Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sözün bittiği yerdeyiz artık...

        Böylesine bir duyarsızlık karşısında insan ne diyeceğini bilemiyor.

        1 kişi bile sesini çıkartmaz mı!.. 1 kişi bile “Bu hırsızlık bize yakışmıyor” demez mi! Koskoca Galatasaray Kulübü inanılmaz bir vurdumduymazlık içine girdi.

        Yaşanan vurgun, yaşanan soygun, yaşanan hırsızlık, tam 15 gün önce bu köşede, tüm belgeleriyle birlikte ortaya konmuş olmasına rağmen, Galatasaray Kulübü’nün çok değerli yöneticileri ne bir ses verdi, ne de bir nefes...

        Camiadan çıt çıkmadı.

        Herkes ölü taklidi yaptı.

        Bir daha yazayım.

        Belki canlanırlar.

        Olay şu efendim:

        - “12 yıl önce... Galatasaray’ın Bratu transferinde büyük bir cambazlık yapılıyor. Galatasaray’ın o dönemki yönetim kurulu, Rumen futbolcu Florin Bratu’nun 600 bin Dolar’a transfer edilmesini karara bağlıyor. Bu karar, yönetim kurulu defterine işleniyor. Ama aynı yönetim kurulu, tam bir hafta sonra, Bratu için bu kez 3 milyon 100 bin Dolar ödenmesini kararlaştırıyor. Bu karar da aynı defterin bir sonraki sayfasına işleniyor. Paralar tıkır tıkır ödeniyor. Ardından tarihi gelişmeler oluyor. Romanya’da yer yerinden oynuyor. Popescu’nun da aralarında bulunduğu 7 menajer teker teker tutuklanıyor. Bu 7 menajer, Bratu transferi de dahil olmak üzere 12 transferde vurgun yaptıkları için demir parmaklıklar ardına atılıyor... Ve halen hepsi de hapis yatıyor...”

        Önceki hafta bu köşede bu olay belgeleriyle birlikte çok geniş bir şekilde yayımlandıktan sonra... Ülkemizin önde gelen pek çok televizyon kanalında ve internet sitesinde ses getirici yayınlara yer verildi.

        Ama ne hikmettir ki, Galatasaray’dan ses gelmedi. Ne o karara imza atan geçmiş yönetim kurulu üyelerinden, ne de şimdiki yönetim kurulu üyelerinden herhangi birisi çıkıp da “Üzgünüz” bile demedi.

        Yani, sorumsuzluk ve duyarsızlık tavan yaptı.

        Kendileri bilir... Tarih elbette herkesi en iyi şekilde sorgulayacaktır.

        Bazı dostlar soruyor, “Şimdiki yönetim kurulu üyelerini biliyoruz da... O dönemki üyeler kimlerdi” diye... Yazayım efendim:

        Özhan Canaydın, Ali Dürüst, Refik Arkan, Temel Aksoy, Şükrü Ergün, Özer Saraçoğlu, Alp Yalman, Mete Başol, Derya Taşdelenler, Mehmet Şencan, Orhan Yüzen, Özkan Olcay, Ahmet Raif Ünüvar, Bikem Ardakoç, Niyazi Yelkencioğlu.

        * * *

        Şu hususları da yazmamda yarar var: Romanya’daki menajerlerin tutuklanmasına neden olan 12 transfer arasında en büyük vurgun Bratu transferi sırasında yaşanıyor. Diğer 11 transfer, bedel olarak da, kazığın oranı olarak da Bratu transferi yanında “devede kulak” kalıyor. Bu 12 transfer sırasında Popescu, sadece ve sadece 2 transferde rol oynuyor. Bu transferlerden biri Bratu, diğeri ise Lucian Sinmartean... Popescu ve arkadaşları, 300 bin Dolar’lık Sinmartean’iyi de Panathinakos’a sadece 600 bin Dolar karşılığında paket halinde veriyor. Sinmartean transferindeki vurgun, sadece 300 bin Dolar’la sınırlı kalıyor. Bratu transferindeki indiragandi ise tam 2.5 milyon Dolar’ı buluyor.

        Neresinden bakarsanız bakın, Bratu transferi, vurgun ve tutuklama çerçevesinde Romanya’da çok özel bir yer teşkil ediyor.

        * * *

        Her türlü soygunu ve cambazlığı kanıksar hale gelmişiz. Eloğlu Romanya’da demir parmaklıklar ardında gün sayıyor, bizimkiler ise yurt içinde keyif çatıyor.

        Efsane Popescu, yarınlarda “Ben yandım, siz de yanın” derse... Galatasaray’da ve ülkemizde neler olur acaba!

        Belki de konuşacak Popescu!

        * * *

        Şimdi... Bu olayla ilgili hiç kimse kalkıp da “Zaman aşımı” ya da “Geçmiş gün” falan demesin... Vicdanın ve de sorumluluğun olduğu yerde zaman aşımı dikkate alınmaz.

        * * *

        Yazıp yazmamak konusunda çok tereddüt ettim ama... Yazayım. Geçen ay... Cumhuriyet Savcılığı’ndan bir çağrı aldım. Sebebi de şu: 6 ay önce Kazakistan ile oynadığımız milli maç sonrası yazdığım yazıya bazı kişiler çok üzülmüş, incinmiş ve kırılmış... Kimler mi? Gecenin 2’sinde gazeteci arkadaşlarımıza stat çevresinde tekme tokat saldıran korumalar... Bu korumalar niye mi saldırmışlardı? Milli maçta forma giymeyen Volkan Demirel ile Emre Belözoğlu’nun görüntülerini çekmeye çalışan meslektaşlarımızın çalışma sistemini beğenmedikleri için... Fenerbahçe Kulübü’nün görevlileri olan bu korumalar, “Utanmaz adamlar” başlıklı yazım sonrası beni savcılığa şikayet etmişlerdi. Sonuç mu? İfademi verdim, Savcı Bey de takipsizlik kararı verdi.

        Olay kapandı. Herkes rahata erdi.

        Sözü şuraya getireceğim: Transferlerdeki hırsızlıklara ve cambazlıklara da aynı duyarlılığı gösterebilecek hiç kimse yok mu acaba bu ülkede!

        Bunca belgenin ve bilginin dolaştığı bu mecrada niye sessiz kalınıyor acaba!

        * * *

        Aslında bugün yazılacak pek çok konu vardı... Sıra gelmedi. Ülkemizde transfer cambazlıkları ve soygunları bitmek bilmiyor. Öğrenmesi de kolay oluyor. Yeter ki siz öğrenmek isteyin.

        Son olarak... “Galatasaray Kulübü Başkanı Duygun Yarsuvat’ın, bugüne kadar söylediği en doğru ve en anlamlı söz nedir” diye soracak olursanız eğer... Bence şu:

        “Galatasaray’ın malı deniz, yemeyen domuz...”

        Yarsuvat gerçi sadece konuşuyor, soygunlarla ilgili olarak herhangi bir operasyona imza atmıyor ya da atamıyor ama... Durumun vahametini bilmesi bile, hiç yoktan iyidir elbette...

        Finali yapayım:

        Batı’ya açılan bu pencere... Ne zaman temizlenecek acaba!

        Diğer Yazılar