Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Resmi sonuçların gerçekleri yansıtmadığını ve hile bulaştığını iddia eden ABD doğumlu Hovhannisyan gerçek galibin kendisi olduğunu savundu. Seçimlerin yeniden yapılması için çağrıda bulundu. Biz bu satırları yazarken binlerce insan Erivan'ın Özgürlük Meydanı'nda Hovhannisyan'ı dinlemek için toplanıyordu. Kollarına turuncu ("kayısı devrimi" lafı oradan çıktı) bant takan göstericiler hükümet aleyhinde slogan atıyordu. Hatta yaşlı bir amca "Hükümetin ...." anlamına gelen küfür dolu bir döviz taşıyordu. Yani yoğun polis varlığına rağmen halk öfkesini gizlemekten korkmuyordu. Oysa Batılı gözlemciler, seçimlerin "gerçek bir rekabet ortamında geçmediğini" söyleseler de yine de hilenin ayyuka çıktığı 2008 seçimlerden "daha demokratik" olduğunu ekliyordu.

        Demek ki yolsuzluk, işsizlik ve hukuksuzluk insanların canına tak etmiş. Ermenistan'ın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından sayılan Civilitas Vakfı Başkanı Salpi Gazaryan'a göre, Hovhannisyan'ın yükselişi kişisel başarısından ziyade mevcut iktidara protesto niteliğinde. Üstelik anamuhalefet lideri Ter Petrosyan katılmayıp, diğer potansiyel rakiplerden eski Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan da düzmece suçlamalarla saf dışı bırakılınca saha Hovhannisyan'a kalmıştı. (Bu arada Oskanyan'ın kurduğu Civilitas Vakfı'na devlet baskısı tam gaz sürüyor.)

        Ermenistan diasporasının en önemli entelektüellerinden sayılan Harput doğumlu tarihçi Richard Hovhannisyan'ın oğlu olan Raffi ve güzel eşi Armine, Amerika'da lüks dolu bir hayatı terk ederek Ermenistan ilk kurulduğunda vatana hizmet için geldiler. Sovyet sisteminin altında grileşen Ermenistan'a hayat ve klas kattılar. Hayırseverlikleriyle de ünlenen çiftin Erivan'ın tepelerindeki villalarında verdikleri ziyafetlerde siyasetin yanı sıra bol bol sanattan da söz edilirdi. "Raffi gerçek bir idealist" diyen Gazaryan birçok gözlemci gibi Miras Partisi liderinin siyaset oyununu tam da bu yüzden beceremediğini vurguluyor. Bu yüzden de sevilip sayılmakla birlikte Hovhannisyan çok da ciddiye alınmıyordu.

        Ama belli ki Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan artık ciddiye alıyor ki Hovhannisyan'ın görüşme talebini kabul ederek 21 Şubat'ta kendisiyle bir araya geldi. Erivan'da en çok merak edilen husus, görüşmede nelerin konuşulduğu idi. Bugünkü mitingde konu hakkında açıklama yapması beklenen Hovhannisyan'ın Sarkisyan ile pazarlığa girdiği yoğun olarak tartışılıyor.

        Seçim kampanyası boyunca muğlak bir tutum izleyen aşırı milliyetçi Taşnakların da Hovhannisyan'dan yana ağırlıklarını koymaları, onların da bu pazarlıklardan pay kapmak istediklerine işaret ediyor. Hovhannisyan'ın başbakanlık koltuğuna oturmak istediğini ama dışişleri bakanlığı koltuğuna da fit olabileceği dillendiriliyor. Sarkisyan'ın da pazarlığı, "diasporadan sorumlu bakanlık"la açtığı diğer spekülasyonlar arasında. Bu durumda önündeki en çetin dosyalardan biri Suriye'den sığınan 7000 dolayında Ermeni kökenli Suriyelilerin dramı olacaktır. Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığının tanınması gerektiğini savunan ve Türkiye ile imzalanan protokollere karşı çıkan Hovhannisyan Dışişleri Bakanı olursa Moskova'dan ziyade Batı'ya yakın durması beklenebilir. Türkiye ve Karabağ konusunda fikirleri değişmese de söylemi değişebilir. Hafızam beni yanıltmıyorsa eğer, Refah Partisi milletvekili iken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Çeçenistan'ın bağımsızlığının tanınması gerektiğini savunuyordu.

        Eğer Sarkisyan ve Hovhannisyan arasında gerçekten koltuk pazarlığı varsa seçim boyunca rejimi topa tutan Hovhannisyan'ın halk nezdindeki imajı nasıl etkilenir? Bunu şimdiden kestirmek mümkün değil. Ama her halükârda kış soğuğunda filizlenen "kayısı devrimi" başka bir bahara kalır.

        Diğer Yazılar