Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        UZUN yıllar İnönü Stadyumu’nun yapılıp yapılamayacağını konuştuk. Şimdi de ne zaman biteceğini hararetli bir şekilde tartışıyoruz.

        Günümüz futbolunun en vazgeçilmez noktası haline gelen statların kulüplere etkisi çok önemli hale geldi. Doğru bir stat ve değişim, kulüpleri çok farklı yerlere taşıyor. Galatasaray ve Fenerbahçe örneklerinde bunu çok net gördük. Rekabetteki güçlerini bu sayede önemli ölçüde artırdılar.

        Şimdi sıra Beşiktaş’ta. Arayı kapatması, kendini yeniden bu rekabetin içerisinde başrol konumuna getirmesi için olmazsa olmazı burası.

        Beşiktaş, nihayet kendi evinin yapımına başladı ve devam ediyor. Bu konuyla ilgili başkan ve yönetim ne diyorsa ona inanmak gerekir. İşin başındalar ve bu konunun detaylarına herkesten fazla hakimler. “Bitireceğiz” diyorlarsa bir bildikleri vardır.

        Şunu unutmamak lazım. Her işe başlayan kişi kendine bir hedef koyar. Bu hedef doğrultusunda da organize olur yönünü belirler. Başkan ve yönetim de ağustos hedefinin uzun zamandır altını çizerek, tekrar ediyor. Bu noktada bir şeyi gözden kaçırmamak lazım.

        Bu hedef işin başındakiler ve çalışanlar için bir konsantrasyon noktasıdır.

        Bunun böyle söylenmiş olması dolayısıyla tartışmayı “Ağustos’ta bitmez” noktasına getirmek Beşiktaş’a bir şey kazandırmaz. Bunca yıl bekledikten sonra 3-5 ayın Beşiktaş açısından lafı bile olmaz.

        Olmamalıdır da...

        Rekabette tekrar güç kazanacağı, kendini evinde hissedeceği bu stat Beşiktaş’ın ve Beşiktaş’lının hayali

        Yeter ki bitirelim...

        Futbol diliyle

        Son yıllarda futbol izleyicimizi transfer konusuna çok alıştırdık. Sürekli transferle gündemi değiştirmeye çalışıyoruz. Fakat transferi düşünürken, isterken veya gerçekleştirirken bir şeyi sürekli gözden kaçırıyoruz.

        Değişen endüstriyel futbolun değişmeyen tek yanı futbol karakteri yüksek ve sorumluluk alan oyuncu profili. Çok oyuncunun gelip gitmesi oyuncuların sorumluluğunu azaltıyor, verimliliğini tartışmalı hale getiriyor. Alternatifleri artırmak bazen takımlarda ciddi bir erozyona sebep olabiliyor. Sürekli dışarıdan gelecek olanın ‘iyi’ veya eldeki ‘yetersiz’ görüntüsü vermek oyuncuları güvensizliğe itebiliyor.

        Bu sezon Beşiktaş’ta sakatlıklar, cezalı oyuncular; dönem dönem ciddi sıkıntılar yarattı. Görüyoruz ki, bazen bu tür sıkıntıların hayırlı sonuçları da olabiliyor. Eldeki dar kadronun işi sahiplenmesiyle bugün farklı bir yere geldik.

        Sorumluluk alabilen doğru oyuncuyu bulabilmek futbolun en önemli noktası. Sorumluluk taşıyabilen ne kadar çok oyuncunuz varsa; başarınız da bu oranda artıyor. Beşiktaş’taki problemler, takımdaki oyuncuları bu yöne sevk etti. Memnuniyetle izliyoruz ki; doğru karakterdeki oyuncular bu sorumluluğu taşımayı başardı. Bugün Ersan’ı, Veli’yi, Oğuzhan’ı, Olcay’ı, Gökhan Töre’yi, Mustafa Pektemek’i, Necip’i bu yüzden alkışlıyoruz.

        Diğer Yazılar