Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MERHABALAR... Bazen programdan bahsediyorum biliyorsunuz. Tadında Hikayeler her hafta Pazar günleri saat 12:15’te Habertürk ekranlarında yayınlanan ve misafir olduğu şehirlerin yemeklerini, kültürünü, tarihini ve geleneklerini tanıtmayı amaçlayan bir program. Sunuculuğunu bendenizin yaptığı, özenle ve ilmek ilmek dokuduğumuz bir belgesel çalışma. Güzel bir haber aldık ve programın daha 5’inci bölümünde Motif Vakfı özel ödülüne layık görüldüğünü öğrendik. Ödül almak çok güzel ama Anadolu kültürüne, Türk kültürüne katkı sağlamaktan dolayı almak çok daha güzel...

        Tadında Hikayeler’de; dünyanın büyük bir hızla değiştiği günümüzde, kaybolmaya yüz tutmuş değerlerimizi gün yüzüne çıkarmayı hedefliyoruz. Bunun için çabalıyoruz. Bizler, kuşak olarak birçok şeyi kenarından köşesinden de olsa tattık. 5 yaşında tek başıma gidip de korkmadan mahalle fırınından sıcak pide alırdım. Mahalledeki çocuklarla paylaşırdık da eve gelene kadar biterdi. Bizlerin bahçelerde bulgur kaynatılan, salça yapılan, sobanın üzerinde tene helvası pişirilen hatıralarımız var.

        Memleketimde, Adıyaman’da yazın bahçesinde nişe (nişasta) yapılan evlerimiz var. Nişe yapımını genç bir delikanlıya söyleseniz bilir mi? Görmediği, o keskin kokusunu duymadığı bir gıdayı, sadece nişasta olarak market raflarında tanıyabilir. Bizler gibi sobanın başında piştikçe, yuvarlanan, top top olan helvanın tadını alamaz. Kat kat süveter ve kazaklarımızla pembecik yanaklarımızla beklediğimiz o helvanın tadını bilemez. Yeni nesil, hiç bilmediği şeylerin özlemini bile duyamaz, değerini bilemez, sahip çıkamaz.

        Peki kaybolan sadece salça mı, helva mı, bulgur mu? Kaybolan tek tek gıdalarımız ve yemeklerimiz değil, topyekun kültürümüz. Kaybolan temiz ve nitelikli gıda üretmek adına çalışan, uğraşan, didinen ruhumuz. Bez torbalarda saklanan tarhana, tahta sandıklarda misafiri soğuk kış akşamlarını bekleyen kesme, sucuk, bastık, ceviz. Kaybolan, köfte yapan annemizin eline hayranlıkla bakan çocukluğumuz. Her şeyin kolay ulaşılabilir, mikrodalgada ısıtılabilir ve lezzetsiz olması. Kaybolan, var olmak adına gösterdiğimiz çaba, sofradaki özen. Kaybolan, biziz aslında... Ne de olsa misafirperver milletiz. Kapımızı her çalanı buyur edip başköşeye oturturuz. Kültürel öğelerde de aynısını yapıp çok fazla sorgulamadan geleni baş üstüne almışız. Hala da alıyoruz. Adını bile bilmediğimiz yemekleri, tarım ürünlerini kısa bir süre içinde beslenme sistemimize dahil ediyoruz. Sağlıklı beslenme adına yapılan tanıtımlar, sosyal medya çalışmaları ve reklamlarla beraber bir bakıyoruz ki günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş. Belki başka bir yazıda detaylı olarak anlatacağımız çok yönlü etkileri olan bu kabulleniş, kendi ürünlerimizin kullanım sıklığını olumsuz yönde etkiliyor. Daha az ekilen ve değer görmeyen yerel ürünler tarihin tozlu sayfalarına karışıp gidiyor. Karıştırmalı pilavı yapıyoruz da marketten aldığımız bulgur artık eski bulgur değil. Bu vesileyle ben derim ki tanıdığımız veya duyduğumuz yerli tohumla, geleneksel yöntemlerle üretim yapan kim varsa destekleyelim. Her gelen misafiri başköşeye koymayalım. Artık biraz sorgulayalım.

        Bu hafta sizlerle hem bizi çok mutlu eden ödül haberini vereyim hem de eskilerden kolay ve lezzetli bir Karıştırmalı Pilav tarifi paylaşayım istedim.

        KARIŞTIRMALI PİLAV MALZEMELERİ

        - 500 gr kemikli kuzu eti (küçük parçalar halinde)

        - 6-7 yemek kaşığı zeytinyağı

        - 2 su bardağı pilavlık bulgur

        - 3 domates

        - 3 yeşil biber

        - 1 yemek kaşığı sade yağ

        - 2 yemek kaşığı tereyağı

        - Karabiber

        - Tuz

        - 1.5 litre kaynar su

        Karıştırmalı pilavın yapılışı:

        KEMİKLİ kuzu etini iyice yıkayın. Üzerinde kemik kırıntısı varsa dikkatlice temizleyin. Etleri iyice süzdürün, gerekirse kağıt havlu yardımıyla kurulayın. Zeytinyağıyla beraber yapışmaz tencereye alın. Orta ateşte arkalı önlü kızartın. Biberleri yemeklik doğrayın, tencereye alın. Orta ateşte pişirmeye devam edin. Kabuğu soyulup küp küp doğranmış domatesleri tencereye alın. 2-3 dakika sonra 1.5 litre kaynar su ile tuz ekleyin. Etler yumuşayıncaya kadar pişirin. Et piştiğinde tencerede dört parmak kadar et suyu kalmış olmalı. Uzun süre pişirmek zorunda kaldıysanız ve su miktarı azaldıysa üzerine sıcak su ekleyin.

        Bulguru kaynayan tencereye alın. Bulgur yumuşayıp suyunu çekene kadar kısık ateşte pişirin. Tereyağını eritin. Pilavın üzerine önce karabiber serpin. Sonra kaynar, kızgın tereyağını gezdirin.

        Birkaç dakika dinlendirip sıcak servis yapın...

        Not: Karıştırmalı Pilav Anneannemin Tenceresi kitabımdan bir tariftir. Şimdi okuyunca diyebilirsiniz ki “Bii anam, Asuman bu yağ çok az değil mi?” Evet biraz daha sade yağ ekleyin bence. Bizim tabirle yağlı yüzlü bir pilav olması için ölçüyü aşabilirsiniz...

        Paylaşmak istediğiniz bir tarif, hikaye ve/ veya hatıra ne varsa lütfen yazın. Mail adresimden, sosyal medya yoluyla; İnstagram: Asuman Kerkez, Facebook: Asuman Kerkez veya Tencere.tv hesaplarından herhangi biriyle bana ulaşabilirsiniz. Youtube kanalım Asuman Kerkez&Tencere.tv abone olun. Haftaya görüşmek üzere, sevgiler...

        Diğer Yazılar