Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beşiktaş kendi evinde oynarken maçlara artı 1 avantajıyla başlıyor. Kendi stadında arkasına aldığı büyük seyirci desteğiyle her maçı rakipleri açısından çok zor hale getiriyor. Yakalamış olduğu takım dengesi, oyun ritmi ve kazanma alışkanlığı seyircinin gücüyle birleşince durdurulması zor bir Beşiktaş ortaya çıkıyor. Bunu sezon içerisinde yaptığı maçların çoğunda ortaya koydu. Bazen maçın başında, bazen ortasında, bazen de final bölümlerinde...

        Dün bunu maçın başında yaptı. Bu sezon oyunu bu kadar baştan zorlayan ve skoru bulan bir Beşiktaş’ı ilk defa izledik. Ortaya koyduğu etkili takım temposunu maçın başında kullanarak skoru erken yakaladı. Bu aslında Beşiktaş özelliklerinde bir takım için de inanılmaz bir avantaj oldu. Çünkü Türkiye’nin en çabuk ve en etkili rakip kaleye gidebilen takımı olarak oyunda büyük bir stratejik üstünlük sağladı. Aboubakar karşı karşıya yakaladığı pozisyonda 3. golü bulabilse maçı 40. dakikada bitirmiş olurdu. Fakat sonrasına baktığımızda bu stratejik üstünlüğü çok da iyi kullandığını söyleyemeyiz. Trabzon’un Yusuf ile bulduğu gol Trabzon’u tekrar maça çekti.

        İki takımın da rakip kaleye çabuk gitmeyi düşündüğü oyun yapılarında takımların mesafesi uzar. Uzadıkça da orta alan kontrolü zorlaşır. Orta alan kontrolü zorlaşınca da dönen toplar ve oyun inisiyatifi karşılıklı gider gelir. 2. yarı oyun bu şekle döndü. Oğuzhan’ın ve Tolgay’ın düşük tempoları, Beşiktaş’ın oyunu tutmasını zorlaştırdı. Trabzon skoru dengelemeye çalışırken, Beşiktaş da bulduğu boşluklarla oyunu koparmaya çalıştı. Şenol Hoca’nın Tolgay-Gökhan değişikliği, bu oyunun gelgitlerini azaltmak içindi. Fakat bu değişiklik çok da yerini bulmadı, Trabzonspor’un oyunu zorlamasını ve 2. golü bulma temposunu düşüremedi.

        Bazen skoru tutma durumunda olabilirsiniz. Dünkü oyunun ikinci yarısı böyle bir oyundu. Bu kadar sık maç oynadığınız bir ortamda, her maçın her dakikasını muhteşem oynayamazsınız. Bazen rakibinizin belli bölgelerde top kullanmasına müsaade ederek oyunu kontrol etmeye çalışırsınız. Dün Beşiktaş ikinci yarı biraz daha bunu tercih etmek zorunda kaldı. Orta alanın çok verimli olmadığı bu bölümde Adriano, Marcelo, Atiba ve kalede Fabri ile ihtiyaç olan bu nefes biraz olsa alınmaya çalışıldı. Atağa çıkılabilecek anlarda da her şeye rağmen etkili çıkışlar var. Bunu; Cenk, Tolgay, Aboubakar ve Q7’nin ayağından yakalanan pozisyonlarda gördük. Bu çıkışlarda Gökhan Gönül’ün bindirmeleriyle beraber Adriano’nun ters ve uzun topları bu ataklara destek oldu.

        Dün akşam Beşiktaş farklı bir yönünü daha ortaya koydu. Sıkıştığında skoru koruyabilecek defansif bir oyun şekline de dönebildi. Zorluk derecesi yüksek maç maratonunda rakipler değişse de değişmeyen tek şey; kazanan Beşiktaş iradesi.

        Diğer Yazılar