Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “İnsandan sarhoş oldum, diye düşündü. Çoktandır bu kadar insan içmemiştim. İnsanın hayal bile edemeyeceği büyük bir oyunun sarhoşluğu içindeyim… Kişiliği korumak için, bazen yaşamamak gerekiyor… Sen anlamazsın tabii; anlamak için insanın bazı eksik yönleri olmalı…” diyen canım üstadım Oğuz Atay… “Holocene”, “Towers” ve “Roslyn” şarkılarıyla beyin loblarıma ferahlığını salık veren Bon Iver… Ve ‘bugünü yarınlara taşıyalım’ şiarından yola çıkarak yerli yabancı pek çok fotoğrafçının objektifinin yer aldığı “İzmir: Yarınlara Bir Miras” sergisi…

        Anlaşılacağı üzere her daim git-gel fani kafasındayım; güzelliğin içindeki çirkinlik, çirkinliğin debisindeki güzellik gibi diyelim de kaynak yapmadan sadedimize gelelim… Nerede kalmıştık; hmm, anlaşılacağı üzere elimde Kafka Okur’un hazırladığı Oğuz Atay külliyatı kıvamında miss’liği… Kulağımda 2007’de kurulan Amerikalı indie folk grubu Bon Iver’in nidası… Retinamda ise Arkas Sanat Merkezi’nin yeni sezona merhabasını çaktığı, İzmir için “sosyal sorumluluk” boyutu ile geleceğe miras değeri taşıyan fotoğraf sergisinin incileri… Mevzuya böylesi bir girişle hevesleri kursakta bırakmayacağım az sabır, yavaştan yaklaşacağız bugünün bende kafa hoplatan şükelalığına… (Erken içimden geldi notu: Bu arada, bilahare Gaia Dergi’nin bu sayısında yer alan 76 yaşındaki Claudette toplumsal rollere başkaldırıyor: "Kim olduğumdan asla utanmadım" başlıklı haberine bakarsanız, ‘bu da var’ deyip, aslında biz hangi alemin peşindeyiz, dünya fanileri neyin kıvamında dersiniz de biraz silkelenip kendinize gelirsiniz niyetine. Ya da neydi bırakalım dağınık çıksın ahvalimiz!)

        “İZMİR: YARINLARA BİR MİRAS”

        Arkas Sanat Merkezi, yeni sezonu İzmir için “sosyal sorumluluk” boyutu ile geleceğe miras değeri taşıyan fotoğraf sergisi ile açtı. Ben de açılış selamını verenlerin arasındaydım. “İzmir: Yarınlara Bir Miras” isimli fotoğraf sergisi yerli, yabancı uluslararası fotoğraf sanatçılarının objektifinden İzmir’in bugününü belgeleyerek yarınlara taşımak istiyor. Malum hep geçmişten, dünden bilgileri ve belgeleri günümüze yansıtma derdindeyizdir; fakat bu sergi, bugünü yarına bırakmak algısından yola çıkıyor ve aslında memleketim coğrafyasının arşivi pasif ve yetersiz iklimine, en temizinden bir yapıt bırakmış oluyor. 10 yabancı, sekiz yerli fotoğraf sanatçısının kadrajlarının yer aldığı sergi, içerik olarak yeterli mi yetersiz mi tartışılır, konunun ustaları zaten mevzunun detaylarını paslayacaktır, fakat arşiv geleneği olamayan coğrafyamıza iyi geleceği kesin! (Es notu: Fotoğraf alemine incelikli zoom’lar yapmak isterseniz de Tuğrul Çakar’ın kitaplarına bakabilirsiniz.)

        FOTOĞRAFLARLA ÖLÜMSÜZLEŞTİREREK BİR SONRAKİ KUŞAĞA…

        “İzmir’in bugününü, kültürünü ve yaşantısını fotoğraflarla ölümsüzleştirerek bir sonraki kuşağa aktaracak bu projenin, kent belleğinin oluşmasında da büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. İzmir’e önceki yüzyıllarda gelen gezginlerin bıraktıkları anlatı ve görsellerin bugün bize ışık tutması gibi bu görsel arşiv de gelecek nesillere ışık tutacaktır” diyen Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, bu sergiyle birlikte aslında bugüne dek hep geçmişle ve sanat tarihiyle ilgilenen Arkas Sanat Merkezi’nin başka bir penceresini daha göstermiş oluyor. Bu da belki de daha başka projelerin ön aşaması olabileceğinin ışığını yakıyor.

