Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bursa Mudanya’da güzel şeyler oluyor… İlki bu Ağustos’ta başladı bile… Adı da Tiyatro Tatili… Bu tatili, tiyatroya çeviren ekipse Arka Mahalle Kumpanyası…

        *** *** ***

        İstanbul’un şükela Adaları’ndan birinde öküzgözü üzümün meyinde/deminde biraz müzik (nedir o müzik diyenlere gelsin: Devendra Banhart “ Inaniel”, üstüne de Tame Impala - New Person, Same Old Mistakes) biraz edebiyat şûarasında kafa açmaya devam! Bugünün kelamı tiyatrodan, hemi de İstanbul’a bir adım ötede bir ilçeden gelecek ama öncesinde bizim gecemizi / kelamımızı miss eyleyen (80’lerde özellikle şükela dizeleriyle algıları parlatan) şairin şiiriyle pasımı sizlere vermek istiyorum. Nasılsa gerisi teferruat, nasılsa her daim heyhat’a düşüyor notalar! Celal Gözütok bilenler bilir, (bilmeyenlere ise; sakinde, yavaştan yanaşınız yamacımıza diyorum) hatırlamak olur niyetine “Son Safari” ile geçiş yapalım istiyorum fani evrenimize… “Merak kediyi öldürür… / ben yalnız kötü talihin izini sürerim / son darbeyi Tanrı’dan yemenin hüznüyle kimselere benzemem / iki şavkın karışması kadar kısa görünür gizemin melez çiçeği / unuturum biilûr gölde yıkanan aşüfte sözcükleri / hoşnut bir deli gibi ayağına giderim kamaştıran göz eriminin / sonradan görme mağrip şairlerinin diline düşmesin diye hayat / kaçarken Tanrı sırlarını düşüren perinin / ordan geçenin kendinden iki dalgınlık geride olduğunu bilirim / oysa benim kendimden iki düş ilerde olduğumu kimse bilmez / değil mi ki şu çapaçul hiçliği ileri götürebilirim / değil mi ki esin gebermedikçe bana rahat yoktur.”

        SAHNE HANE’DEN ‘TİYAYTRO TATİLİ’ MOLASI

        Memleketim coğrafyasında tuhaflıklar deryası her geçen gün ayyuka çıkadursun, bazıları güzel işler(in)e devam ediyor. Buna ‘hayat devam ediyor’ mu dersiniz, yoksa ‘bir yerden yakalamak mı lazım’ gelir dersiniz bilemem ama insanoğlu varlığını tadında işlerle de sürdürebilirin imzası böyle olur kanısındayım. Gelelim bu mevzunun ayrıntılarına… Bursa’nın Mudanya ilçesinde bu yıl faaliyete geçen Sahne Hane, tiyatro ve sinema sanatçılarını, sanatçı adayları ile buluşturduğu “Tiyatro Tatili” adını verdiği etkinliğinin startını verdi. Yıl içerisinde İtalyan geleneksel tiyatrosu Commedia Dell’Arte üzerine çalışmasıyla başarılı bir organizasyona imza atan Sahne Hane; 18-23 Ağustos tarihlerinde Emre Karayel, Mert Fırat, Ruhi Sarı, Orhan Aydın, Gökhan Yıkılkan, Ozan Bilen, Selen Uçer gibi oyuncuların, söyleşi ve workshop yaparak tecrübelerini oyuncu adayları ile paylaşmasına vesile oldu. Yazar ve yönetmen İlksen Başarır’ın sinema camiası ile ilgili bilgiler verdiği eğitim programının eğitmenleri ise Azerbaycanlı yönetmen ve oyuncu Nofel Veliyev, Aydın Üniversitesi Oyunculuk Bölümü Öğretim Görevlisi Yeşim Koçak ve Gökçer Genç oldu. Eğer işler yolunda giderse Tiyatro Tatili’ni geleneksel hale getireceklerini belirten Sahne Hane ekibi; bu etkinliklerle oyunculuk ve kendini tanıma ilişkisi, Stanislavski sistemi ve hareketli tahlil metodu konularının işleneceğini belirtiyor. Ben de Sahne Hane ekibinin kurucularından biri olan Mehmet Tamer Uyar’a mevzunun ayrıntılarını sordum…

        ÖZGÜRCE TİYATRO YAPABİLECEĞİMİZ BİR YERİMİZ OLSUN İSTEDİK

        *Sahne Hane’yi açma ve ekibi toplama nedeniniz?

