Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cannes'daki Martinez Otel dünyaca ünlü yıldızlarla dolu... Koridorlar oyuncu, kokteyl salonları model ve yıldız kaynıyor. Film festivalinin kapanışından bir gün önce, Akdeniz'in güneşi tüm parlaklığıyla tepedeyken, uzaktan beyaz elbisesini savurarak, star olduğu yürüyüşünden anlaşılan biri geliyor. Ve tüm gözler bir anda ona kilitleniyor. Gelen Cansu Dere... Sıcak ama mesafeli gülümsemesi yine dudaklarında, objektiflere poz veriyor.

        "Cool" duruşu ona soğuk bir hava katıyor ama bakmayın öyle durduğuna, alçak gönüllü ve samimi. Ancak bir gazeteciyle konuştuğunu hiçbir zaman unutmuyor. Akıllı ve temkinli...

        Cannes'da biraz rahatsız olmasına rağmen, çekim ve toplantılarını çok iyi idare etti. Uçak yolculuğu boyunca da senaryo okudu... "Beni heyecanlandıran senaryo okumayı özledim" diyen Dere, henüz netleşen bir projesinden bahsetmiyor ama bu kadar senaryo arasından elbet kalbini titretecek biri olacak. Zira onun kriteri buymuş, içine sinen projenin tutacağını söylüyor.

        Cannes'ı nasıl buldun?

        Güney Fransa'ya daha önce gelmemiştim, biraz önyargıyla yaklaşıyordum sanırım. Çok farklı geldi. Sıcak ve samimi bir yer. Yapılar inanılmaz. Mutluyum burada olduğum için.

        Kırmızı halıya nasıl hazırlandın?

        Ön hazırlık için zamanım olmadı. L'Oréal Paris'in reklam filmi için Atina'daydım, oradan buraya direkt geldim. Yıllardır düzenlendiği için burada her şey çok profesyonel ilerliyor. Geldik, kostümümüzü seçtik. İlk giydiğim "cuk" oturdu. Alberta Ferretti kostümün içinde kendimi iyi hissettim. Güzelliğin dışında en önemli şey, kendini iyi hissetmek. En ufak bir tedirginlik her şeye yansır.

        Heyecan var mıydı?

        Heyecan olmazsa keyfi ve tadı çıkmazdı. Aslında oradaki heyecan, işleyişi bilmemekle ilgiliydi. Nasıl olacak diye merak ediyordum. Yabancı basınla birçok röportaj vardı ama her şey o kadar düzenliydi ki, en kolayı yürümekmiş. Her şey hazırdı; gerisi bana kalmıştı, çok yabancı olduğum bir şey değil neticede. Fotoğrafları çeken gazetelerin enerjisi, heyecanı inanılmaz. Orada sana enerjiyi veriyorlar, gülümsetiyorlar zaten.

        'TANINMAM DİZİLERİMİZİN BAŞARISINDAN'

        Kırmızı halıda manken olmanın avantajını gördün mü, ne de olsa yürümek senin işindi?

        Bianca Balti yürüdü önümden, podyum deneyimim olduğu için aramda belli bir mesafeyi korudum. Diğerlerini bilmiyorum ama belki bana daha kolay gelmiştir yürümek. Üzerimdeki elbiseyle de çok rahat hissediyordum kendimi, belki onun da etkisi olmuştur. 17 yaşından beri fotoğraf çektiriyorum, sonuçta rahat ettiğim alan.

        Yabancı basının da size ilgisi yoğundu...

        Kendimle ilgili bir başarı değil bu. Ne kadar güzel ki son yıllarda dizilerimiz pek çok ülkede yayınlanıyor. Bunun getirdiği bir ilgi bu. Ezel, Sıla ve Muhteşem Yüzyıl'ın etkisi olsa gerek. Balkanlar ve Ortadoğu inanılmaz ilgi görüyor dizilerimiz.

        Geçen yıl Fas'ta yürüyememişsiniz...

        Geçen yılki çekimler için Fas'a gitmiştim. Aynı anda iki dizim birden yayınlanıyordu, Sıla ve Ezel. Geçen hafta da Atina'daydım, çok enteresan bütün Türk dizileri orada yayınlanıyor. Akşam televizyonda Muhteşem Yüzyıl, Karadayı, Kuzey Güney, hepsini gördüm. Ben oralarda ilgi görüyorsam tek başına benim başarım olamaz, Türk dizilerin yayınlanma başarısı; bütün ekibin, yazanından yönetenine genel bir başarı.

