Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gol kralı... Milli atlet... Tenisçi... Rekortmen.

        Henüz 4 yaşındayken... Geçirdiği trafik kazası sonucu sağ bacağının alt tarafını kaybetti. Hem de ne zaman biliyor musunuz? 23 Nisan’da... 23 Nisan 1993’te... Bir çocuk bayramında!

        Sokakta topun peşinde koşarken... Topu yakalayacağım derken... Arabanın altında kaldı. Maalesef. Yaşamın sillesini yedi.

        Direndi. Mücadele verdi. Her türlü zorluğa göğüs gerdi.

        12 yıldır futbol oynuyor. Hemen her maçta fileleri havalandırıyor. Lakabı da Messi... Çünkü Messi gibi her türlü golü atıyor. Röveşatanın kralını, vole ve çalımın da en zorunu kolay bir şekilde başarıyor.

        4 yıl önce atletizme başladı. 100 metre, uzun atlama ve yüksek atlamada inanılmaz dereceler elde etti.

        Yetmedi. Tenise soyundu. Teniste de başarı merdivenlerini hızla tırmandı.

        Gecesini gündüzüne kattı, eğitimini de tamamladı. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümünü’nü bitirdi. Öğretmen oldu. Ülkemizin halen engelli tek beden eğitimi öğretmeni.

        Kim bu kardeşimiz? Barış Telli... Avrupa Şampiyonu olan Ampute Milli Takımımız’ın oyuncusu...

        10 numara sporcu... 10 numara adam.

        Ders alınacak bir yaşam hikayesi var

        ***

        Uğur Özcan... Kahraman

        Osman Çakmak... Kahraman.

        Alican Kuruyamaç... Muhammed Yeğen... Rahmi Özcan... Feyyaz Gözüaçık... Serkan Dereli... Fatih Şentürk... Fatih Karakuş... Selim Karadağ... Kemal Güleş... Ömer Güleryüz... Mehmet Yunsur...

        Hepsi birer kahraman.

        3 gün önce bizi sevince boğdular. Bir kez daha büyük bir başarı sağladılar.

        Avrupa Şampiyonu olan Ampute Milli Takımımız’ı ne kadar alkışlasak azdır.

        Çünkü bu başarı, sıradan bir Avrupa şampiyonluğu başarısı değil, çalışan insanların nerelere gelebileceğini kanıtlayan ders niteliğindeki bir yaşam mücadelesidir.

        Bir direniştir. Bir haykırıştır.

        ***

        Terör, kaza ya da değişik nedenlerden dolayı çok büyük acılar yaşadılar.

        Ama ortak özellikleri var: İnanç... Disiplin... Vatan sevgisi.

        ***

        Ufacık olumsuzluk karşısında hayata küsen gençlere ders vererek...

        Ufacık bir eleştiri karşısında isyan eden sözde sporculara mesaj göndererek...

        Avrupa’nın zirvesine çıktılar.

        Her birinin yaşam öyküsü... Kitaplarda... Spor okullarında... Sürekli dile getirilmelidir.

        Bir eli yağda, bir eli balda olan şımarık pek çok sporcumuzun içi boş demeçlerinin yerine... Zorluklarla ve acılarla yoğrulan bu kahramanlara kulak verilmelidir.

        ***

        Uğur Özcan Caddesi... Osman Çakmak Parkı... Barış Telli Meydanı... Rahmi Özcan Sitesi... Fatih Karakuş Bulvarı... Her bir kahramanın adı... Çok önemli yerlere verilmelidir.

        İsimleri kalıcı olmalıdır. Gören ya da duyan, gerekli her türlü mesajı almalıdır.

        ***

        Dopingcilerin, şikecilerin ya da menfaat için her türlü cambazlığı yapan kişilerin cirit attığı spor mecramızda... Bir ışık gibi parladı bu aslan yürekli gençler.

        Her türlü övgüyü, primi, ödülü ve madalyayı fazlasıyla hakettiler. Analarının ak sütü gibi helal olsun.

        Bataklığa dönüşen sporumuzda... Bir nilüfer gibi açan... Yarınlara daha ümitli bakmamızı sağlayan... Bu gençlerle... Bu ekiple... Ne kadar gurur duysak azdır.

        Diğer Yazılar