Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Trump’ın başkanlığıyla barışamayanlar Twitter’da “Başkan Hillary”cilik oynuyor. 20 Ocak’ta sanki Hillary yemin etmiş de icraata başlamış gibi günlük tweet’ler atılıyor yeni hesaplardan. Bolca feminist dokunuşlarla; “Bütün kızlar toplandık... Bill’i oje almaya yolladım” içerikli dokunuşlar.

        Kimin aklına gelirdi Amerikalılar Turks ve Caicos adalarına imrensin? Hayır, turkuaz cennete gıptadan değil, anaerkil cennete hayranlıktan bahsediyorum...

        Normal şartlarda haber bile olmazdı ama, Turks ve Caicos’taki aralık seçiminde Sharlene Cartwright-Robinson ülkenin ilk kadın başbakanı oldu. Olabilir tabii; bugüne kadar 70 ülkede, şu ya da bu zamanda kadın devlet ya da hükümet başkanları işbaşına geldi. Adaların farkı şu ki, bütün üst düzey görevler silme kadınların elinde. Büyük Britanya’nın deniz aşırı toprağı olması sebebiyle İngiliz valinin yardımcısı kadın, yüksek mahkeme başkanı, sulh mahkemeleri başyargıcı, başsavcı hepsi kadın. Yedi bakandan beşi de kadın.

        Kadın egemenliği öyle ileri boyutta ki, erkeklere pozitif ayrımcılık uygulanıyor. Cinsiyet eşitliği adına erkeklere yönelik programlar hayata geçiriliyor. İleride toplumda öncü roller üstlenmeye hazırlamak üzere oğlan çocuklarına yaz kampları, iletişim kursları düzenleniyor. Hatta geçen kasım ayında, erkeklerin sosyal hayata katılımını güçlendirmek için “Uluslararası Erkekler Günü” (hiç duymadım) bile kutlanmış.

        Amerikan medyasının demokrat ve özellikle de kadın yazarları pek imrendi bu duruma. “Hillary cam tavanı kıramadı, Turks ve Caicos adalarında ise kadınlar topyekûn kırdı” türü yazılar döşeniyorlar. Biri şöyle yazıyor: “Karayip adalarından Jamaika ile Trinidad ve Tobago’da da kadın liderler olmuştu. Ama öyle bir ülke düşünün ki, rakibinden çok daha deneyimli, zeki ve empati dozu yüksek olduğu halde, bir kadını başkan seçemiyor.”

        HAYALİ BAŞKAN

        O ülke ABD, seçilemeyen kadın da Hillary Clinton oluyor. Dedim ya normalde haber bile olmayabilirdi, topu topu 32 bin nüfuslu takımadaların siyaset sahnesi.

        Şimdi biraz da Başkan Trump’ın tweetleri kavgacı göründüğünden, Hillary’ciler “Hillary 45’inci başkan olsaydı” kurgusuyla Twitter hesapları oluşturuyor. Çoğunun Trump karşıtı federal memurlara ait olduğu ileri sürülüyor bu hesapların.

        Bu arada Hillary Clinton kendi hesabından gündelik siyasetle ilgili paylaşımlarda bulunuyor. Mesela, Trump’ın yedi Müslüman ülkenin vatandaşlarına vize yasağı koymasıyla patlak veren protestoları destekliyor: “Ulusal değerlerimizi ve anayasamızı savunmak üzere ülke çapında ayağa kalkan insanların yanındayım. Biz, bu değiliz” diye yazıyor. Ya da Trump’a muhalefet için sokağa dökülen kadınların yürüyüşünü alkışlıyor.

        Trump evrenine tamamen zıt, kadınca dokunuşlar içeren hayali Hillary hesaplarında ise siyasi eleştiriler ve bolca hiciv var. Mesela ALT-POTUS 45 (President of the United States) hesabında tweetler her icraat gününe dair ve tamamı Hillary’nin kocasını çörek, kahve almaya ya da manava göndermesiyle bitiyor. İşte birkaçı:

        “Ne mutlu, Ulusal Güvenlik Konseyi ve lanet olası Beyaz Sarayı’mda tek bir Nazi yok.”

        “Bugün Ivanka’nın sürtük feminizmine subtweet attım. Bill’i oje almaya yolladım.”

        “Bugün tek Kadın Yürüyüşü, Beyaz Saray’ımın koridorlarında.”

        “Henüz Twitter’da kavga çıkarmadım. Ulusal Silah Birliği’ne cehennemin dibine gidin dedim. Bill kayıp RayBan’imi buldu.”

        “Beyonce’nin bebek partisi için L.C.V. yaptım. Bill’i sosisli almaya yolladım.”

        “Gurur Yürüyüşü’nü milli bayram ilan eden kararnameyi imzaladım. Bill’i Beats by Dre kulaklık almaya yolladım.”

        “Bugün Tina Fey & Amy Poehler’le brunch yaptık. Mansplaining’i yasaklayan kararnameyi imzaladım. Gardırobumdaki pantolonları yeniden düzenlemesi için Bill’i görevlendirdim.”

        Bu arada “Mansplaining” feminizm dilinde erkeklerin genelde kadınlara yönelik çok bilmiş tavırlı konuşma tarzı. Hani şu, bazı erkeklerin kıt kanaat bilgisiyle karşısındaki dünyadan habersizmiş gibi ukalaca izahatlarda bulunduğu konuşmalar. Keşke yasaklanabilse!

        Diğer Yazılar