Tarhanamı Kendim Yaptım
Merhaba. Sadece bir çorba olmanın çok ötesine geçmiş ve kültür haline gelmiş bir geleneksel ürünümüzden bahsedip tarifini vermek istiyorum sizlere. Bugün yazımda, her yörede farklı malzemelerle hazırlanan tarhananın ''un tarhanası'' halinden bahsedeceğim.
Benim için tarhana, annemin hasta yatıp da babamın mutfak maceraları yaşamasıyla aklımda kalan ve sevmediğim bir şeydi. Sanırım 9-10 yaşlarındaydım ve o yıl doğuda çok ağır bir kış mevsimi geçirdik. Annem yatıyor, evimiz sobalı. Babam yemek yapmaktan hiç anlamaz. Mutfakta kendi kendine bir şeyler yapıp önümüze çorba diye getiriyor ama içilmesi benim için imkansız. Babam kızmasın, üzülmesin diye 2-3 lokma yutup bırakıyorum.
Aradan yıllar geçti bir gün babamın yaptığı çorbaların konusu açıldı. Komik hatıralara karışmış kıvamsız ve lezzetsiz çorbaların konusu... Babama dönüp gerçekten çok merak ediyorum o tarhana çorbasını nasıl yapıyordun ? Allah aşkına tarifini versene dedim. Babam ne bileyim kızım, hazır çorbayı sıcak suyla karıştırıp getiriyordum dedi. Nasıl yani pişirmeden mi? diye şaşkınlıkla sorduk. Ben pişeceğini nereden bileyim kızım dedi gülerek...
Aslında o zamanlardan belliymiş damak tadımın çok iyi olduğu, yiyememişim. Sonraları evde kendi tarhanamı kendim yaptım ve çok sevdim.
Tarhanayı pişirirken içine et suyu, tavuk suyu, domates püresi, kıyma, peynir ne severseniz lezzet dokunuşu yapabilirsiniz. Eve geç saatte gelince kurtarıcıdır benim için. Hastayken mutfakta elimin gittiği tarhana kavanozudur. Bol acı ve limon takviyesiyle etkili bir grip savar olur. Tarhana evin bereketidir en başta. İki kaşıkla hazırlarsınız, en az 5-6 kişiyi doyurur...
Değerlendirme alışkanlığı çok önemlidir ya bizim için. Evdeki yoğurdu değerlendirmek için yapmayın tarhanayı. Kullandığınız yoğurdun kokusu ağır olmasın. Malzemeleriniz taze ve kaliteli (mümkünse organik) olsun. Tecrübeli değilseniz az miktarda yapın. Tarhana miktarı arttıkça kurutup öğütmesi zahmetli hale gelebilir..
Besin değeri yönünden de çok zengindir. Protein, kalsiyum ve vitamin içerir...
Artık birbirimize alıştık sanırım çünkü sohbeti bitiresim gelmiyor. Tarhanamın yani tarihin ilk hazır çorbasının tarifini vereyim. Bu en sıcak günlerde hazırlayın bence, çok çabuk mayalanır ve kurur. İşiniz çok daha az olur...
Malzemeler:
2 kg süzme yoğurt
2 kg kırmızı biber (kapya)
2 kg domates
6-7 tane kuru soğan
2 su bardağı haşlanmış nohut
1 yaş maya
Aldığı kadar un
Kuru nane
Tuz
Yapılışı:
Biberlerin çekirdeklerini temizleyin iri parçalara bölün. Domatesleri ve kuru soğanları iri parçalara bölün. Doğradığınız sebzeleri robotta öğütün. Bir tencereye alın. Harlı ateşte kaynamasını bekleyin, sonra kısık ateşe alın. 20 dakika kadar arada karıştırarak pişirin. Ocaktan alıp ılınmasını bekleyin ve daha homojen bir karışım elde etmek için tekrar el blendırıyla öğütün. Haşlanmış nohutu robottan geçirip püre haline getirin. Mayayı 1 çay bardağı ılık suyla eritin. Bir yoğurma kabında un hariç bütün malzemeleri; süzme yoğurt, sebze püresi, nohut, erimiş yaş maya, tuz, kuru naneyi iyice karıştırın. Azar azar un ekleyerek yumuşak kıvamlı bir hamur yoğurun...
Üzerine temiz bir tülbent veya bir tepsiyle örtün. 1. gün hamur mayalanıp kabardıkça, birer saat arayla tekrar hafif yoğurup havasını alın.
2. gün 2 saatte bir karıştırın. Hamur bekledikçe daha az kabaracaktır. Günde bir kaç defa karıştırmanız yeterli. Ben 5-6 gün kadar beklettim ve lezzeti oturmuş, hafif mayhoş ve yoğun aromalı bir tarhanam oldu.
Mayalanması biten tarhanadan temiz bir sofra bezinin üzerine birer kaşık alarak aralıklı olarak dökün (sofra bezine yapışmasını dert etmeyin, kurudukça ayrılacaktır) Üzerleri biraz kuruyunca ters çevirip iki tarafının da kurumasını sağlayın. Kurudukça elle parçalayın. Robotta öğütüp ince bir elekten geçirin. Zamanınız varsa un haline gelen tarhanayı geniş bir tepsiye alın ve arada karıştırarak tekrar kurutun. Tarhana lezzetinde ve bereketinde günler olsun. Sevgiler...
