Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MADEM başladım, devamını getireyim.

        Önceki gün bir menajer dostum aradı. Dedi ki, “Üç gündür antrenörleri ve kulüp yöneticilerini yazıyorsun. Hırsızlık yapan kulüp başkanından, haraç kesen kadın yöneticiye kadar onlarca kişiyi kaleme aldın. Yaşanmış olayları en ince detayına kadar aktardın. Ama eksik bıraktın”...

        Sordum, “Ne eksik” diye... Söyledi:

        - “Yazılarında genelde antrenörlerin hakkını korudun ve onların sorunlarını dile getirdin. Ama bu ülkede transfer ettiği futbolcudan komisyon alan ne kadar çok teknik direktör var, onları niye yazmıyorsun?.. Sıkıysa yaz”...

        Ağzımdan tam kötü bir laf çıkacaktı ki... “Dur be oğlum... Küfür falan etme... İşin içinde ben de varım” dedi.

        Buyrun, buradan yakın...

        Heyecanlandım... “Çabuk anlat” dedim. Anlattı:

        -”Win win usulü çalışıyoruz. Yani karşılıklı kazanıyoruz. Diyelim ki futbolcuya 1 milyon dolar vereceğiz. Antrenöre diyorum ki, futbolcuya verilecek ücretin dışında sen 250 bin dolar alacaksın... Ben 500 bin dolar kazanacağım... Toplam 2 milyon dolara mal edeceğiz”...

        Safım ya, atladım, “İyi de, 1 milyon futbolcuya, 500 bin sana, 250 bin de antrenöre olursa, 1 milyon 750 eder” dedim. Güldü... Aydınlattı: “250 bin dolar da o kulübün yöneticisine”...

        İsim isim, kulüp kulüp devam etti... Sonunda dedim ki, “Ben bunları tek tek yazayım mı?” Çok kızdı... “Sakın ha... Ekmeğimle mi oynayacaksın. Biz ne terler döküyoruz, biliyor musun” dedi.

        Hep duyardım ama bu kadar önemli ve çok çok tanınmış bir menajerin ağzından en ince ayrıntısına kadar öğrenince haliyle çok şaşırdım.

        Bu menajer dostum izin verirse, günün birinde o isimleri de tek tek yazmayı çok isterim. Hemen şunu da belirteyim: Bu menajer dostum, genelde Süper Lig takımları ile çalışıyor. Son 10 yılda hiç getirmediyse ülkemize 100 yabancı futbolcu getirdi. Ve çok önemli bölümünü de 4 büyüklere getirdi.

        Oluşan müthiş rantın boyutunu siz düşünün artık!!!

        Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama bu ülke futboluna büyük hizmeti geçen ve tırnakları ile kazıya kazıya ayakta kalmaya çalışan çok değerli teknik adamlarımızın hakkını hiç kimse ödeyemez. Oran olarak da fazlalar... Eli öpülesi olarak gördüğüm bu değerli antrenörlerimiz, bu ülkenin gerçek emekçileridir... Ama ne yazık ki, transferini sağladığı futbolcusu üzerinden komisyon alan çürük elmalar da var.

        Antrenöründen futbolcusuna, kulüp başkanından malzemecisine kadar herkes biliyor bu iğrenç sistemi... Futbolcu ya da yönetici komisyona karşı çıkarsa, o transfer pekala suya düşebiliyor. Sırf komisyon alabilmek için işe yaramayan pek çok futbolcunun bazı teknik direktörler tarafından kulüplere sokuşturulduğunu da vurgulamam gerekiyor.

        Ülkemiz yabancı çöplüğüne nasıl dönüştü!!! Hiç oynamadığı halde bazı futbolcular nasıl sürekli transfer yapıyor!!! Bazı teknik direktörler niye hep belli menajerlerle çalışıyor!!!

        Şimdi ilgili ve ilgisiz herkese soruyorum: Bir kişi bile çıkıp da “Hayır kardeşim... Bu camiada komisyon alan hiçbir antrenör yok” diyebilir mi? Varsa çıksın... Üstelik bu komisyoncu antrenörlerin bir bölümü de önemli isimlerden oluşuyor. Yıllardır çatır çatır bu işi yapıyorlar.

        3 gün devam eden yazılarım sonrasında telefonlarım susmadı. Sanal ortamdan inanılmaz destek mesajları yağdı. Antrenör dostlarım başta olmak üzere herkes “Yazdıklarında yanlış yok... Hepsi doğru” dedi ve süper destek geldi.

        Neyse... Suya sabuna dokunmak iyi oluyor.

        Son söz: Futbolumuzun gerçek emekçilerine selam, bu tür yazılar yazmaya devam...

        Diğer Yazılar