Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ülke sporu açısından tarihi bir sürece giriyoruz. Seçimlere az bir süre kaldı. Futbolun dışında kalan tüm federasyonlarda seçim olacak. Dananın kuyruğu kopacak! Önümüzdeki haftalarda her bir federasyonda ayrı ayrı seçim yapılacak.

        Hatırlatayım. 59 federasyon var. Bu 59 federasyon da Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunuyor.

        Haliyle kulis çalışmaları hızlandı. Hangi başkanlar görevde kalacak? Kimlerin önü kesilecek? Hangi başkanlara “Yeter be kardeşim” denilecek?

        Hepsi önümüzdeki günlerde belli olacak.

        Şimdi... Eğri oturalım, doğru konuşalım. Samimi olalım. Olay şu: Bu 59 federasyonun bağlı bulunduğu Spor Genel Müdürlüğü... Daha önceki seçimlerde... Kimi istediyse. Kimi desteklediyse... Genelde... O aday... Seçimi kazandı.

        Çok net bu... Hep böyle oldu. Kim işaret edildiyse... İstisnai durumlar dışında... Hep o aday kazandı.

        Haliyle... Görünen o ki... Önümüzdeki seçimlerde de benzeri yaşanacak.

        Peki nasıl gerçekleşiyor bu? İzah edeyim. Bir matematiği var elbet... Mevzuata fazla dalmadan şu kadarını söyleyeyim. Spor Genel Müdürlüğü’nün yüzde 10 oranında oy hakkı bulunuyor... Fena bir oran değil elbet. Ama daha önemlisi... Spor Genel Müdürlüğü’ne bağlı Gençlik ve Spor Kulüplerinin, federasyon seçimlerindeki müthiş etkinliği... Kamu bankalarının yanı sıra belediyeler bünyesinde kurulmuş olan kulüplerin seçimlerdeki büyük rolü.. Oy deposu olsun diye kurulmuş olan belli kulüpler, falan, derken... İş bitiyor. Geriye bir şey kalmıyor. Oylar blok halinde kullanılıyor.

        Zaten bu yüzdendir ki... İşareti alan kişi... Rahatlıkla başkanlık koltuğuna oturuyor. İsterse o camianın içinden yetişmemiş olsun... İsterse beceriksiz olsun. Hiç önemli değil. İşareti almış mı, siz ona bakın. Koltuğu ele geçiriyor. Babasının malı gibi kullanıyor.

        Tersten de yazayım. İşareti almamış bir kişi... İsterse olimpiyatlarda derece yapmış olsun. Üstün vasıflara sahip bulunsun. Hikaye... Evinde oturur.

        Hem ayrıca... Öyle bir federasyon seçim yönetmeliği var ki... “Mevcut federasyon başkanları koltuğunu korusun” diye hazırlanmış adeta... Mümkün değil yıkamazsınız. Zaten yıkılan da pek yok. Varsa da eğer... Bilin ki... Spor Genel Müdürlüğü teşkilatının ya da başka bir üst makamın, “Onu artık istemiyoruz” şeklindeki direktifleri sonucu “Elveda” demek zorunda kalmıştır büyük ihtimalle.

        Önümdeki listeye bakıyorum. 59 federasyonun hepsini tek tek inceliyorum. Federasyon başkanlarının önemli bölümü uzun yıllardan beri bu görevde bulunuyor. İyi de kardeşim, ülke sporu yerlerde sürünüyor, başarısız başkanlar, o koltuklarda yıllardır nasıl oturuyorlar? Bu kişileri o koltuklara oturtanlar, kendi koltuklarında nasıl tutunuyorlar? Yok mu bu işte bir anormallik!

        Kabul, öyle federasyon başkanları var ki, az zamanda çok yol aldılar. Takdiri hak ettiler. Ama spor camiası da iyi biliyor ki, bu durum istisnadan öteye geçmiyor.

        Hemen söyleyeyim. Başarısız federasyon başkanlarının tamamına yakını... Bu seçimlerde yine aday olacaklar. Edirne’den dışarı çıkamayan, Rio’da dökülen, doğru dürüst sporcu yetiştiremeyen, ülke sporu adına minnacık işler bile yapamayan başkanlar, sanki kendileri değillermiş gibi... Çalışmalara başladılar. Ballı koltuk bırakılır mı!

        Şunu da hatırlatmam gerekiyor: Bu seçim öncesi... Durum biraz değişti. Spor Genel Müdürlüğü’ndeki kurmay heyeti... Rio’daki genel hüsranın ardından... Kendi durumlarını kurtarabilmek adına.... Faturayı değişik taraflara yıkabilmek için.... Değişik faaliyetler içine girdiler.

        Yine koltuk sevdası yani!

        Son söz: Ülke sporundaki bu başarısızlığın... Bu hüsranın... Bu kara tablonun... Altında... Temelinde... Gelmişinde... Geçmişinde... Ahbap çavuş ilişkileri yatıyor.

        Diğer Yazılar