        'HAYATA TEŞEKKÜR EDİYORUM'

        Bir gün bir sinema filminizle gelmeyi hayal ediyor musunuz buraya?

        İnsanın kendi filmiyle gelmesi de başkadır, umarım bu duyguyu da yaşabilirim.

        Bu gelişiniz size bir yol açar mı?

        Bana kapı açar diye yola çıkmadım. Ama L'Oréal, Türkiye'den ilk defa bir Türk yüzle çalıştı.

        Önümüzdeki sezon sinema ya da dizi var mı?

        Sürekli senaryo okuyorum ama henüz dillendirebileceğim kadar ciddi bir durum yok.

        Özlediniz mi setleri?

        Beni heyecanlandıran bir senaryo okumayı özledim. O zaten arkasından diğer heyecanları getiriyor. İnsanın yaptığı işi sevmesi en önemli şey... Hayata teşekkür ediyorum, çünkü sevdiğim işi yapıyorum. Sevdiği işi yapmayan insanlar tanıyorum ve ne kadar mutsuz olduklarını görüyorum.

        'OYUNCULUKTA DA HAYATTA DA DAHA YOLUN BAŞINDAYIM'

        Oyunculuğun neresindesiniz?

        Hayat boyu süren bir şey. Ustalarla aynı sette bulundum, gördüm ki yaşları çok büyük olmasına rağmen hissettikleri duygu farksız. Hissedilen heyecan ve yolun uzunluğu yaşla ilgili değil. Hayat için de böyle; daha yolun başındayım, eğer uzun bir yolsa.

        "Artık mesleğim oyunculuk ve hayatımın sonuna kadar bunu yapmak istiyorum" mu diyorsunuz, yoksa "Yarın bırakabilirim" diyenlerden misiniz?

        "Hayatımın sonuna kadar" diyemiyorum, ne kadar sürecek bilmiyorum. Şu an yaptığım işi çok seviyorum, gerçekten de heyecanım var, bunu kaybetmediğim için çok mutluyum. Hayatın bana ne getireceği belli değil ama en iyi şekilde yapmak için çalışıyorum, her şeyin başındayım. Üzerinden çok zaman geçmiş gibi; ama çok kısa zaman oldu ben oyunculuğa başlayalı.

        İyi ve reyting alan projelerde yer aldınız. Projeleri nasıl seçiyorsunuz, nedir kriterleriniz?

        Aceleci değilim. Aslında genel duruşum bu. Proje seçerken sakin davranmak ve gerçekten yüreğinde hissetmek çok önemli. Bir de doğru insanlarla çalışmak. Aynı yöne baktığın insanlarla çalışmanın keyfi başka. Sizi hayata döndüren insanlarla o yolda olmak da çok önemli. Ben böyle yaptım ama tüm bunlar bir plan program çerçevesinde değil, kendiliğinden gelişti.

        'TEMKİNLİ OLMAK İYİDİR'

        Çok temkinlisiniz, neden?

        Yapımla ilgili. Öyleyim, çok aceleci olmayı sevmiyorum. Ne olursa olsun insan kendini bilerek seçim yapmalı. Temkinli olmak iyidir.

        Arkadaş edinirken de böyle temkinli misiniz?

        Arkadaş ediniyorum ama dostluk derseniz o başka... Üstelik bu sadece benim konumumla ilgili değil. İnsanın hayatına alacağı kişileri seçmesi gerek. Geçmişten olanlar var, yeniler de var ama ileriki yaşlarda dost edinmek daha mı zor, bilmiyorum.

        En son ne zaman arkadaş edindiniz?

        6 yıl önce Sıla'da Boncuk'la (Yılmaz) tanıştık ve gerçekten yakın arkadaşım oldu.

        "Cool" bir tavrınız var. Arkadaş ilişkilerinizde ve özel yaşamınızda bu tavrınız sorun yaratıyor mu zaman zaman?

