması. Yeni oyuncularla birlikte oluşan rotasyon mecburiyetinde, seçimler dün akşamki gibi yerine oturmayınca skor bulmakta zorlanan bir Beşiktaş görüntüsü ortaya çıkıyor. Oğuzhan’ın olmadığı yerde Talisca’nın da sakatlığı, kanatlardan birinde başlangıç olarak çabuk ve adam eksiltebilen bir oyuncuyla maça başlanmaması, başlangıçta Beşiktaş’ı hem oyunu tutmakta zorladı hem de pozisyon bulmakta. Sonra yapılan değişikliklerle de skoru elde etme baskısı oyuncuların pozisyonları neticelendirememesinde etken oldu. Bu iş Adriano’nun muhteşem golüne kadar takım üzerinde büyük bir gerginlik yarattı. Adriano tecrübesiyle ve kalitesiyle bir maça nasıl imza atılır, nasıl etki edilirin harika bir örneğini verdi.

        Dün akşam bir kez daha futbolun temel prensiplerini hatırladık. İyi giden kadroyu bozmamak, kazanan takımı değiştirmemek, iyi gidiyorsa aynı şeyi devam ettirmek futbolun yazılı olmayan kuralları. Dün akşamdan elbette oyuncuların da alacağı mesajlar var. Ama en önemlisi; Beşiktaş’ın bir an önce doğru kadroyu bulmaya ihtiyacı var.

        Çünkü ikinci yarıda oyuna giren oyuncularda gördüğümüz gibi bu takım doğru kullanıldığında her zaman sonucu bulur.

        Beşiktaş’ın bir an önce doğru kadroyu bulmaya ihtiyacı var.

        Diğer Yazılar