Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ayşe Özel KARASU / HT PAZAR

        Aslına bakılırsa mesele tamamen dedikodu gibi görünüyor. Musul ve yöresindeki 11 46 yaş arası 4 milyon kız çocuğu ve kadının “sünnet” zorbalığına kurban gideceği haberi IŞİD saflarından değil. BM’nin Irak’a insani yardım koordinatörü Jacqueline Badcock, “Çok endişeliyiz, Irak için, özellikle bu bölge için çok yeni bir durum” diyerek uluslararası basını harekete geçiriyor. Haber, IŞİD’in yeni bir suç sansasyonu olarak hemen yayılıyor. Ancak bölgede görev yapan gazeteciler böyle bir bilgi bulunmadığı yönünde twit’ler atıyorlar. IŞİD de yalanlıyor ama onun yalanlamasına da “yalan” diyenler çıkıyor.

        Tartışmanın bu yönünü bırakıp, “IŞİD’dir, ne yapsa yeridir” diyerek, korkunç insanlık suçunun vahametine bakalım. Badcock’un “Irak’ta yeni durum” dediği, kısaca FGM diye bilinen “female genital mutilation”, yani kadın cinsel organının sakat bırakılması. Özellikle Afrika ülkelerinde, küçücük kızların organını bıçakla, camla, tenekeyle, usturayla, jiletle deşerek sakatlamak, binlerce yıllık ataerkil düzenin, geleneklerin eseri. Kadına şiddet uygulayarak özgürlüğünü, haklarını baskılamanın bir başka yolu. Maksat, kadının cinselliğini kontrol altına almak, cinsel duyarlılığını ortadan kaldırmak.

        Badcock’un söylediğinin aksine Irak için yeni bir durum da değil. Musul yöresinde, Araplar arasında pek rastlanmamakla birlikte, Iraklı Kürtler arasında yaygın. Hatta, “Kızları sünnet etmeyin” diye gelen kampanyacıları “Ateist misin, nesin?” diye köylerinden kovuyorlarmış. Ama en korkunç rakamlar Mısır’da. Kızların yüzde 91’ine FGM uygulanıyor. Bir zamanlar El Ezher Şeyhi “İslam’da kadına sünnet yoktur” diye ilan ettiği halde.

        Peki neyin nesidir, nereden çıkmış bu adet?

        Mısırlı aileler kız çocuklarını İslam öyle emrediyor diye sünnet ettiriyor. Böylece kızlarının daha iffetli olacağını, evleninceye kadar bakire, evlendikten sonra da kocasına sadık kalacağını düşünüyorlar. Ama Mısırlı bazı Hıristiyan aileler de ettiriyor. Afrika’da ilkel kabileler arasında da var, bazı Yahudiler’de de. Suudi Arabistan ve Körfez emirliklerinde ise yok denecek kadar az. Mısır’daki arkeolojik kazılarda bulunan binlerce yıllık kadın mumyaları sünnetli çıkıyor. Duvar tasvirlerinde de sünnet sahneleri var.

        Bu denklemden çıkan sonuç şu: Kadın sünneti İslam şeriatının emri değil. Bazı uzmanlara göre FGM’nin geçmişi 5 bin yıl öncesine dayanıyor.

        Bazı Afrika ülkelerinde bir haftalık bebeklere bile uygulanan FGM’nin birkaç çeşidi var. Klitorisin tümüyle kesilmesinden, sadece idrar için küçük bir yer bırakıp organın, hayvan kılından iplik ya da deriyle tümüyle dikilmesine kadar. “Firavun sünneti” (infibulasyon) denilen bu sonuncusu FGM’nin en barbarcası. Ve bu işkence kadınların başına hayatta bir kere de gelmiyor. Her doğumda kesilerek açılan organ, her sefer yeniden dikiliyor.

        İYİ VE KÖTÜ HABER

        Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Aralık 2012’de, FGM’nin bütün üye ülkelerde yasaklanmasını öngören karar tasarısını kabul etti. Ama ne fayda. Ortadoğu’da ve Afrika’da Moritanya’dan Somali ve Etiyopya’ya 29 ülkede devam ediyor o zulüm. Yasağın sıkı uygulandığı yerlerde, merdiven altlarında, kuytu köşelerde, anestezisiz ve ehliyeti olmayan kişiler eliyle. Aşırı kanama halinde ölümler oluyor ya da kronik enfeksiyon, böbrek yetmezliği, kısırlık meydana geliyor.

        Afrikalı ve kısmen de Asyalı göçmenler geleneği Avrupa, Kanada, Amerika, Yeni Zelanda ve Avustralya’ya da taşıdığından FGM küresel bir sorun olup çıkıyor. Batılı ülkeler kadın sünnetini yasaklıyor, ısrarla yapanlara ağır cezalar veriliyor.

        İyi haber şu: UNICEF’in geçen hafta açıklanan raporuna göre FGM uygulanan kız çocuğu sayısı 30 yıl önceye göre üçte bir oranda azalmış durumda. Ne var ki halen her dakika 7 kız çocuğu bu zulme maruz kalıyor. Nüfus artışı dikkate alındığında bu düşüş, belayı ortadan kaldırmak için yeterli değil. Şimdiki hızla giderse, yılda 3.6 milyon olan kurban sayısı 2035’te 4.1 milyona fırlayacak. Bugün 130 milyon olan acılı kadınlar popülasyonu daha da genişleyecek.

        Kız çocuklarının hakları için iyi niyet elçisi olan Hintli yıldız Freda Pinto da FGM ile mücadele kampanyasında.

        Diğer Yazılar