        Böyle davranmaya çalışmıyorum. Herkesin bir karakteri var benimki de böyle. Bazen iyi, bazen de tatsız şeyler yaşıyor insan. Tatsız şeyler yaşarken onu nasıl karşılayabileceğimle ilgileniyorum. Önemli olan ve belki de en zoru, hayatı karşılama şeklini dengeye oturtabilmek. O eşitlik sağlandığında iç huzur da sağlanıyor. Adalet ve eşitlik duygum çok yüksektir. Ancak dünyanın halini düşündüğümde duygusal anlamda zorlanıyorum. Hikâyeler birebir bana dokunmasa da bazı şeyler bana ağır geliyor.

        Ne ağır geliyor?

        Hangisi hafif gelebilir ki... Ölümü kanıksıyoruz, rakamlar açıklanıyor ve bize azmış gibi geliyor. Bir kişiden bile bahsetsek annesini, babasını, kardeşini düşündüğünde çok zorluyor. En çok da çocuk ölümleri ağır geliyor. Çaresizlik...

        Yemekte, içgüdülerinizin sizi yanıltmadığını söylediniz. Ne burcusunuz?

        Terazi burcuyum, yükselenimi bilmiyorum ama burcumun özelliklerini biliyorum.

        Anlamaz mısınız burçlardan?

        Anlamıyorum aslında, ilgilenmiyorum da ama sohbete katılmak adına öğrendim biraz. Ancak sıra yükselene geldiğinde hâlâ devam edemiyorum. (Gülüyor...)

        'AMACIM KENDİMİ KORUMAK DEĞİL'

        Sizin için "Soğuk biri gibi duruyor ama aslında sıcakkanlı ve samimi bir insandır" diyorlardı, öyleymişsiniz. Sizinle ilgili genel kanı bu mu?

        Bunu hep söylüyorlar, alıştım artık. "Beklediğimizden farklı çıktın" diyorlar. Nasıl göründüğümü bilmiyorum ama duruşumun sebebi kendimi korumak değil.

        Niye peki?

        İnsan birazcık kendi sınırlarını koyunca diğerleri için daha kıymetli oluyor. Ne söylediğiniz ve söylemeden önce düşünmeniz önemli, böyle daha da az kırarsınız. Bilmiyorum niye böyle göründüğümü, belki de sevmiyorum kendimi anlatmayı ama insan kendini anlatmayı sevmez ki. Zaten insanlar tanışma evresinde sohbet ederken birbirlerini tanır. Tanışmadan kendimi anlatmayı sevmiyorum.

        Sizinle ilgili neye şaşırabiliriz?

        Bu cümle de "Ben" diye başlıyor, onu da ben yapmıyorum.

        "Ben" diye başlamamanız için, ben sorayım o zaman. Güzel yemek yaparsınız mesela?

        Yok yapamam. Sevdiğim insana yapabilirim. Sevdiğim zaman yapabilirim.

        En iyi ne yaparsınız?

        Tatlıyla aram yok, yapılışını da bilmem, kokusundan da haz etmem. Ege yemekleri daha çok ilgimi çeker, ailemden gördüğüm için belki de... Ancak yemek yapmak zevkli. Bir kere bir yemek workshop'una gitmiştim. Çok da eğlenmiştim. Çok keyifli ama bende devamı olamaz.

        'Tim Burton burada mı?'

        Cannes'da tanışmayı istediğiniz yönetmen ya da oyuncular var mıydı?

        Beğendiğim yönetmenler var ama gerçekten biriyle tanışmak için gelmedim. Öyle hesaplar yapan bir insan değilimdir. Ancak Tim Burton burada mı? İşlerini sevdiğim insanlar var ama keşke diyen bir insan olmadım. Tim Burton burada mı? (Gülüyor...) Yönetmen Michael Haneke ile sohbet etmek isterdim. Onun filmleri dışında yaptığı röportajları da takip ediyorum. Kendisine her şey soruldu ama ben de ona birkaç soru sormak isterdim.

        Ne sorardınız?

        Filmlerinde müziğe yaklaşımını, neden müzik kullanmadığını sorardım. Hep anlatıyor ama birebir dinlemek isterdim.

        Yıllardır film festivalleri yapıyoruz, ne zaman bir Cannes'ımız olur?

        İstanbul Film Festivali'ni öğrenciyken daha çok takip ediyordum. Altın Portakal bir ara bizim Cannes'ımız olmaya çalıştı. O dönelerde ben de gittim, çok da güzeldi ama arkası gelmedi. Buna yakın bir organizasyon da yok maalesef.

