Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tarihte köklü devrimler yapan ülkelerden hiçbiri hemen çok partili demokrasiye geçmemiştir. Örneğin Fransa’ya demokrasi, Fransız ihtilalinden yıllar sonra gelebilmiştir. Bırakın demokrasiyi, Fransa’da Cumhuriyet bile defalarca yıkılıp yeniden kurulmuş. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllarda Avrupa’da sadece ingiltere’de gerçek demokrasi vardı.

        İsviçre’de, İsveç’te, Norveç’te, Finlandiya’da, Belçika’da, Hollanda’da ve Çekoslovakya’da demokrasi kısmen vardı. Hele Fransa’da gerçek demokrasiden söz bile edilemezdi. Örneğin savaş çıkar çıkmaz Komünist Partisi’nin yayınları yasaklanmış, milletvekillikleri iptal edilmişdi.

        Savaştan sonra kurulan Vichy hükümeti, faşist anlayışın temsilcisi olmuş, Yahudi düşmanlığı konusunda Almanlar ile işbirliği yapmışlar.

        1924’te Sovyetler Birliği’nde kanlı Stalin dönemi başlamıştır. 1930’ların başında Almanya’da Hitler nazizmi, İtalya’da Mussolini faşizmi başlamıştı.

        1936’da İspanya’da Franco faşizmi vardı. Macaristan’ı diktatör Amiral Horthy yönetmişti. Romanya’da Kral Carol, Yugoslavya’da Kral Alexandr diktatörleşmişlerdi.

        Arnavutluk’ta Cumhurbaşkanı Zago krallığını ilan etmişti. Bulgaristan’da 1923-1935 arasında üç askeri darbe yaşanmış, 1936’da Çar Boris diktatör olmuştu.

        Aynı dönemlerde Yunanistan’da bir çok darbe yaşanmış, son olarak da 1936’da darbe yapan General Metaksas diktatör olmuş idi. Avusturya’da 1933’de diktatörlük kurulmuş, 1936’da Almanya ile birleşmişti. Portekiz’e gelince, 1928’den beri Salazar’ın diktatörlüğü vardı.

        Anlayacağınız Avrupa bile bu durumda iken cumhuriyetin kurulduğu yıllarda Ortadoğu’da, Akdeniz’de bir tek demokrat ülke yoktu. O yıllarda dünyada gerçek anlamda bir diktatörler çağı yaşanmaktaydı. Bu kadar tarihi bilgiden sonra lafın gideceği yeri herhalde anlamışsınızdır. Atatürk’e “diktatör “ diyenlere...

        Önce dönüp gelmiş geçmiş dünya liderlerin geçmişlerine bakmalılar. Dünya ve Avrupa eli kanlı diktatörlerin baskısında inim inim inlerken, Türkiye Atatürk’ün liderliği sayesinde halife ve sultanların baskısından kurtarılmış, egemenlik ulusa verilmiştir.

        Atatürk her zaman ulusunu yüceltmiş, devrimlerini de halka sormuştur.

        1925’teki Kılık Kıyafet Devrimini, 1928’deki Harf devrimini halka anlatmak için il il dolaşmıştır.

        Diğer Yazılar