Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ARSENAL, herkesin kabul ettiği şekilde, bu turda çekilebilecek en zorlu rakipti. Maç öncesindeki genel kanı, kağıt üstünde favori olarak Arsenal’i gösterse de gördük ki işin icra tarafı hiç de öyle olmadı.

        Beşiktaş’ın Feyenoord maçlarında yakaladığı takım temposu, Arsenal karşısında çok daha üzerine koyarak devam etti. Arsenal topu iyi kullanan bir takım.

        Pas yüzdesi hep iyi olan bir ekip. Bu ısrarlarından da yıllardır vazgeçmediler. Wenger, oyun felsefesi olarak bunu senelerdir uyguladı ve uygulamaya devam ediyor. Beşiktaş oyunu orta alanın birkaç metre gerisinde, ikinci bölge dediğimiz yerde kabul ederek, rakibini kendi planladığı şekilde oynamaya zorladı. Bunu da Arsenal’e kabul ettirdi. Hem bu alanda baskı yaptı, rakibine oyunu teslim etmedi; hem de Arsenal’den kaptığı toplarla çabuk çıkarak planlarını gerçekleştirdi. Pas oranlarına baktığımızda Beşiktaş’ın üstünlüğünü görüyoruz. Bu hem oyunu tutmak anlamında etkiliydi hem de öne çıkışlarda dönem dönem çok verimli oldu. Çabuk çıkmayı hedefleyen bir takım olarak çok da önemli pozisyonlar yakaladı. Demba Ba ve Olcay ile yakalanan pozisyonların gole çevrilememesi bu maçın en üzüntülü tarafları oldu. Bu kadar iyi organize olunan, rakibine hem oyun hem de pozisyon anlamında fırsat tanınmayan bir maçta bu kadar net avantajların skora yansımaması hepimizi derinden üzdü.

        Kaçan gollere üzülüyoruz ama Beşiktaş’ın bu maç sonrasında mutlu olacağı birçok şey de var. Gol yemeden ikinci maça turu taşıyabilmek en büyük avantajlardan bir tanesi. Bu kısaca hala “İşin içindeyim” demek. Bir diğer taraf da takımın harika savunma anlayışı. Dinamik, tempolu, ikinci topları kazanan, savunmadan atağa çabuk geçebilen bir takım olarak sahada yapılanlar da büyük keyif verdi.

        Demba Ba bu maçta bir kez daha gördük ki Beşiktaş için çok önemli bir oyuncu. İşin hem savunma hem hücum tarafında var. Bunun ötesinde hedef olabilen, top tutabilen, diğer oyuncuları yönlendirebilen bir forvet olarak da takımın gücünü bir üst seviyeye taşıdı.

        İsmail’in sağ bekte maç öncesi merak edilen performansı, mücadele bitiminde alkışı hak etti. Necip’in, Veli’nin, Oğuzhan’ın performansları ve tempoları üst seviyedeydi. Ersan ve Pedro’nun bu kadar etkili forvet oyuncularına karşı pozisyon hatası yapmadan oynamaları da ilerisi için büyük bir güven yarattı. Elbette bir de Tolga’nın son dakikalarda Chamberlain’in vuruşunda yaptığı kurtarış var ki bu, Beşiktaş’ı ikinci maç hedefine taşıdı.

        Beşiktaş bu maçı skor olarak belki kazanamadı ama istek olarak, arzu olarak, mücadele olarak, pas üstünlüğü olarak çok net kazandı. O yüzden izlerken çok hoşumuza gitti. Devamını skorla birlikte Londra’da bekliyoruz.

        Diğer Yazılar