        Nuri Bilgi Ceylan, Fatih Akın geçti buralardan...

        Semih Kaplanoğlu jürisinde ama filmimiz yok. Bilirkişi gibi konuşmak istemem ama oyunculuğun dışında sinema izleyicisi olarak burada olmak için biraz yolumuz olduğunu düşünüyorum.

        'Sıla zor geldi ama hâlâ kıymetini biliyorum'

        Mardin'de hâlâ Sıla'nın evi, Sıla'nın tokası çok popüler...

        Uzun zamandır gidemedim. Yakında arkadaşlarımla gitmek istiyorum tekrar. Ancak hâlâ hatırlanıyor olması çok güzel. Hatta daha yeni bir Yunan kanalıyla röportaj yaptım, yıllar sonra Sıla'yla ilgili sorular sorulunca değişik geldi.

        Sizin için önemli bir dizi, ilk diziniz...

        İşin dışında bana da çok farklı şeyler yaşatmıştır. Daha önce tanımadığım insanlar, hayatlar tanıdığım için çok mutluyum. Daha da zenginleşti düşüncelerim. O işi yaptığım için şimdi de çok mutluyum. Bazen çok zor geldi ama, hâlâ kıymetini biliyorum.

        'Alışverişten hoşlanmam'

        Yaz geldi. Var mı tatil planlarınız? Bodrum mu Çeşme mi?

        Bir şımarıklık olarak algılanmasın ama tatil günlerimi farklı değerlendiriyorum. Biz düzensiz çalıştığımız için, yazı beklemeden bazen vaktimiz oluyor. Biraz daha farklı yaklaşıyorum, geniş bakıyorum tatile... Kendi ülkem ve dünyada görülecek çok yer, okunacak daha çok hikâye var.

        Siz alışveriş de sevmezsiniz...

        İhtiyacım dışında yapılan alışverişten keyif aldığımı söyleyemem. Hiç hoşlanmam, yorucu... Bir şekilde önüme çıktığında alıyorum.

        İzmir ve Ankara'da büyüdünüz, İstanbul'da yaşıyorsunuz. Hangisi sizin şehriniz?

        Ankara, İzmir, İstanbul ve hayatımın 2 yılı da Mardin'de geçti. Günün sonunda sığındığım evim benim için çok önemlidir. Şimdi evim İstanbul'da. Bir yerli olmak derdim yok. Hepsinin izini taşıyorum herhalde.

        'Yürüyüşümün sırrını bilmiyorum'

        Bakım sırlarınız, çantanızdan eksik etmediğiniz malzemeleriniz...

        Maskara, hafif bir ruj, kışın allık makyaj için yeterli... Ancak saçlarım gerçekten çok önemli. Bakımlarını ihmal etmiyorum. Saçlarımın rengini çok değiştirmem ama rengi değiştiği halde hâlâ sağlıklı. Nemini korumaya önem veriyorum. Bir de sağlıklı beslenmeye. Bahsettiğimiz ürünler sihir değil. Kendine iyi davranacaksın, iyi besleneceksin ve suyunu içeceksin; o zaman faydasını görürsün. Uyumuyorsan, kötü besleniyorsan o zaman hiçbir ününün etkisini göremezsin. Doğru ürünü bulmak da kendini tanımaktan geçiyor.

        Bir de duruş ve yürüyüş önemli... Özel bir yürüyüşünüz var ki gözler sizin üzerinizde... Var mı bunun bir formülü?

        Kendini iyi hissettiğin zaman, giydiğin şey, saçın, makyajın her şey sana yakışır ve o yüzüne, duruşuna yansır. Yürüyüş sırrımı bilmiyorum.

        Küçükken annesinin makyaj malzemelerini karıştıran bir kız mıydınız?

        Yok sevmem öyle şeyleri, her şeyin yaşında olması gerektiğini düşünüyorum. Öyle şeyler yapanları da onaylamıyorum.

        İlk ne zaman makyaj yaptınız?

        Benim için farklı, modelliğe 17 yaşında başladım ve o zamandan beri makyaj yapılıyor. Ondan önce yapmamıştım.

        Diğer Yazılar