Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıllardır yerli yabancı pek çok ünlüyü giydirdi, Jennifer Lopez’den Kate Moss’a... En iddialı haute couture tasarımlara imza attı. Ancak iğneyle o tiril tiril kumaşları işlemekten yorulmuş olacak ki kendini yeni deneyimlere attı. Trende uyup ulaşılabilir fiyatlarla lüks spor markası yarattı

        Hakan Yıldırım. Onun hakkında söylenecek çok da söz yok. Türk modasının önde gelen isimlerinden... Markasını dünyaya açmayı da başardı. Kate Moss, Jennifer Lopez gibi isimleri giydirdi. Londra Moda Haftası’nda iyi bir çıkış yakaladı. Sonra Fransızların en önemli moda ödülü ANDAM’ı alınca Paris Moda Haftası’na geçiş yaptı. Yeniden Londra’ya dönmeye hazırlanıyor. Hakaan ve H markalarıyla özel elbiselerini kadınlarla paylaşan Yıldırım, birkaç yıldır İstanbul’u çok ihmal etmişti, şimdi acısını çıkarıyor. Section Mode Unique ile başarılı bir spor koleksiyona imza atan Yıldırım’da daha çok proje var.

        ■ Dur artık! Hakan Yıldırım, Hakaan, H ve şimdi de Section Mode Unique... Markalar ardı ardına geliyor. Ama sanırım bunda nefes alıyorsun.

        Söylediğin gibi tekrar ettiğim bir sürü şeyin arasında nefes aldıran bir şey bu. Yani başka pencereye bakıyorsun, başka kapı açıyorsun, kalemin başka çiziyor. Dolayısıyla çok keyifli ve eğlenceli. Çünkü bilmediğin bir şeyi deniyorsun. Yıllardır ruh hastası gibi sadece iğneyle milyon tane elbise yapmışsındır, “Oynak bir kumaşı o hale nasıl getirebilirim?” diye düşünüyorsun. Onun tene dokunuşuyla nasıl iyi hissedecekse onu bulmaya çalışıyorsun. Değişik iplik karışımlarını günlük spor giyime nasıl yedirebilirim, onu çözmeye çalışıyorum.

        ■ Aslında couture’ü biraz spor giyime katmak, spor giyimi biraz daha couture’e yükseltmek gibi bir şey yaptığın...

        Evet, biraz öyle bir şey. Aynı zamanda fiyatlarının da çok mantıklı olmasına özen gösterdim. Çünkü kendi markalarımızın içinde bazen bir sweatshirt yapabiliyoruz ama maliyetlerimiz çok yüksek olabiliyor. Ya da yanındaki elbisede çok daha büyük bir etiket dururken onun etiketini o kadar da küçük koyamıyorsun. Çünkü ‘marka stratejisi’ diye de bir şey var. Dolayısıyla Section Mode Unique’in stratejisinin başlaması, hikâyesi, her şeyi çok doğru konumlandı. O yüzden de bu mücadeleye devam ediyorum.

        ■ Bıktın mı couture’den?

        Aslında biraz öyle. Yıllardır özel sipariş yapıyorum ve hem kendi yaptığım hazır giyim koleksiyonlarında hem de başka firmalarla yaptığım projelerde yeni insanlarla buluşmayı çok seviyorum. Çünkü hâlâ insanlar bana sokakta “Neden Koton’u bıraktınız?” diye soruyor.

        ■ Marka tasarımcı işbirliklerine artık alıştık ancak spor giyime moda dünyasının ayrı bir ilgisi var son yıllarda. H&M, Alexander McQueen gibi... Koşu ürünlerinin pazar payı son bir yılda yüzde 58 artmış. Sportif bir toplum olduk ondan mı, yoksa başka sebepleri de mi var?

        Tenis ve binicilik gibi alanlarda çok iyi kıyafetler görüyoruz. Dolayısıyla da onların esin kaynağı olması çok önemli. Ancak düz bir tişört yapmıyoruz, bir nebze şık detaylar katıp öyle yorumlamaya çalışıyoruz. En önemlisi artık rahat olmak istiyoruz. Çünkü o çok kıymetli bir şey. Gün zaten o kadar tempolu ki davete giden kadın bile rahat etmek istiyor ama gösterişli bir rahatlık bu... O yüzden de tüm dünya biraz bunlarla ilgileniyor.

        ■ Her şey ihtiyaçtan...

        Satılmayan bir şey yaparsan başarılı olamazsın.

        ‘O KALABALIKTAN KURTULMAK LAZIM’

        ■ O yüzden mi son sezonlarda basic ürün satışları patladı? Acaba orasından burasından bir şeyler çıkan tasarımlardan sıkıldık mı?