        Sahne Hane’yi Mudanya’da kurma nedenimiz; ilk öncelikle tiyatroyla ilgili ve alakadar çok fazla genç var burada ama ne yazık ki kendilerini gösterebilecekleri mekanlar yok. Mudanya’da tiyatro yapmak isteyen, talep eden genç bir kitleden bahsediyorum. Bu noktada tiyatro icra edebilecekleri mekanları yok. Bir tane Uğur Mumcu Kültür Merkezi var, o da 380 kişilik bir salon. 1994 yılında yapılmış salon, bugünkü nüfusu karşılayamıyor. Ne acıdır ki sonrasında Mudanya’ya bir salon eklenememiş. Bu nedenle bizler de daha küçük ve en önemlisi bir kuruma ait olmayan, istediğimiz metini, istediğimiz şekilde yapabileceğimiz bir salonumuz olsun istedik. Kısaca; özgürce tiyatro yapabileceğimiz bir yer olsun istedik ve böyle bir yer kurduk.

        *Sahne Hane ne zaman açıldı? Tiyatro Tatili projesi nasıl oluştu? Sanıyorum, Tiyatro Tatili öncesinde de pek çok etkinliğiniz oldu?

        Altı ay oldu kurulalı. 30 kişilik küçük bir sahne burası. Burada gördüğünüz bütün tesisi biz arkadaşlarımızla birlikte yaptık. İmece usulü işledi her şey… Burada ilk etkinliğimiz yazar, gazeteci Ferhat Uludere’nin söyleşisi oldu. Ardından Ruhi Sarı geldi, söyleşi yaptık. Sonra İtalya’dan Commedia Dell’Arte ekibini getirdik. Buradaki genç arkadaşlarımıza İtalyan Halk Tiyatrosu’nun eğitimini verdiler. Daha sonra dedik ki; sadece bu eğitimlerle durmayalım, madem bir şekilde çevremizde bu kadar hocamız, dostumuz, tanıdığımız var, bizlere destek de oluyorlar, o vakit devam ettirelim dedik. Ve bugün gerçekleştirdiğimiz Tiyatro Tatili projesini oluşturduk. Bu projede yer alan hiçbir isim, bizden ekonomik bir beklenti içinde olmadan desteğe geldi. Bu bizim için çok kıymetli.

        PLAJA GİTMEK VARKEN TİYATRO YAPMAK İSTİYORLAR

        *Gördüğüm kadarıyla Bursa ve çevre ilçelerdeki gençlerin talebi yoğun, peki siz ekip olarak bu gençleri, öğrencileri neye göre seçiyorsunuz?

        Oyunculukla ilgisi olan, en azından biraz da olsa tiyatro ile yoğrulmuş olup bizimle iletişime geçenleri tiyatromuzda görmek istiyorum. İlk aşamada tercihimiz bu yönde. Sağ olsunlar, kurulduğumuzdan bu yana, o gençler de öyle özveriyle çalışıyorlar ki, bu yaz sıcağında plaja gitmek varken, burada bir oluşumun içinde yer alıp tiyatro yapmak istiyorlar. Her şeye rağmen eğitim almak istiyorlar, bu önemli.

        *Malum sanatsal mevzularda pek çok sorun çıkıyor, destekti, organizasyondu vs. ama neticede bir oluşum yaratıyorsunuz, amacınız nedir?

