Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sanırım bu ilin adı anıldığında aklınıza ilk gelenler bir zamanlar benim de olduğu gibi ünlü rakı markası ve köftesi olur.

        Ancak hiç de öyle olmadığını son dönemlerde gerçekten Türk Esnaf ve Sanatkar Teşkilatı’nın yüzakları arasında sayabileceğim odamızın çok değerli başkanı Sayın Lütfü Çebi ve ekibinin sık, sık düzenlediği etkinlik ve organizasyonlar için Tekirdağ’a gittikçe ve ili ve çevresini tanıdıkça tam anlamıyla değişti.

        Ekonomiye büyük katkı

        Tarihi eserleri, gelenekleri ve inançlarıyla olduğu kadar, edebiyat dünyamızın ünlüsü Namık Kemal’in ve Macar bağımsızlık savunucusu Ferenc Rakoczi’nin bir dönemler yaşamış olduğu önemli bir kültür kenti konumundaki Tekirdağ, Çorlu ve Çerkezköy ilçelerindeki binlerce sanayi kuruluşuyla da ekonomiye katkısı yüksek bir ilimiz.

        Bu özel kente çok yakıştığına inandığım İl Kültür Turizm Müdürümüz Sayın Mehmet Altaş’ın daveti üzerine, geçen hafta içinde kutlanan turizm haftası etkinlikleri dahilinde gerçekleştirilen ‘’Trakya Lezzetleri-Yerel Yemek Yarışması’’na katıldık. Geniş bir katılımın olduğu bu etkinlikte kentin, köftenin dışında, ne kadar zengin ve özel bir mutfağa sahip olduğuna birkez daha tanık olduk.

        ÖNCÜ BİR KENT

        Rumeli Fatihi Süleyman Paşa ile başlayan Yürük, Türkmen ve Kırımlılar’la devam eden vatandaşlarımızın bölgeye yerleşimi 1924’te mübadele de gelen Selanik, Serez, Yenice göçmenleri ile devam etmiş ve 1930’lu yıllarda Bulgaristan’dan gelenlerle bu zengin mozaik oluşmuş. Yörenin yerli ahalisinin zengin mutfak kültürü ile bu göç mutfağının zenginliği birleşince, inanılmaz bir mutfak kültürü ortaya çıkmış.

        Yemek-içmek kültürü ve sanayisiyle öncü bir kent olmanın yanı sıra turizm kenti olma konusunda da önemli adımlar atan Tekirdağ’a yolunuz düşerse, önemli bir konaklama tesisi olan Ramada Otel’i de tercih etmenizi tavsiye ederim.

        Kesinlikle şunu iddia edebilirim ki konumu itibarıyla yatağınız da uyandığınızda Türkiye’nin hiçbir ilinde görmeyeceğiniz uçsuz bucaksız yeşil ovaların denizle buluştuğu böyle bir manzarayı bulamazsınız.

        AHİ-EVRAN KÜLTÜRÜ

        İşletmenin sahibi Önder Bey ve Oğlu Erdem Erdoğan’ı tanıyınca hayatta başarılı olmuş insanların asla tesadüfen bir yere gelmediklerini daha iyi anlıyorsunuz. Baba, oğul mühendis kökenli olan bu iki güzel insan doğayı ve insanı seven duygularını bir zamanlar Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı olan büyük babalarından aldıkları Ahi-Evran kültür ve terbiyesiyle birleştirince ortaya sadece konaklanan lüks bir tesis değil, yöreye heyecan ve güç katan bir eser çıkmış.

        Kısacası Tekirdağlılar yerel dillerinde sık kullandıkları, “Zahmetsiz rahmet olmaz’’ atasözünü hayata geçirmiş bile.

        Diğer Yazılar