Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Olimpiyat ruhu Brezilya’yı sarmalamış değil. Halkın yüzde 63’ü “Olimpiyat zararlı” diyor. Millet daha çok, ekonomik durgunluk ve aşırı şiddetli siyasi krizle ilgili. Öyle bir kriz ki, memlekette 2 devlet başkanı birden var. İkisinin taraftarları sokaklarda karşılıklı protestolarla meşgul. Olimpiyat mı? Bilmemkaçıncı planda

        Olimpiyat ateşi Rio’ya doğru son etabı kat ederken protestocular taşladı meşaleyi. Bu arada memleketteki siyasi tablo şöyleydi: Hırsızı, uğursuzu, hortumcusu, adam kaçıranı, uyuşturucu kaçakcısı ve hatta katil zanlısıyla suçlu yatağına dönmüş bir meclis düşünün. Brezilya’nın yasama organı Ulusal Kongre aşağı yukarı böyle. Toplam 594 üyenin yarısından fazlasının suç dosyası var. 513 sandalyeli Meclis ve 81 sandalyeli Senato’dan oluşan Kongre, medyanın deyişiyle daha çok sirki andırıyor; zaten üyeleri arasında eski futbolcu, judocu ve şarkıcılar bir yana palyaço bile var; profesyonel adı “Tiririca”, “Huysuz” yani.

        Kanun kaçkınlarının sığınağı Kongre. Mesela motorlu testere cinayetinin şüphelisi olan adam oraya kapağı attığı an kurtuluyor. Twitter’da her gün İncil’den ayetler paylaşan Hıristiyan radyo yorumcusu vekilin İsviçre bankalarında 40 milyon dolar rüşvet parası ortaya çıkıyor.

        İyi de halk bunları neden seçiyor diyecek olursanız, cevabı basit: Kongre’de temsil edilen parti sayısı 28. Parti isimleri “Demokratik”, “Cumhuriyetçi”, “Hıristiyan” ve “İşçi” kavramlarının karışımı ve tamlamalarından oluşuyor. Partilerin doğru dürüst ideolojisi, programı yok, Kongre üyeleri de sürekli parti değiştiriyor. Seçilen devlet başkanının en az 10 partiyle koalisyon oluşturması gerekiyor. Koalisyona sadakat için bakan koltuğu yetmiyor, para da akıtılıyor. Mesela devletin petrol şirketi Petrobas’tan. Skandal patlıyor ve kapanıyor.

        DİZİDEN BETER

        Bu inanılmaz parti bolluğunda seçmenin yüzde 70’i oy verdiği adayın hangi partiye mensup olduğunu bilmiyor bile. Mesela Kadınlar Partisi de var Kongre’de ama üyelerinin tamamı bıyıklı. Parti Lideri (tabii ki kadın) Sued Haidar, “Arıza seçim sisteminde. Her türlü suiistimale açık. Partiye katılan erkeklerin çoğunun kadın haklarıyla filan ilgisi yok” diyor. O kadarla kalsa yine iyi. Parti üyesi bir senatör hakkında öz yeğenine cinsel taciz suçundan soruşturma açıldı, takipsizlik çıktı. Neden Kadınlar Partisi’ne katıldığı sorulduğunda cevabı şöyle olmuştu; “Bizlere zevk ve mutluluk veren kadınlar olmasa, erkekliğin ne anlamı olurdu!”

        Oxford Üniversitesi Brezilya araştırmaları uzmanı Timothy J.Power, “Siyaset sınıfı bundan daha fazla dibe vuramazdı. Siyaseti ‘House of Cards’ dizisine benzetiyorlar, ama o TV dizisi bile daha inandırıcı” diyor.

        Şimdi bu siyasi kadro önümüzdeki salı, sol kökenli Devlet Başkanı Dilma Rousseff’in kaderini oylayacak. Malum, Dilma ikinci kez seçilmek için bütçeyle oynayıp kamu harcamalarına aktarmakla suçlanıyor. Bu nedenle başkanlığı askıya alındı, Michel Temer geçici devlet başkanı oldu. Eğer Senato Rousseff’i yargılama kararı alır, sonunda da azlederse, İşçi Partisi’nin 13 yıllık iktidarı sona erecek, Temer esastan başkan olacak. Rousseff, sağ siyaseti ve Temer’i kendisine komplo kurmakla suçluyor. Bu arada Temer de seçim kampanyası için Petrobas’tan petrol paralarını hortumlamakla suçlanıyor.

        İki liderin taraftarları sokaklarda, protesto gösterilerinde. Bu siyasi belirsizlik nedeniyle dünya liderlerinden olimpiyat açılışına pek rağbet olmadı. Ama kimin umurunda. Zaten Brezilyalılardan da rağbet yok. Bilet satışları zayıf. Anketlere göre halkın % 51’i olimpiyata kesinlikle ilgisiz.

        Rio’nun olimpiyat yarışını kazandığı 2009’da ekonomi çarkı petrol geliriyle tıkır tıkır dönüyordu. 14.4 milyar dolarlık proje güle oynaya karşılanmıştı. Ama devran değişti, ekonomik durgunluk can yakmaya başladı. Olimpiyatla ateşlenmek bir yana, millet oyunlara para akıtılmasına öfkeli. Kentsel dönüşümle 22 bin kişinin yerinden yurdundan olması da öfkeyi körüklüyor. Rio’nun ekonomik canlanmayla kazanca dönüşeceğine inanan yok. Toplu ulaşım ve sıhhi altyapıda vaadedilen iyileşmeden de eser olmadığını söylüyorlar. Sokakta, sosyal medyada siyasi krize kilitlenen halk sağlık, eğitim ve güvenlik sorunlarına çözüm istiyor.

        Rio de Janeiro Üniversitesi’nden siyaset bilimci Maurício Santoro memleketin ruh halini şöyle özetliyor: “Brezilya çok yorgun, olan bitenden ötürü ulusça akşamdan kalma gibiyiz. Alışık olduğumuzdan çok daha ağır bir kargaşa yaşıyoruz. Ekonomik ve siyasi kriz yüzünden ulusal gurur duyacak halde değiliz artık.”

        Diğer Yazılar