Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Evet, Instagram bir narsisizm platformu. Ama aynı zamanda sosyal aktivistlerin uyandırma platformu. Özellikle ABD’de Twitter’ın etkisini geçmiş durumda Instagram, çünkü yeri daha geniş ve ferah. Beden olumlamadan Emma Watson’un sürdürülebilir modasına her sosyal mücadele Instagram’da...

        Merak ediyorum “Yeterince Kardashian ve Jenner poposu gördük” diye şikâyet yağsa, acaba Instagram on milyonlarca takipçili o hesapları ansızın kapatır mı? Sorumun nedeni, Instagram’a yönelik “haksız ve yersiz kapatma” şikâyetleri. Örneğin Cirque du Soleil akrobatlarından Joe Putignano, HuffPost’ta yazdı; çıplaklık ve adaba aykırı hiçbir unsur içermediği halde, birtakım homofobiklerin toplu şikâyet hareketi üzerine LGBTİ bireylere ait hesapları askıya alıyormuş Instagram. Joe Putignano’nun kendi hesabı da dahil. Nice mücadeleden sonra yeniden aktive olmuş.

        Instagram’da ölçüsüz çıplaklık yasak. Ama çifte standartlı. Avustralyalı anne blogger Alys Gagnon bir deneme yapıyor. Yeni anne olmuş Kim Kardashian ve bir başka ünlü yeni anne gibi o da, ellerin mahrem bölgeleri kapattığı o bildik pozu veriyor. Sonuç: Instagram Gagnon’un fotoğrafını kaldırıyor. Sorunca diyorlar ki; yönetmeliğe aykırı. Fotoğraflara bakınca asıl karın ağrısı anlaşılıyor, Gagnon da yazıyor: “Diğer iki fotoğraf duruyor, benimki durmuyor, çünkü ben şişmanım...”

        Kardashian, Jenner popoları ve daha nice benzerleri Instagram’da cirit atarken, medyanın da katkısıyla pompalanan genelgeçer estetik ölçülerine uymayan fotoğrafa geçit verilmiyor. Gerçi örneğin Kylie Jenner’ın da çok tepki aldığı oldu, bikinili pozunu photoshop’ladığı için. Yani tanrı vergisi güzellik de yetmiyor, narsisizm ruhu daha fazlasını istiyor. Çünkü fotoğrafını filtrelediğin zaman sahtekâr oluyorsun, filtre olmadığı zaman ise çopur suratlı ve çirkin.

        Model Iskra Lawrence, beden olumlama hareketinin Instagram fenomenlerinden.

        GÜZELLİK BORCU MU?

        Evet, Instagram narsisizmi besliyor ama beden olumlama isyanı da aynı platformda yükseliyor. Çünkü bu bir kısır döngü. Sosyal medyadaki görüntülerde en ufak bir kusuru olan öyle linç ediliyor ki, bu dayatmalara karşı hareket de gerekli hale geliyor. Nefret dilinin sınırı yok; düşünün 11 yaşındaki bir kız çocuğuna “Bu ayı lan”, “İğrenç şişko, bıyıklarını al” yazan da var, kadınları piknik tüpüne benzeten de...

        Amerika’dan Türkiye’ye gelmesi hayli geç oldu ama örneğin Berrak Tuna beden olumlama hareketinin en önde gelen aktivisti. Instagram’da 56 bini aşkın takipçisi var. Motto şu: Sevilebilir, güzel ve değerli olmak için kimsenin göz zevkine uymamız gerekmiyor, kimseye güzellik borcumuz yok. “Selülitleriyle yakalanan magazin ünlüleri” de dahil. Bedenimizi hırpalamayacak, cezalandırmayacağız.

        Amerika’da Instagram üzerinden beden olumlama hareketi çok daha yaygın ve kapsamlı. Örneğin bir ampute de “Bedenimle gurur duyuyorum” diye isyan bayrağı açabiliyor. Beden olumlama hareketinin yıldızı model Iskra Lawrence, “şişko inek” nefreti kusanlara gayet alaycı pozlarla karşılık veriyor. Cipslerle çekilmiş “istediğimi yerim” fotoğrafları paylaşarak. Tabii obeziteyi körüklemekle de suçlanıyor, o ayrı. Sonra Alexandra Elle siyahi kadınların kimlik vurgusuna öncülük yapıyor.

        Denizde, havuzda yağ sürülmüş binlerce çift bronz bacak fotoğrafının paylaşıldığı “sosis bacak furyası”na, ilişki durumlarına, “spor yapıyorum, bakın popom ne kadar çıkık” selfielerine zemin olmaktan ibaret değil artık Instagram. Çok sıkı bir sosyal aktivizm yükseliyor bireysel hesaplardan. Daha geniş yazı alanı ve video içeriği bulunduğu için Twitter’a tercih ediliyor. Sosyal ve siyasal bilinci yüksek Y ve Z kuşağının tercihi de Instagram. Etkin ve yetkin kullanıcıların mücadele verdiği davalar önce gündelik tartışmalara sonra da eyleme yansıyor. İnsani yardım ve hayır kurumu olmak gibi bir niyeti bulunmayan Facebook sahipli Instagram reklamdan kazanırken, örneğin fotoğrafçı Rebecca Crook’un Afrika’nın dört bir yanından paylaştığı okul fotoğraflarından bir eğitim hareketi doğuyor.

        ETİK MODA

        Instagram’daki en etkin hesaplar markalara değil bireylere ait. Aralarında şöhretler de var tabii. Mesela feminist “HeforShe” inisiyatifinin iyi niyet elçisi Emma Watson, kişisel hesabında cinsiyet eşitliğinden sürdürülebilir modaya birçok alanda öncülük yapıyor. Yerel malzeme ve işçilikle üretim yapan, çevre duyarlılığı olan, sürdürülebilirlik ve kalıcılığı önde tutan tasarımcıların ürünlerini 38.5 milyon takipçisiyle paylaşıyor. Film tanıtımlarında da etik moda kavrayışındaki Ralph Lauren ve Paul Andrew gibi imzaların tasarımlarıyla çıkıyor medyanın karşısına.

        Şöhretini ve Twitter’ın sınırlı alanından çok Instagram’ın olanaklarını kullanarak yayıyor etkisini Emma Watson.

        Emma Watson, Instagram’da sürdürülebilir moda akımının öncülüğünü yapıyor.

        Diğer Yazılar