Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün İstanbul’da havayı güzel görünce kendi kendime turistik gezi yapayım dedim. Eminönü’ne geldiğimde ucu bucağı gözükmeyen bir insan kuyruğu dikkatimi çekti. Kuyruğu takip ederek başını bulmaya çalıştım. Ve kendimi nerede buldum dersiniz? Nimet Abla Milli Piyango bayisinin önünde. Yurdum insanı ya işini gücünü bırakıp gelmiş ya da ülkenin milyonlarca işsiz takımı toplanmış, buraya gelerek milli piyango kuyruğuna girmiş. Çevredeki bir kafeye oturup esnafla sohbet edip bu durum hakkında biraz bilgi aldım.

        Bu kuyruk sadece bugüne özel değilmiş. Yılbaşı biletleri çıktığından beri hergün aynı miktarda insan kuyruğu Nimet Abla bayileri önünde uzayıp gidermiş.

        ‘Nimet Abla bayileri’ diyorum çünkü Eminönü’nde birkaç köşe başında bir Nimet Abla bayisine rastlamanız mümkün.

        O kadar ışıl ışıllar ki zaten görmemeniz mümkün değil. Brodway’deki ışıklandırmalar gibiler...

        İşin ironik tarafı milli piyango bileti için bayi kuyruğuna girenlerin hemen yanı başlarında seyyar satıcılar “aynı biletler”, “Nimet Abla’nın biletleri” diye bas bas bağırarak bilet satmaya çalışırlarken kimse onlardan yana bakmıyor, onlardan bilet almaya yanaşmıyordu. İlla ki o upuzun kuyruğa girecekler, saatlerce bekleyecekler ve bayiden biletlerini alacaklar.

        Milli Piyango İdaresi’nin bu seneki yılbaşı ikramiyesi 50 milyon lira olunca yurdum insanı umudunu bu paraya bağlamış. Biletlerin tükenme ihtimali üzerine son günlere kalmak istemeyen vatandaşlar, Milli Piyango’nun büyük ikramiyesini kazanma hayaliyle, Nimet Abla’nın kapısına üşüşmüşler. Oraya kadar gitmişken ne yalan söyleyeyim bir bilet de ben aldım. Ama kuyruğa girmeden, yan tarafta bağıranlardan aldım. İster misiniz bana çıksın?

        Çarşı

        Gezi Parkı olaylarında ‘hükümeti yıkmaya’ teşebbüs’le suçlanan Beşiktaş’ın taraftar grubu “Çarşı” üyesi 35 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması geçtiğimiz Salı günü görüldü.

        Hala aklıma geldikçe beni gülümseten şu diyolog uzun süre konuşulacak gibi gözüküyor.

        Duruşmada hakimin ‘’Darbe yapmaya çalıştınız mı?’’ sorusuna sanıklardan Cem Yakışkan’nın ‘’Gücümüz olsa Beşiktaş’ı şampiyon yapardık’’ yanıtı beni gülmekten bitirdi.

        İşte bu yanıt birçok şeyi (anlamsızca suçlamalarla yargılananlar adına) zaten anlatmaya yetmiyor mu?

        Diğer Yazılar