Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Fransa korona mücadelesinde ön saflarda çalışan 12 bin göçmene teşekkür için erken vatandaşlık verdi. Yasal oturumla beş yıl bekleme süresi pandemide yeni düzenlemeyle iki yıla indirilerek vatandaşlık hızlandırıldı.

        Bu haber ilk bakışta sızlanma klasiğimizi doğrular nitelikte görünüyor; Batılı ülkeler düzensiz göçmenler arasından en eğitimli en kalifiye olanları seçiyor. Almanya, Kanada bütün doktorları akademisyenleri kapıyor, gerisi bize kalıyor!

        Almanya beş yıl önce çoğu Suriyeli bir milyona yakın göçmeni kabul ettiğinde “Halepli hekimler akın etti” gibi bir efsane doğmuştu. Birkaç Halepli doktor istisnaydı, gerisi illüzyondan ibaretti. Göçmenlerin sadece yüzde 10’u yüksek öğrenim görmüştü; üçte ikisi herhangi bir mesleki eğitimden geçmemişti.

        Göçmen kalitesini ölçerken iç savaş öncesi Suriye’de alınmış PISA sonuçlarına bile baktılar. Matematik ve fende yüzde 65 başarısızlık söz konusuydu ki, Almanya’nın iş piyasası açısından umut vaat eden bir potansiyel değildi. Ama Suriyeli sığınmacıları gettolaşmaya meydan vermeyecek şekilde kentlere dağıtıp uyum ve meslek edindirme programlarına aldılar, istihdam piyasasına adapte ettiler.

        Şimdi Fransa’nın “Kovid-19’la mücadelede ön cephede savaşıp hayatlarını riske attılar” diyerek vatandaşlık verdiği 12 bin göçmenin de küçük bir kısmı hekim ve hemşirelerden oluşuyor. Gerisi, home ofis imkanı olmayan bulaş riski yüksek işlerde çalışan kadrolar.

        REKLAM

        Vatandaşlık başvuruları kabul edilenler arasında hastanelerdeki temizlik işçileri, hasta bakıcılar, çöpçüler, güvenlik görevlileri, kasiyer ve tezgahtarlar var. Doktor ve hemşire olmasalar da yakın temaslı ortamlarda çalıştıkları için ön cephe neferi sayıldılar.

        Toplam 16 bin 300 göçmen başvurmuştu. Bunlar Fransız kültür ve tarihinin de öğretildiği kurslara katıldı, hızlandırılmış mülakat ve testleri geçen 12 bin 12 kişi vatandaşlığa alındı.

        Fransız usulü bir alicenaplık şovuyla olayın sıradışılığı da iyice vurgulandı. Pantheon’da tören düzenlendi, vatandaşlık işlerinden sorumlu Bakan Marlene Schiappa “Cumhuriyete ve yurttaşlara gösterdiğiniz bağlılıktan ötürü bu ödülü hak ettiniz, size minnettarız” mealinde bir konuşma yaptı.

        Normal şartlarda vatandaşlık için Fransa’da beş yıl oturum ve kayıtlı bir işte düzenli gelir sahibi olmak, topluma uyum göstermek gerekiyor. Ağır ilerleyen bir süreçti, ancak pandemi ayarıyla oturum süresi iki yıla indirildi.

        Fransa’nın göçmen nüfusu 450 bin Türk dahil 6.5 milyon, büyük çoğunluğu da eski sömürgelerden. Ansızın çıkagelmiş değiller, birkaç kuşaktır bu ülkede yaşıyorlar.

        ON SURİYELİ'DEN DOKUZU KAYIT DIŞI

        “El alem doktorları kapıyor” derken, geride kalan yığınların adını koymaktan çekiniyoruz ama en kibar ifadesiyle “vasıflı işlere yaramaz” demek istediğimiz ortada. Peki onları kayıt dışı ucuz iş gücü olarak kullanmak dışında sisteme ve topluma entegre etmek için ne yapıyoruz?

        Sadece kayıtlı geçici koruma altındaki Suriyeli sayısının 3.7 milyonu bulduğu ortamda ve işsizlik oranı yüzde 20’ye dayanmışken Fransa gibi alicenap davranma lüksümüz yok. Fakat onları ağır işlerde düşük ücretle, kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırma hakkımız da yok,

        TEPAV’ın bu yıl yayınlanan araştırmasına göre önceden iş deneyimi olan her 10 Suriyeli’den dokuzu kayıt dışı çalışıyor. Yapılan ankette Suriyelilerin yüzde 81’i kendi ülkelerindeyken istihdam piyasasında olduklarını söylemiş.

        REKLAM

        Ankete katılanların yüzde 93’ü meslek sahibi olduğunu beyan ediyor. Meslek kavramı geniş çerçevede tanımlanmış; eğitim aldığı ya da yaparak öğrendiği, deneyim sahibi olduğu işler kast ediliyor. Tekstil ve giyim ile inşaat sektöründe çalışanlar öne çıkıyor. Aralarında terziler, dikiş makinesi operatörleri, dikişçi, nakışçı, sıvacı, kaynakçı, boyacı, kuaför, mobilya ve ayakkabı imalatçıları ile elektrik tesisatçıları var.

        Bir işte çalışmadığını ve iş aramadığını söyleyen profesyonel meslek mensupları arasında ise öğretmenler, muhasebeci, avukat, savcı ve hemşireler bulunuyor.

        Türkiye’de öğretmenlik ve hemşirelik gibi mesleklerin icra edilebilmesi için bakanlıklardan özel izin alınması gerekiyor. Suriyeli öğretmenler Geçici Eğitim Merkezleri’nde (GEM) çalışabiliyor veya sözleşmeli olarak işe alınabiliyor ama öğretmenlik eğitimlerini Suriye’de aldıkları için devlet okullarında çalışmalarının önü kapalı.

        Zaten 15 bin yeni öğretmen atamasıyla ilgili müjdeye rağmen atama bekleyen daha on binlerce öğretmen olduğu malum.

        Meslek edindirme kurslarına katılan Suriyelilerin oranı ise sadece yüzde sekiz. Topluma uyum için bırakın kültür ve tarih eğitimini, dil kurslarına katılım bile yüzde 7.4 düzeyinde. TEPAV araştırmasına göre Suriyelilerin büyük kısmı çok temel düzeyde Türkçe konuşabildiğini belirtse de, günlük hayatta ve çalışma yaşamında dil bariyeri çıkıyor karşılarına. Başlangıç seviyesinde Türkçe, kişinin niteliklerine uygun iş bulması için yeterli olmuyor.

        Diğer Yazılar