        “İzmir: Yarınlara Bir Miras”ın düşüncesinin iki yıl önce, 18. ve 19. yüzyıl batılı sanatçıların İzmir resim ve gravürlerini içeren sergisi zamanında ortaya çıktığını belirten Lucien Arkas, proje için İFOD (İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği) ile işbirliği yapıldığının ve sergiye fotoğraflarıyla da katkıda bulunan ve aynı zamanda projeyi geliştirenlerden olan Selim Bonfil ve küratör Müjde Unustası’nın katkılarının altını çiziyor. 18 fotoğrafçının Bergama, Alaçatı, Bornova, Karşıyaka, Kordon, Urla gibi kentin çeşitli ilçe ve mahallelerinde yaklaşık bir yıl süren çekimler yaptığı (toplamda 900 fotoğraflık bir arşiv oluşurken) seçkiden 130 tane fotoğrafın görülebileceği sergi, 15 Kasım’a kadar İzmir Arkas Sanat Merkezi’nde meraklılarını bekliyor. Arkas Sanat’ın odalarında konu başlıklarına ve semtlerine göre ayrılan sergi, aslında 2015 İzmir’ini 18 farklı fotoğraf sanatçısından vererek, biz dikize yatanlarda da farklı bir alem yaratmayı başarmış. Bir bütünün parçaları gibi odalar arasında trekking yaparken bugünün İzmir’ini görüyorsunuz; doğa fotoğraflarından tren garına, zengin, yoksul sokaklarından Karşıyaka’nın sitelerine, Çeşme’nin turistlerine ve benim en çok sevdiğim ‘unutulan meslekler’ karelerine değin... Tabii hep anlatılan ‘güzel İzmir’in’ eski efsunu kalmamış gibi, zira artık taş beton yığınları İzmir’i de kaplamış.

        MUTA-MORFOZ’A UĞRATILANLAR…

        Sanırım Belediye Başkanı da sergiyi ziyaret ettiğinde –ki zaten biliyordur, görüyordur da ama işte bazen yakınına düşmek algıları şahlatır ya, işte o minvalde- fark edecektir; İzmir nereye gidiyor, bugün böyle de, yavaştan bir evrilmede bir kent nasıl özünü koruyabilir! (İç ses: Aman diyim, soru cümlesi değildir; İstanbul gibi kentin dokusunun gittikçe yüzsüzleştiği bir rotadan kendi çapında söylencelerdir o kadar.) Tüm bunların yamacında, Murat Germen’in “Muta-morfoz” serisi kapsamında ürettiği İzmir fotoğrafları da bir tür ‘sergi içinde sergi’ gibi olmuş. Bence bu da sergide başka bir doku yaratmış, tabii ki muta-morfoz’a uğratılanları ve uğrattıklarımızı görmek isteyenlere! Kısaca; bir kenti, ki o kent de Ege’nin incilerinden İzmir olunca, insan yapılan projelerden birazcık da olsa yaşadığımız sisteme karşı bir sertlik bekliyor, bu minvalde de naçizane, ben sergiyi -tadında- naif, romantik ve biraz da sınırlı buldum (zaten bir kenti sadece bu kadar fotoğrafla gösterebilmenin – derdini anlatabilmenin mümkün olmadığını projenin yapıcıları olan Arkas Sanat da dile getiriyor orası ayrı… Hatta bu projeyi başka şehirlere taşımak ve sergiye koyulamayan diğer fotoğrafları da bir şekilde projeye dahil etmek gibi mevzular kafalarında var ki bu da çok güzel). Fakat bu romantikliğin ve naifliğin renk ayarlarında ve fotoğraf zoom’larında acayip ayrıntılar var tabii ki yine yakalamak isteyene! O vakit dileyelim ki bu sergi, başka kentlerin sergileriyle de geziye çıkıp, yeni algılar oluşturup gelecek dediğimiz bilinmezliğe bugünü bıraksın! Şimdilik eyvallah…

        Bu da var: Sergide eserleri yer alan tüm sanatçılar (Arjantin) Nicolás M. J. Berlingieri, (İspanya) Gabriel Brau Gelabert, (İtalya) Virgilio Bardossi, Valter Bernardeschi, Giulio Veggi, Mario Cioni, (Kanada) François Nadeau, (Macaristan) István Kerekes, (Pakistan) Muhammad Jahangir Khan, (Polonya) Wojtek Laski, (Tayland) Dow Wasiksiri, (Türkiye) Atilla Özdemir, Beyhan Özdemir, Murat Germen, Nilgün Özdemir, Selim Bonfil, Yusuf Tuvi, (Ukrayna) Alexander Kharvat.

        Diğer Yazılar