Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Malumunuz, günden güne hayat şartları olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Ülke olarak bir bütünlük içinde, on yıllardır Türkiye Cumhuriyeti topraklarında, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde, bireyden topluma üzerimize düşeni yapmaya, ister devlet işinde olsun, ister şahsi işlerimizde çalışıp daha ileriye gitme mücadelesinde yarış içinde olduk.

        Bu yarış, içimizde birbirimize karşı değil de uluslar arası arenada olduğunda gelişmiş uluslar seviyesinde değer görecektir.

        Elbette ki, kendi aramızda da yarış içinde olacağız. Her sektör, en iyi, iyi ve kötüler diye nitelendirilecektir.

        Bu, istatistik biliminin bir gerçeği, sosyal yaşamın seçiciliğinde kaçınılmaz bir ayrıştırıcılıktır. Kim ki, işini en güzel şekilde yapıyorsa, en iyi hizmeti de o yapıyor demektir.

        EN İYİ OLMA YARIŞI

        Bizler de yeme içme sektörümüzle ilgili bu algıdan yola çıkarak, işini en iyi yapanlardan olmak zorundayız. Hatta bizler her birimiz en iyi olma konusunda en büyük yarışın içinde olanlardan olmalıyız.

        Çünkü bizim işimiz, bire bir insan sağlığıyla iç içe, hijyenin en ileri şeklinin uygulanması gereken sektördür.

        Esnafın yol haritası niteliğindeki Ahilik geleneği düsturlarıyla beraber bu öğretileri yaşama koyma prensipleri doğrultusunda, daha fazla kar elde etmek için, hiçbir bireyin beslenme gibi bir temel ihtiyacını suistimal etmemeliyiz.

        Burada empati yapmalı, bedelini ödeyip satın aldığımız bir yemeği, bir içeceği veya bir ürünü, ayıplı mal olarak gördüğümüzde biz olsak “gönül rahatlığıyla ve afiyetle yer miyiz, kullanır mıyız?” diye düşünmeliyiz. Kendi sağlığımızı bile bile tehlikeye atmayacak kadar dikkatli ve temkinli davranıyorsak, diğer insanlara da bu duruşumuzu bozmadan, dürüstçe ve itina ile hazırladığımız ürünlerimizi sunmak da boynumuzun borcudur.

        ZARAR VERMEDEN

        Piyasa koşulları neyi getirirse getirsin, alım gücü esnafı ve doğal olarak bunun bir yansımasıyla müşterilerimizi ne kadar zorlarsa zorlasın, kaliteden ve dürüstlükten asla taviz vermeden mesleğimizi icra etmek, gerekirse on kazanacağımıza beş kazanarak mesleksel adımıza ve Türk Mutfağı’na zarar vermeden bu günleri de aşacak, özlenen günlere hep birlikte ulaşacağımıza olan inancımızı asla unutmadan hareket etmeliyiz.

        Teşkilat olarak da gerek bakanlıklar ve gerekse yerel yönetimler seviyesinde sürdürdüğümüz çalışmaların kısa bir süre sonra sonuçlanacağını ve karşılığını, lehimize çıkacak yasa ve yönetmeliklerle alacağımız beklentisindeyiz.

        Sağlıkla kalın, ağız tadıyla kalın.

        Diğer Yazılar