Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Karl Lagerfeld bir Alman talkshow programında şöyle buyurmuştu bir sefer: “Ortalık yerde eşofman, tayt giyen biri, hayatı üzerindeki kontrolünü kaybetmiş demektir.” Üstat bu lafı edeli 3 sene kadar bir zaman geçti ve köprülerin altından da nice sular geçti. Malum Lagerfeld sadece kendi markasını yönetmekle kalmayıp aynı zamanda yaklaşık 30 yıldan beri Chanel’in baştasarımcısı ve kreatif direktörü. İşte 3 yıl önce eşofmanlı kadınlara çemkiren Lagerfeld’in 2014/2015 Chanel kış koleksiyonu eşofmanlardan, tayt ve spor ayakkabılardan geçilmiyordu. Paris’teki defilenin ön sıralarında ise Chanel tarzına yaraşan döpiyeslilerin yerini soket çorap üzerine stiletto giymiş, parka kuşanmış hanımefendiler almıştı. Anna Wintour hariç tabii. O her zamanki elbise, pardesü ve ‘yaz–kış aynı yazlık pabuç’ şıklığı içindeydi.

        Fakat Wintour’a bakmayın! Bütün Vogue editörleri artık defilelerin ön sıralarında bacak bacak üstüne attı mı, ayaklarda ilk göze çarpan Celine marka slip-on’lar oluyor. Moda rüzgârları gelip geçer ya, bu seferki çok ani bastırdı ve kalıcı olacak gibi görünüyor. Çünkü tasarımla rahatlığı birleştiriyor. (Tam kadın dergisi cümlesi oldu ama gerçekten öyle) Spor, pilates ve yoga salonu giyimini sokağa taşıran trendin adı ise “athleisure”. İngilizce atletik ile “boş zaman” anlamına gelen “leisure”ı birleştirdin mi, çıkıveriyor ortaya. Akımlara isim bulmakta çare tükenmiyor.

        Amerika’da athleisure pazarı hızla büyüyor. Pazar araştırma kuruluşu NPD’nin verilerine göre geçen yıl giyim ve aksesuvar satışlarında yüzde 1’lik bir artış olmuş ki, bu da spor modasındaki yüzde 7’lik artışa bağlanıyor. 323 milyar dolarlık toplam satışın 2 milyar doları athleisure piyasasından. NPD’nin başanalisti Marshal Cohen’e göre bu rakam önemli bir atılımı ifade ediyor. “Athleisure artık bir trend değil, müthiş rahatlığı nedeniyle her yaştan tüketici için bir yaşam biçimi. Kolay kolay devri geçmez” diyor. ABD’de işyerlerinde giyim kuşam kurallarının giderek gevşemesi de sektör için itici güç olarak görülüyor.

        Lagerfeld, Chanel koleksiyonunda spora sardı dedik ya, spor kıyafet ve aksesuvarının kralı Nike’ın CEO’su Mark Parker da eşofman ve taytları yeni zamanların ‘jean’i ilan etmiş bulunuyor. Pompalanan tarz şu: Spor alt ve üstleri gündüz büroda, gece barda giyebilirsiniz. Böylece daha dinamik, enerjik ve genç görünürsünüz. Disiplin sahibi, sportif etki yaparsınız, spor yapmasanız bile. “Sağlıklıyım” imajı bir çeşit statü sembolü oluyor. Vogue, “Athleisure şıklığı içinde, işyerinizde öğlen egzersiz de yapabilirsiniz” diye yazıyor.

        YENİ ORTAKLIKLAR

        Yeni trendle birlikte tasarım ve konfeksiyonda yeni markalar çıkıyor, ortaklıklar kuruluyor. Mesela online alışverişin önde gelen isimlerinden Net-a-Porter.com, Net-a-Sporter markasını çıkardı. Kanadalı milyarder moda kralı Lawrence Stroll’un karısı Claire-Anne Stroll da “Callens” markasıyla spor giyiminde lüksü uçuruyor. Kaşmir, deri ve ipek, eşofman, tayt ve sweatshirt’lere entegre oluyor.

        Nike, “NikeLab” konsepti altında, Brezilyalı tasarımcı Pedro Lourenço ile çalışıyor. Yükselen Japon markası Saca’nin kreatif direktörü Chitose Abe ile işbirliği de yolda. Adidas malum 10 yıl kadar önce Stella McCartney’le tasarım çıkışı yapmıştı. Markanın yeni numarası Japon Kolor’un tasarımcısı Junichi Abe. Topshop da Beyonce ile birlikte spor ve fitness koleksiyonu hazırlıyor. Alexander Wang’ın H&M için tasarladığı koleksiyona rakip olarak... Amerikalı tasarımcı Wang’ın koleksiyonu geçen sonbaharda çıktı ve tuttu. “Tamamen egzersiz kıyafetleriyle yaşıyorum artık. Sokakta, her yerde görüyorsunuz, bir çeşit üniforma oldu diyor” New York Times’a. Asla spor yapmadığını da itiraf ediyor. Kent şıklığını temsil eden Tory Burch bile bu sahaya geçeceğini söylüyor. Tabii ki hedef kitle esas olarak kadınlar ama, athleisure kıyısından köşesinden erkeklere de bulaşıyor. Bildik spor markalarından bahsetmiyorum. Tom Ford, 990 dolarlık dana derisi spor ayakkabılar için “Manyak satıyoruz” diyordu geçen ocak ayındaki bir sunuşta.

        Diğer Yazılar