Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Esnaf ve sanatkarların toplumdaki farkını ekonomik platformlardaki bir çok konuşmalarında dile getiren siyasetçilerimiz, bu konudaki görüşlerini genellikle şöyle tanımlarlar:

        ‘‘Esnaf ve sanatkar ayakta durursa, ülkem ayakta durur.’’

        Siyasetçilerimizin ve siyasi liderlerimizin bu konudaki haklı tespiti, aynı zamanda demokrasilerde esnafın ağırlığının da ne kadar önemli olduğunun açık bir beyanı olarak da algılanabilir.

        Buradan hareketle esnaf ve sanatkar kesiminin ihtiyaç ve sorunlarını, iktidarların ve siyasi partilerin programlarında birinci planda tutması her zaman beklenir ve beklenecektir de....

        Nitekim, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren esnafımız ülkenin sosyal ve ekonomik yapısındaki bu güçlü örgütlenmesiyle siyasetin ve siyasetçinin de her zaman ilgi alanı içerisinde etkin bir şekilde rol almıştır.

        Cumhuriyet tarihinde esnafı siyasete çeken ve mecliste temsil edilmesini sağlayan ilk lider ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’tür.

        Yıl 1931... Cumhuriyet’in ve Büyük Meclis’in ilk kuruluş yıllarında, İstanbul’da Beyazıt Okçular Caddesi’nde bir kunduracı dükkânı işleten, çevresinde işine bağlı, sevecen, ticaretini ahilik kuralları çerçevesinde yaptığı bilinen Hayrullah Efendi (soyadı yasasına göre sonradan Hayrullah Ergin olan) kişilikli bir esnaftı.

        ARAŞTIRDI VE İNCELEDİ

        Dönemin ilerleyen yıllarında Başbakan olarak görebileceğimiz Recep Peker’in bizzat iş yerine gelerek Hayrullah Bey’e sıcak ilgi ve yaklaşımla şöyle konuşur:

        ‘‘Reisicumhur Hazretleri araştırdı, inceledi. Mecliste halkın milletvekili olarak esnaf camiasından sizi tensip buyurdular’’ dedi.

        Böylece bu teklifle esnaf kökenli bir milletvekiline mecliste görev yolu ilk defa açılmış oluyordu.

        Kunduracı Hayrullah Ergin’e yapılan bu teklif daha sonra üç esnafa daha götürülmüştü. Bunlardan biri matbaa teknisyeni Ahmet Ulus, öbürü tesviyeci Yaşar Yazıcı Efendi’ydi.

        Esnafımız 5362 sayılı yasayla bağlı olduğu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın son resmi kayıtlarına göre şu an itibarıyla ülke genelinde 3 milyona yakın kayıtlı işletmesi ve gene bakanlığın resmi verilerine göre çalışanları ve aileleri dahil edildiğinde 8 milyonluk ülke nüfusunu teşkil etmektedirler.

        Şimdi yaklaşan ve son dönemecine girdiğimiz seçim arifesinde esnafı ve siyaseti ayrıştırmaya çalışanlara soruyorum?

        Ülkenin bu kadar sosyal ve ekonomik bir gücünü oluşturan ve bir o kadar da sorunları olan esnaf ve sanatkar kesiminin ihtiyaç ve beklenti politikalarını, içinden çıkan temsilcileri değil de sizce kimler çözmeli?

        Sevgiyle kalın, ağız tadıyla kalın...

        Diğer Yazılar