Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İskender kebap veya İskender döner, Bursa yöresinin meşhur kebap yemeklerinden biridir.

        1867 yılında Türk mutfağının yeni bir lezzeti olarak bilinmeye başlamıştır.

        Aslında temel malzemesi et olsa da, İskender’i İskender yapan, üstündeki tereyağlı dometes sosu, yanındaki yoğurt ve altındaki yağlı pide parçalarıdır.

        1850’li yıllarda Mehmet Efendi Lokantası ile işe başlayan aile, o dönemlerde Bursa’da yaygın olan kuzu çevirme ve tandırcılık işi yapmıştır.

        Pişirilen etin (tandır veya kuzu çevirme) sabit mekânda olduğu kadar, baş üstündeki tablalarda satıldığı böyle bir Osmanlı döneminde oğul İskender arayışlara girerek “İşi nasıl farklılaştırabiliriz?” ve “Daha iyisini nasıl yapabiliriz?” düşüncesini hayata geçirmeye çalışır.

        TEKLİFTE BULUNDU

        ”Başımıza icat çıkartma” sözleri ile düşüncelerine karşı çıkan, babasını da ikna ederek. Ona “Yüzyıllardır yerdeki ateşe paralel olarak pişirilen kuzuyu, dik mangalda ayağa kaldırma!” teklifinde bulunur.

        Böylece dikey kebap fikrini denerler ve günümüzün bu özel lezzetini hayata geçirirler.

        Bu amaçla yola çıkan İskender Efendi zamanla kemikli eti; kemik ve sinirlerinden arındırır, bir şişe takar ve bunu ateş karşısında döndürerek pişirdikten sonra ince-ince keserek sunumunu yapar.

        Bu farklı sunum Bursa’da çok dikkat çeker ve İskender Efendi’nin “dönen kebabı” olarak anılmaya başlar. Çünkü et kemiksizdir, dikey bir ocakta pişmektedir, farklı bir şekilde kesilmektedir.

        Ancak bugünkü kebap şeklinde değil; daha basit, çatal ve bıçak kullanılmayan, o günkü adıyla alaturka denen pide üzerine konan etlerin kenarına konan yoğurt, salça ve tereyağı ile desteklenmiş, bir lezzet tabağı haline gelmiştir.

        Artık Bursa’da İskender denilince o tabak akla gelmektedir.

        Ancak son yıllarda fast-food kültürünün sektörümüzde yaygınlaşmasıyla yarım ekmek arası döner anlayışı bu özel lezzet anlayışını farklı bir noktaya taşımış. Hele ki son yıllarda ekonomik koşullar gereği adeta yiyecek sektörüne arayış içinde olan gıda teröristlerinin elinde ayaklar altına alındı.

        Fakat her şeye rağmen Türk Mutfağında binlerce yıllık geçmişiyle farklı bir yeri olan kentimizde de bu özel lezzeti yıllardır başarıyla yaşatan ve kaliteli işletmecilik anlayışlarıyla da yoğuran Özesen ailesi ‘‘Altınkapı Döner’’ adıyla İzmir’in başarılı markaları arasında yıllardır liderliklerini haklı olarak sürdürür oldular.

        Geçtiğimiz hafta içerisinde Ailenin, benim ve de tanıyan tüm dostları için gönüllerinde ayrı bir yeri olan ferdi sevgili Akın Özesen’in kendi adıyla anılacak, Bayraklı’da İzmir Adliyesi yanındaki yeni işletmesinin açılışını muhteşem bir kalabalığın katılımıyla yaptık.

        ŞÜPHEM YOK

        Eski ustalarımızın tabiriyle ‘‘Yemek yemekle pişersen lezzetli olur’’ desturuna tam uyan, işinin başında, mesleğine aşık, müşterisine saygılı, kaliteli işletmeci kimliğini yüreğindeki insan sevgisiyle birleştirebilen Sevgili Akın Özesen’in İzmir’in dalında bilinen en özel yeni markalarından biri olacağından hiç şüphem yok.

        Şimdiden benim bu konudaki tespitlerimin ne kadar yerinde olduğunu bilenlerin, bilmeyen dostlarıyla birlikte, Türk Mutfağının iki asırlık lezzetinin yeni temsilcisini tatmak için program yaptığını düşünüyorum.

        Sevgiyle kalın, ağız tadıyla kalın...

        Diğer Yazılar