Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kocaman evrende her insan belli sürelerle dünyaya gelirler ve giderler. Aslında “sonunu bilmek” bana kalırsa insanoğlunun omuzlarına yüklenmiş en ağır yüktür. Çünkü biliyorsun ki, ne yaparsan yap bir gün er ya da geç öleceksin.

        Her nedense Zincirlikuyu mezarlığının önünden geçerken her seferinde başımı kaldırıp o malum yazıyı okurum; “Bir gün her canlı ölümü tadacaktır”

        Ve hep aklımı başıma devşiririm.

        Bugün bu yazıyı yazma nedenim olan, beni etkileyen haberin başlığı şöyleydi; “Kötü anılar birikince emeklilik kararı verdim”

        SİSTEM BOZULDU

        Antalya Konyaaltı Endüstri Meslek ve Teknik Lisesi’nde 21 yıldır görev yapan 35 yıllık tarih öğretmeni Ahmet Hilmi Kancı, geçen öğretim yılı sonunda derse girdiği sınıfta biri hariç tüm öğrencilerin uyuduğunu görünce emekliye ayrılma kararı almış.

        Derste öğrencileri uyur halde fotoğraflayan öğretmen Kancı, “Taviz veren öğretmen konumuna düşmüş olduk” derken üzüntüsünü ve hislerini de dile getirmiş. Kancı o fotoğrafın hikayesini şöyle dile getirmiş; “Atatürk ilkelerini anlatırken öğrenciler uyku moduna girdiler. Ben bunun bir fotoğrafının çekeyim belki lazım olur dedim. Sistemin bozulmasının beraberinde getirdiği durumun toplam noktasıdır bu fotoğraf.

        İNSAN NEDEN YAŞAR?

        Anladığım kadarı ile öğretmen Kancı’yı emekliliğe sevk eden olay tabi ki sadece öğrencilerin uyuması değil; “Sigara dumanı okul koridorlarını sarıyor.Uyuşturucu da var. Uyuşturucu konusu çok ciddi boyutta” diyor Kancı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir öğrenci tarafından da tartaklanmış.

        Yani olumsuz olaylar üst üste gelince de emeklilik noktasına gelmiş. Ve kötü anılar üst üste birikmeye başlayınca emelilik dilekçesini vermiş.

        Kancı’nın “Kötü anılar birikince” sözü beni o kadar etkiledi istemeden kendi hayatıma şöyle bir dönüp bakma ihtiyacı hissettim. İyi ve kötü anılarımı düşündüm.

        Yaşantımız boyunca ruhumuzda derin izler bırakan olaylar olur.

        Babamızdan duyduğumuz tokattan ağır gelen bir azar, bir öğretmenimizin sınıf önünde bizi rencide ettiği bir olay veya toplum içinde amirimiz tarafından küçük düşürülme durumuna maruz kalma gibi bir durum. Hangimizin hayatında böyle anlar olmamıştır ki?

        Sonra da kendi kendime “İnsan neden yaşar ki?” diye sordum.

        Cevap; İyi ve kötü anıları biriktirmek için.

        Peki hangisi ağır basmalı, bu dünyadan giderken hangilerini yanımızda götürmeliyiz ?

        Tabi ki iyi anıları...

        Diğer Yazılar