Bu nasıl seçim!
Çok sevdiğim bir söz var:
- “Avcı ne kadar av bilirse... Tilki de o kadar yol bilir.”
Spor teşkilatımızın mevcut yapısı da bu sözü hatırlatıyor. Siz istediğiniz kadar formül üretin, delip geçen çok oluyor.
Ülke sporundaki cambazlıkları yakın zamanda çok daha iyi göreceksiniz. Çünkü seçimlere az kaldı. 59 federasyonun seçimi tek tek yapılacak.
Bu köşede aylardır yazıyorum, yönetmelikteki yüzde 15 maddesi kalksın, diye... Son durum ne mi? Kalkabilir!
Bilmeyenler için hatırlatayım. Herhangi bir federasyona başkan adayı olacak 1 kişinin... Toplam delege sayısının yüzde 15’i oranında... İmza toplaması gerekiyor. Mevzuatta değişikliğe gidilirse... Toplamasına gerek kalmayacak. Doğrusu bu... Hukuksal ve mantıksal açıdan doğrusu bu.
Biraz açayım. Rio Olimpiyatları öncesi... Mevcut başkanların tamamına yakını... Mevcut delegelerin tamamına yakınından... İmzaları topladı.
Yani... Klasik, ahbap-çavuş durumu... Seçimler yapılmadan, seçimler bitti gibi!
Bu tür tarzanlıklar yüzünden değil mi zaten, başarısız pek çok başkan, koltuğunu yıllardır koruyor.
Yine bu yüzden değil mi, mevcut başkanlar seçimlere tek aday olarak giriyor.
Mevzuatta ve de uygulamada... Daha pek çok yamukluk var.
Misal... Kanun diyor ki, “Genel kurul üye sayısı olimpik ve paralimpik spor dallarında 150’den az, 300’den fazla, diğer spor dallarında ise 100’den az, 200 üyeden fazla olamaz”...
En fazla 300 delege yani... Bu da ayrı bir yanlış... Niye 300?.. Saçmalık! Niye kısıtlıyorsunuz kardeşim! Hak’kı olanın hak’kını niye elinden alıyorsunuz?
Hatırlatmak mı lazım. Katılım ne kadar fazla olursa... Özgür iradenin sesi o kadar iyi, net ve gür çıkar.
Sıkıntının büyüğüne geleyim. Yine kanun diyor ki, herhangi bir federasyonda bu sayı aşıldığı takdirde, oy kullanacak üye sayısı noter tarafından kura ile belirlenir. Noter ve kura... İyi de... Bizim spor teşkilatında ne tilkiler ve cambazlar var! İddia şu... Hem de en az 20 başkan adayından duyduğum müthiş iddia şu: Muhterem federasyon başkanlarımızın tamamına yakını.. Mevzuattaki ifadenin yetersizliğinden yararlanarak... İşi oldu bittiye getiriyorlar. Şöyle ki... Delegeliği hak eden kişi sayısı deyin ki 550 kişi... Cambaz federasyon başkanı bu 550 kişilik listeyi eline alıyor.. Bir de kendi kafasına göre belirlediği 200-220 kişilik listeyi koltuğunun altına sıkıştırıyor. Noterdeki ahbabı ile buluşuyor. Çaylar, kahveler... Gelsin gitsin. Cambazlık... Yamukluk. Hoop... İş bitiyor. O koltuk altında getirilen... Kemik isimlerden oluşan... Bizim başkana gözü kapalı oy verecek... 200-220 kişilik torba... Firesiz bir şekilde... Kazanıyor. Kazanmış gibi gösteriliyor. Torbadan çıkmış gibi gösteriliyor.
Nasıl olsa... Gören yok. İzleyen yok.
Sonrasında Tahkim Kurulu’na itiraz edilse bile... Ne yapsın Tahkim Kurulu? Noter çekilişi bu! Aslında çekiliş değil de, cambazlık ama... İş bitiyor. Geçmiş olsun!
Haliyle... Hemen hiçbir federasyon... Bu noter çekilişinin... Ne zaman, nerede ve nasıl yapılacağını... Duyurmuyor.
Oysa... Dürüst ve samimi olmak istendiğinde... Bu iş o kadar kolay ki! Spor Genel Müdürlüğü’nün resmi sitesinde bir davet yazısı... Bir salon... Bir noter... 2 kilo kuru pasta... Az da limonata...
Adaylar gelir. Çekiliş yapılır. Herkesin gözü önünde tertemiz tamamlanır.
Yazarken içim sızlıyor ama... Koskoca Spor Genel Müdürlüğü’nde benim bu yazdığımı düşünebilecek bir insan yok mu!
Tabii... Sürekli cambazlık peşinde koşmaktan, bu tür işleri düşünebilecek zamanları kalmıyor.
Daha neler var, bir bilseniz.
Ama yerim bitti arkadaş... Son söz: Biz bu zihniyetle... Bu cambazlarla... Bu cambazlıklarla... Sporda... Zor kalkınırız.