        Bizim asıl amacımız; Mudanya gibi ki bu Mudanya’da olmayabilir, Erzincan’ın küçük bir kasabası da olabilir. Bizim Osmanlı çadırdan kuruldu mantığı vardır ya, belki de tiyatro da çadırdan ayağa kalkacak. Şunu çok iyi tespit etmek lazım; Türkiye’de sosyal medya, o kadar yukarılardaki iyi ya da kötü, bir şekilde birilerinin işini görüyor. Şimdi bir bakıyorsunuz herkes ünlü ve meşhur… Eskiden bizim meşhur dediğimiz insanlar vardı hani, biz onlara ünlüler derdik ve onları gördüğümüzde elimiz ayağımız titrerdi. Ama şimdi teknoloji o kadar ön plandaki… Mesela; biz bu oyunun etkinliklerini duyururken, buraya gelip de tiyatro eğitimi almak isteyen ama mesleği kasap olan bir çocuktan rica ettik. Twitter’ından paylaşsın istedik. Çünkü çocuğun takipçisi bizimkinden fazla... Türkiye’de artık şöyle oldu; sosyal medyanın o kadar ön planda olmasıyla meşhur dediğimiz şeyin, yapılan bir işle ya da ona benzer bir durumla ilgisi kalmadı.

        - Andy Warhol’un şu meşhur sözünde dediği mevzuya yavaş yavaş hepimiz geliyoruz gibi!

        Evet aynen... Tiyatroda ara verildiğinde ışıklar söner, bir bakın o dakika salonda ışıklar yükselmeye başlar, çünkü herkes telefonlarına sarılmış vaziyettedir. Teknolojiyle birlikte herkes haber paylaşımında, herkes gazeteci… Herkes kendi takipçilerine durumunu bildirmek zorundaymış gibi... Bir bakıyorsunuz oyunu izlemek yerine, kendi telefon kamerasından kayıt alıyor. İşte bizler buna Sahne Hane’de çok izin vermemeye gayret ediyoruz, 30 kişilik bir salonda, tiyatro izlemek istiyorsa gelip izlesin istiyoruz. Gerçekten nitelikli oyunlarla ve projelerle sahnede olmak istiyoruz.

        GENÇ OYUNCULAR’DAN ARKA MAHALLE KUMPANYASI’NA VE SAHNE HANE’YE

        *Sahne Hane’de önümüzdeki sezon neyin seyrine dalacak seyirci?

        Bu yıl repertuvara koymak istediğimiz oyun Dostoyevski’nin “Beyaz Geceler”i… Burada sekiz, dokuz oyuncu arkadaşımız var, çok kalabalık seçme şansımız zaten yok, sahnemizin metrekaresi çok küçük, iki ya da üç kişilik oyunlar sahneleyebiliriz. Bu sebeple de nitelikli ama sahnemizi zorlamayan metinler seçmek durumundayız.

        *Gelelim Sahne Hane’yi kuran sizlere, nasıl buluştunuz?

        Biz, 1994 yılında, Mudanya’da Genç Oyuncular Tiyatro diye bir grup kurduk. O zamanlar 14 yaşındaydım ben. Ekip doğma büyüme buralı; Bursa ve Mudanya… Daha sonra konuklarımız oldu bizim. Biz onlara konuk diyoruz, çünkü buraya o zamanlar bir konservatuvar açıldı; yazarlık, oyunculuk bölümlerinin olduğu. Okul açılalı tam yedi yıl oldu; buraya gelen her dönem konuk oyuncularımız oldu, bize katılıp, bizimle beraber işler yaptılar. Genç Oyuncular Ekibi olarak dedik ki ‘genç oyuncular’ız evet de bizler yaşlanacağız. Sonrasında Arka Mahalle Kumpanyası diye bir ekip kurduk. Aslında Sahne Hane, bizim tiyatromuzun yeri, mekanıdır, ekibimizin adı da Arka Mahalle Kumpanyası’dır. Beş yıldır da ekip olarak bir şekilde oyunlar sahneliyoruz.

        *Buraya başvuru yapan tiyatroyla hemhal olmak isteyenlerle nasıl iletişime geçmeyi düşünüyorsunuz?