        Kendime bakıyorum, yıllardır basic ürünler giyiyorum. Kendimi en iyi onun içinde hissediyorum ve aslında bir sürü insanın buna ihtiyacı var. Çünkü hepimiz, bir yerlerinden bir şey çıkan tasarımlar giymek zorunda değiliz. Bazen sadece çok iyi bir fermuar, çok ciddi bir aksesuvar olabiliyor. Sokakta gördüğüm bazı insanlara bakıp “Ay ne kadar kalabalık” diyorum. Ve o kalabalıktan aslında kurtulmak lazım. Çünkü o sadelik iyi bir şey.

        Hakan artık 2 ‘A’lı

        ■ Londra Moda Haftası’nda başladın, Paris’e gittin. Tekrar Londra Moda Haftası’na geri döndün. Paris’i sevmedin mi?

        Londra’da başladım ve kalmak istiyordum. Ancak ANDAM Ödülü’nü kazanınca Paris’e geçmek durumunda kaldım. Paris’te mutluydum. Çünkü gerçekten Paris’le birbirimizi oldukça sevdik. Sonra biz Mert’le (Alaş) yollarımızı ayırmaya karar verdiğimizde ben bir-iki sezon durmak istedim. Çünkü hayatımı yeniden organize etmek, yeni bir strateji geliştirmek istedim. Tam onlara çalışırken DHL’nin projesi geldi ve kazandım. Aslında planlarımdan biri şuydu: Hakaan Yıldırım’la Paris’te devam etmek ama “H” markamla Londra’ya çıkmak

        Hakan Yıldırım var, H var, bir de Hakaan markan var. Kafalar karıştı...

        Hakaan Yıldırım’ı dondurduk ama şu anda her şey 2 A’lı.

        ‘Belki de Madonna’dan korkmamak gerekiyordu’

        ■ Biraz da magazin konuşalım. Madonna’yı niye reddettin? Kocaman dünya turnesinin kostümlerini yapacaktın?

        Çok yeni bir markaydım, kendimi yeni göstermiştim ve dolayısıyla herkesin gözü üzerimdeydi. Bu hızlı ve çarpıcı durum aslında hem çok takdir ediliyordu hem de şaşkınlık yaratmıştı. Proje bize geldiğinde, oturup Mert’le (Alaş) konuştuğumuzda “Bu turne bizim için erken” diye düşündük. Hiç hata olmaması lazım ama bu da metal değil, bir kumaş. 150 yıllık bir moda evi değiliz ki bunun arkasını toparlayabilelim. Louis Vuitton toparlayabilir ama biz toparlayamazdık. Dolayısıyla böyle bir karar verdik. Belki de korkmamak gerekiyor.

        ■ Pişman mısın yoksa, şimdi olsa ne derdin?

        Şimdi olsa da bilmiyorum. Madonna ile dolaşamayacağıma göre büyük bir ekibin dolaşması gerekiyor. Ancak biz büyük ekip değiliz.

        ■ Bizim starlarımız neden dünya sahnesine çıkamıyor?

        Çünkü bu hem kültür hem de çalışma meselesi. Dünyanın en güzel elbisesini yapmak ya da giymek tamam ama bunlar o kadar iyi çalışıyor ve o kadar çok emek harcıyorlar ki. Peruk taktıklarında peruk taktıklarını anlamayacağınız kadar iyiler. Burada bir şarkıcı peruk taktığında görüyorsunuz halini.

        ■ ANDAM Ödülü’nü aldığında “Bir Türk’e Fransız ödülünü nasıl verebilirler?” diye kulislerde çok konuşulmuştu. Türk modacı olmanın bir dezavantajı mı bu?

        Kültür bakanı ödülü vermek için beni sahneye “Türklerle politikada çok iyi anlaşamasak da modada hiçbir sorunumuz yok” diye çağırdı. Böyle bir konuşma olabilir mi? Saçma sapan.

        Moda devleri yeni yetenekleri keşfetmek için bizim gibi ülkelerde dolanıyorlar.

        Bu benim için çok konuşuluyordu. “O designer oraya geçecek, bu designer buraya geçecek” diye... İsmim özellikle Dior fırtınasında bayağı geçiyordu. Ama bunun gerçekleşmesi için kulis yapacak biri lazım.

        ■ Peki niye? Niye yapamadık bunu? Niye seni o kulislere sokamadık?

        En çok ihtiyacım olan şeylerden biri, gerçekten çok önemli bir CEO. Ondan sonrası zaten çözülecek. Sonra bir yatırımcı gerekiyor. Çünkü hem kendin kazanıp hem de kendin harcaman hiç kolay bir şey değil. Dolayısıyla benim bir yatırımcı ve CEO’ya ihtiyacım var. Bu benim için çok önemli bir şey. Umarım yakın zamanda bunu başarırım.

        Hakan Yıldırım’ın Dynamo firmasıyla birlikte yarattığı, spor lüks giyim markası Section Mode Unique, rahat ve şık tarzıyla dikkat çekiyor.

        Diğer Yazılar