Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son günlerde hangi kanalı açsam Bonzai salgını ile ilgili haberlere rastlıyorum.

        Belli ki şu an Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden daha da önemli bir sorunumuz haline geldi.

        Çünkü bu sorun yani Bonzai salgını çok uzun süreden beri ülkemizde gençlerimizi tehdit etmekteydi.

        Demek ki yetkili makamlar kullanım yaşı düşüp ,ölümler çoğalınca yeni yeni işi ciddiye almaya başladılar.

        Uzmanların “en korkunç uyuşturucu” dediği Bonzai yüzünden AMATEM’e 1 ayda 6 bin kişi başvurmuş. Bu korkunç bir rakam.

        Türkiye’de ilk kez 2009 yılında rastlanan Bonzai’nin 5 yıl içinde aldığı yola bakar mısınız? Çünkü ucuz, çünkü yasal boşluklar var ve testlerde saptanması oldukça güç. Kullanım yaşının 8’e düştüğünü okuduğumda kulaklarıma inanamadım.

        ÖZENİYORLAR

        Muhtemelen sigara merakından. Ardından da çevresel faktörlerden. Buradan yetişkinlere, ebeveynlere seslenmek istiyorum.

        Lütfen çocuklarınızın yanında sigara içmeyin. Bir içimlik sigara ile başlayan keyif sürecinizin sonu felaketlere neden olabiliyor.

        Çocuklar, anne veya babamın bu kadar keyif alarak içtiği şeyi bende deneyeyim düşüncesi ile sigaraya başlıyorlar. Sonra da devamı geliyor.

        İZMİR-İSTANBUL

        2014 yılının ilk altı ayında Bonzai adlı sentetik uyuşturucu en çok İstanbul’da ikinci olarak da İzmir’de ele geçirilmiş.

        Peki bu konuda İçişleri Bakanlığı ne yapmış?

        Son 5 yılda Bonzai ülkemizde bu kadar hızla yayıldığına ve AMATEM’e bir ayda 6 bin kişi başvurduğuna göre cevabı sizler verin.

        MİTOMANİ

        Dürüst olalım, hangimiz günlük hayatımızda bir biçimde beyaz yalanlara başvurmamışızdır ki?

        Örneğin bir randevuya geç kaldığımızda aklımıza ilk gelen “trafik” yalanı gibi...

        Hele hele İstanbul’da yaşıyorsanız.

        Beyaz yalanlar, inanılmasa da söyleyenin yüzüne vurulmayan, çoğu zaman anlayışla karşılanan yalanlardır.

        Bir de insanı acıtan, yaralayan, kendinizi kandırılmış hissettiğiniz yalanlar vardır.

        Bu tür yalanlar, çevresinin o kişiye karşı olan güveninde bir azalmaya, hatta tümüyle yitirilmesine neden olur.

        Yalan söyleme davranışının sürekli bir hal alması durumu tıp dilinde “mitomani” olarak adlandırılmış.

        Mitomani hastalığının en vahim yanı ise yakalananın söylediği yalanlara kendisinin de inanmasıdır.

        Kısacası mitomaniye yakalanmış hasta bir an önce tedavi altına alınmalıdır.

        “Nereden çıktı şimdi bu konu” dediğinizi duyar gibiyim.

        Televizyonu her açtığınızda, haberleri izlediğinizde, miting meydanlarına baktığınızda kendinizi hala kandırılmış hissetmiyor musunuz?

        Diğer Yazılar