        Oyunculuk yapmak isteyen herkese açığız. Ben oyuncu olmak istiyorum, tiyatro yapmak istiyorum ya da ışıkçılık, dekor, yazarlık yapmak istiyorum ya da ben iyi sahne süpürürüm diyen herkes bizim kapımızı çalabilir. Kısaca ne yapmak istediğine burada kendisi karar verecektir. Halk Evi mantığında ilerliyoruz. Herkes bir şeylerini getirsin koysun buraya. Profesyonel hiçbir şey yok burada, her şey amatör ruhla yol alıyor. Bu yüzden de hep heyecanlı ve umutluyuz.

        TİYATRO TATİLİ PROJESİ BAŞKA ŞEHİRLERDE DE OLABİLİR

        *Kentte ve Anadolu’nun bir kasabasında ya da ilçede tiyatroyla hemhal olmanın zorluklarını nasıl aşmayı düşünüyorsunuz? Tabii kent derken İstanbul’u ayrı bir yere koymak lazım, zira orası bazen ticarethane mantığında…

        Tavrımız çok net… Ben İstanbul denilen yerin, şuh bir kadın edasında olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda zor bir yer ama Anadolu’nun -tiyatro anlamında söylüyorum- daha bakir olduğunu düşünüyorum. Böyle bakınca da Anadolu’da tiyatro yapmanın, keşfetmenin, anlatmanın daha keyifli olduğuna inanıyorum. İkinci inancım ise İstanbul’a gitmek bence çok doğru bir tercih değil ama İstanbul’un seni çağırması çok daha önemli. Söylemeye çalıştığım mevzu; bizim amacımız burada bir tiyatro oluşturalım ve buradaki arkadaşımız İstanbul’a iş aramaya gitmesin. Ama İstanbul’daki ekipler buraya gelince yaptığımız işlerimizi, oyunculuklarımızı görsünler ve bizleri davet etsinler. Yani izleyip, gel desinler… Bugün buraya Orhan Aydın, Mert Fırat, Emre Karayel gibi pek çok isim gelebiliyorsa ki hepsi abimiz, hocamız, ustamız, arkadaşımız ve hepsiyle bir şekilde iletişim kurabiliyorsak onlar da gün gelir, sahnelerinde, filmlerinde oynamak için bizlerden faydalanabilirler. Bu sahneyi kurarken ya da bu işlere girişirken amacımız ekonomik anlamda bir şeyler kazanmak zaten değildi, tek istediğimiz tiyatro yapmak, oynamak. Bunun için de hem ustalarımızdan, arkadaşlarımızdan hem de seyircimizden gelip bizleri izlemelerini istiyoruz.

        *Tiyatro Tatili projesini devam ettirmeyi düşünüyor musun başka ilçelerde de?

        Şimdilik Tiyatro Tatili’ni devam ettirmek istiyoruz. Ama burada bize izin verirler mi, bunu zaman gösterecek. Bu şehirde bu iş olabilir mi bunu da yaşayıp göreceğiz. Ama Tiyatro Tatili projesi başka kentlerde de olabilir evet, güzel de olur ki bunun için de destek gerekiyor. Destek olursa devam eder ama olmazsa da bizim gücümüz bir yere kadar... Çünkü burada hepimiz kendi şartlarımızın verdiği imkanlarla ayakta durmaya çalışıyoruz. İmece usulü işleri kotarmaya çalışıyoruz. Bu proje için diyorum tabii, yoksa biz oyunlarımızı sahnelemeye devam edeceğiz. Seyirci varsa tiyatro her zaman var olacaktır.

        *Sahne Hane’yle iletişime geçen gençleri nasıl görüyorsunuz; çok mu idealist yoksa varolan şartlarının yanında gerçekleri biliyor da ayakları yere basan bir tiyatro mu düşlüyorlar? Çünkü bu tür mevzularda herkes TV’de dizilere kapak atma derdinde gibi…

        Benim annem, şu anda 56 yaşında, bana hala şunu söylüyor: hala seni Çok Güzel Hareketler’de göremedik. Bir de tabii arkadaşlarımın hepsi dizilerde oynuyor vs. sen niye oynamıyorsun! Ama işte benim hiçbir zaman böyle kaygım olmadı. Biz şunu istiyoruz, tamam buraya gelen oyuncu da o niyetle gelsin, dizlerde oynasın ama asıl amacımız şu tiyatroyla tanışsın, 6 yaşında, 21 yaşında ya da 60 yaşında bir şekilde tiyatro ile tanışabilsin… Biz burada bir şeyler yapmaya çalışırız; iyi oyuncu olmayabilir ama iyi bir seyirci oluştururuz diye düşünüyoruz. Eğitimlerde de uğraşımız bu yönde.

