Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BEŞİKTAŞ'TA her sezona girerken teknik adamların kucağına birer mazeret paketi veriyoruz.

        Geçtiğimiz sezon;

        ■ 'Feda sezonundayız'

        ■ 'Geçmiş yönetime hesap soracağız'

        ■ 'Enkaz devraldık'

        ■ 'Küçülmeye gidiyoruz'

        ■ 'Quaresma personele orasını burasını gösterdi. O yüzden gönderdik'

        ■ 'Egemen teklifimizi kabul etmedi. Gönderiyoruz'

        ■ 'Paramız yok, transfer yapamıyoruz' gibi söylemleri teknik direktörümüzün ve kamuoyumuzun önüne koyduk.

        Bu sezon ;

        ■ 'Stadımız yok'

        ■ 'Olimpiyat'ın zemini kötü'

        ■ 'Hakemler bizi yakıyorlar'

        ■ 'Yeniden yapılanıyoruz'

        ■ 'Geleceğin takımını kuruyoruz'

        ■ 'Yıldız oyuncu almayacağız'

        ■ 'Fernandes özel hayatına dikkat etmiyor' gibi birçok mazereti yine bu paketin içerisinden çıkartıp kullanmaya devam ediyoruz.

        Ama bu paketin içerisinde olması gereken en öncelikli hedefleri hiçbir zaman dillendirmedik. Başarı, şampiyonluk ve kupa hedefi bir türlü kelimelere dökmedik. Yaparmış gibi görünürken yapmayı 'gerçekten' istemedik.

        Mazeret üretmeye kalkınca herkesin söyleyecek bir şeyi olabilir. Futbol, zor bir oyun. Önemli olan bu zorlukları aşarak hedeflere ulaşabilmek. Bu rekabet ortamında kimsenin kimseye bir şey hediye etmeyeceğini sokaktaki çocuklar bile biliyor.

        ■ Fenerbahçe 3 sezondur şike süreciyle uğraşıyor. Başkanı ve birçok yöneticisi ağır ithamlarla baskı altında.

        ■ Trabzonspor da aynı ortamda 3 yıldır mücadele ediyor.

        ■ Galatasaray da bu sezon Mancini-Fatih Terim sürecinde birçok problem yaşadı.

        Yani işin özetinde herkes başarısızlığına bir şeyler uydurabilir.

        Fakat futbolda büyük takım olma felsefesinin 1. şartı "Başarı ve şampiyonluk hedefinden" vazgeçmemekten geçer.

        Beşiktaş iki sezondur çok önemli şanslar yakaladı ve yakalamaya devam ediyor. Fakat baştan kodlanan bu mazeret psikolojisi teknik adamları ve oyuncuları sürekli bu olumsuz havanın içinde tutuyor.

        Şimdi geriye dönüp baktığımızda aslında bu hedeflere ulaşmanın çok da zor olmadığını görüyoruz.. Bunu görünce de daha çok üzülüyoruz...

        Bilic, bu sezon 3 tane derbi maçı oynadı. İkisini kaybetti, birinde berabere kaldı. İlk yarıdaki G.Saray ve F.Bahçe derbilerini öndeyken galibiyetle tamamlayamayarak büyük bir avantaj kaçırdı.

        Bugün gelinen noktada her şeye rağmen yine büyük bir fırsat var. Rakipleriniz tarafından altın tepside sunulan Şampiyonlar Ligi şansı önümüzde duruyor. Her şey kendi elimizde...

        Ve Beşiktaş camiası artık kimseden başka bir mazeret duymak istemiyor.

        Diğer Yazılar