        BİR TANE DOĞRU KABUL EDİLMİŞ VE HİÇ BİR SORGULAMA YAPAMIYORUZ

        *Uzun zamandır tiyatrodan yana mesai harcayan bir tiyatrocu olarak tiyatronun geldiği aşamayı nasıl görüyorsun, memleketim zorlukları ortada!?

        Biz tiyatro ile ilgilenenler dalgalı bir denizin içindeki gemideyiz ve kendine bir liman arayan bir gemi bu. Tiyatroyu Türkiye’de böle görüyorum belki dünyanın başka kentlerinde de böyledir bilmiyorum. Mesela geçenlerde Londra’da Globe Tiyatrosu’ndaydım, 100 yıldır aynı oyunu sahneliyorlar, afiş bile orada, aynı duruyor… Shakespeare bizim için ilah ama orada sorguluyorlar. Bizim yaşadığımız topraklarda bir tane doğru kabul edilmiş ve sorgulama kısmını yapamıyoruz. Sadece tiyatro ya da sanatla ilgili değil aslında söylemeye çalıştığım durum. Bizler her konuda böyleyiz. Böyle olduğu için de tiyatro da dahil çok zorlanıyoruz. Biz birebir kabulleniyoruz. Ülke gündemine bakarsak da tablo bu. Keşke biz tiyatrocuların yahut sanatla ilgilenenlerin elinde olan bir şey olsa ama bir çark var ve onun dişlisinden sıyrılmak imkansız. Ne kadar idealleriniz olsa da aslolan midedir ve dideyi doyurmaktır ya… Bu belki fakir edebiyatı gibi ama gerçek olan da bu. Çok arkadaşımı biliyorum sırf tiyatro oyunu sahnelensin diye pek çok dizi de oynuyor. Tiyatro ya da sinema sevdası için yapıyor bunu. TV evlerimize destursuz giren bir alet ve bunun yanında sosyal medya da acayip bir şey oluyor; bir link atıyor adam ve tıklama rekoru kırıyor. Üniversitelerde gösterilere gidebiliyor o tıklamaları sonrasında… Bence sosyolojik bir sorun var. Üç saniyelik videoda gördüğü adamı, canlı görecek diye binlerce insan geliyor. Ne yapmış şaka...

        *Bursa ve çevresinde özel tiyatro kaç tane var? Birbirinizle iletişiminiz nasıl?

        Altı ya da yedi tane sanıyorum. Bir senesi Bursa’da tiyatro birliği kurduk, on tane tiyatro grubu bir aradaydık. Toplantı sonucunda ne yazık ki en son şu konuşuldu; bizim oyunlara biletleri kim satacak? İşte konu sonunda oraya gidiyor. Bursa tuhaf bir yer bir de İstanbul’a da çok yakın. İstanbul’dan çok oyun geliyor buraya. Böyle olunca da burada, bu kentin tiyatrosunu devam ettirebilme şansı azalıyor. Belediye’nin yaptığı festivallerle İstanbul’dan çok iyi ekipler geliyor. Eğer sen biletli bir iş yapmayı düşünüyorsan da o festival zamanı çek bayrağı o gün o derece… Kısaca şimdilik ağlanacak bir şey yok, tiyatro yapmaya devam ve tiyatro yapmamız lazım. Sizin gibi medyadan arkadaşlar da derse ki -bir iki cümlede- Mudanya’da tiyatro var ve tiyatro tatili var, işte bu bize yeter…

        Bu da var notu: Belki Arka Mahalle Kumpanyası’nda neler oluyor dersiniz diye; www.arkamahallekumpanyasi.com/medya.html / Tel: (0224 544 14 24) Şimdilik eyvallah.

        Diğer Yazılar