Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        memisbetul@gmail.com

        Bugünlerde alt yazısız ve dublajsız anlatabilmek meramları daha da zorlaşıyor. Tam da nihavend şarkılardaki ağırlıktayız. Tüm bunların yamacında kelebek etkisiyse her bir dokunuş ve bakış, ömür dediğimiz de bize verilenden az, hissedilenden daha da çoksa hikmetinden sual olunmaz deyip, akalım tiyatro alemine. Geçtiğimiz sezon, gülmekten kırıp geçiren bir oyun; İstanbul Halk Tiyatrosu’nun tam tadında seyirlik eseri Alevli Günler. (Geçtiğimiz sezon sahneleri şereflendirdiği vakitlerde bu adresten yine heyecanla paylaşmıştım oyunu.)

        Öyle bir oyun ki bu insanın içinden ‘adamlar döktürmüş’ diyesi geliyor, çığırtarak. 2006’da Bahtiyar Engin, Yıldıray Şahinler, Kemal Kocatürk ve Levent Üzümcü tarafından kurularak, tiyatro camiasını heyecana gark eden İstanbul Halk Tiyatrosu, özgün oyunlarıyla alkışları ayakta hak ediyor. Ki ekibin yine geçen sezon, Gagarin Sokağı adlı oyunlarıyla izlencelikte mütemadiyen sevgiler kategorisinden hayran oldum performanslarına.

        Anlaşıldığı üzere kadrajımızın konuğu; Alevli Günler. Oyun, kaçıranlar ya da doyamadım diyenler için; 30 Haziran Çarşamba, saat 21.15’te, rotamız Enka Açıkhava Tiyatrosu…

        C VİTAMİNİ İÇİN KİLOLARCA VİTAMİN

        Gelelim Alevli Günler’in iskelet yapısına. Irmak Bahçeci’nin yazdığı, Yıldıray Şahinler’in yönetmen koltuğunda oturduğu, Alevli Günler’in oyuncu kadrosu ise yürek hoplatan cinsten… (Geçmişten bir not düşmek de fayda var. Yıldıray Şahinler’i her izlediğim ya da isim olarak duyduğumda aklıma, 90’ların başında TRT’de Haluk Bilginer, Selim Naşit ve Nilüfer Açıkalın’ın rol aldığı Gülşen Abi dizisinde Nejat karakteriyle kendisine nasıl hayran olduğum geliyor ki, o zamanlar bizim çocuklar ve benim “en” vazgeçilmez “artist”lerimizdendi kendisi. O yüzden daha bir sevgiler şelale modunda koşmuştum oyuna.)

        Aynı gökyüzü altını şereflendirdiğimiz bu yeryüzünde daha bir kıvanç duyduğum oyunculuklar bunlar; Erkan Can, Cem Davran, Levent Üzümcü, Bahtiyar Engin ve Tuğçe Kıltaç. Daha ne olsun dediğinizi duyar gibiyim! Ee o zaman ben konuya biraz ısınma turu attırayım, siz de oyun için yola koyulun! Şimdilerde konsantre bir hayat, C vitamini için kilolarca portakal yemek yerine hapını almak gibi bir şey halini almışsa... Bu oyunun iyi kafa açacağını belirtmekte fayda var. (Bu arada; Cem Davran’ı TV dizilerinden farklı olarak hiç tiyatro sahnesinde görmediyseniz lütfen ön yargılı olmayınız. Zira tiyatro platformunda kendisini Suna Pekuysal ve Ani İpekaya ile birlikte “Ahududu” adlı oyunda izlediğimde de içimden “n’olur hep tiyatro yapsın” demiştim.)

        Çocukluğundan beri hiç ayrılmamış üç arkadaş; mahallenin muhafazakâr kasabı ‘Hayri' Bahtiyar Engin, hiçbir şeyi ciddiye almayan, aykırılıkları isyanları olan muhasebeci ‘Mensur’ Levent Üzümcü, Tengrizm'e inanan, Şaman Profesörü ‘Tarık’ Cem Davran. Ve oyun boyunca statükoyu temsil eden, farklı rollerde karşımıza çıkan ‘yok böyle bir performans’ dedirten usta Erkan Can.

        Bu üç farklı karakter, sürekli tatlı tatlı didişmelerine rağmen, dünyadaki bizlerin tersine kardeşçe yaşanabileceğinin en güzel örneğini çiziyor aslında. İçlerinden Şaman profesörü Tarık, kanser olduğunu öğreniyor ve inançları gereği öldükten sonra yakılmak istiyor. Kendi hastalığı süre zarfında da ne yazık ki memleketim gerçeğinde çare bulamıyor bu isteğine… Üç arkadaş, farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle karşı karşıya geliyorlar. (Oyunun sonunu söyledim sanmayın, tam tersi olay şimdi başlıyor) Tarık’ın ölümünün sonrasında Hayri ve Mensur, dostlarına bir güzellik yapıp, son dileğini yerine getirmenin bir yolunu buluyorlar. Bize de hem içlenerek, hem de samimi kahkahalarla oyuna eşlik etmek düşüyor; Aslında gülüyoruz ağlanacak halimize kervanında; Neyzen’in dediği gibi ‘gussa-i matem’ tadında kıvamlanıyoruz.

        Es vermek mahlasında usta oyuncu Bahtiyar Engin’in oyunun başındaki uyarı konuşmasındaki muziplik ve oyunun müziklerine kattığı melodiler ise gözden kaçmamalı… Yani oyun daha başından “çok eğleneceksiniz çok” ibresini gösteriyor bizlere. Farklı bir anlatımla karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz daha başından göz kırpıyor oyun aslında. Sürükleyici bir tempoya sahip olan oyun, konusu itibariyle hiç de öyle çoğu bünyenin düşündüğü gibi rahatsız edici formda anlatmıyor derdini… Kaybedecek hiçbir şeyi ol(a)mayan insanlar ülkesinden selam yolluğu verenlerden olarak; ‘İlk taşı günahsız olan atsın’ ince ayarında diyenlerdenim ben de… O yüzden böyle ‘derdim var, anlatırım kasmadan’ söylemli oyunları daha çok görmek istiyorum-z tiyatro sahnesinde.

        Kısaca oyunculuğun genetiğini mıncıklamadan olduğu gibi sunuyor; Cem Davran, Levent Üzümcü, Bahtiyar Engin ve Erkan Can. Belki bu yüzden bu kadar tatlı geliyor her gün yaşadığımız canımızı sıkan gerçekleri sahnede görmek. Modern çağda “Yaşar Yaşamaz” hikâyesi sunan Alevli Günler, 2010’un ‘en’ komedilerinden birisiydi. Oyunun yönetmeni Yıldıray Şahinler; “Madem ki İstanbul Halk Tiyatrosu’yuz, istiyoruz ki bu oyunda halkın her kesiminden, inancı, tuttuğu takım, mesleği, mevkii ne olursa olsun herkes, bu olup bitene kahkahalarla gülsün. Bizimle ve birbirleriyle birlikte. Gülmekten gözlerimizden yaş gelinceye kadar gülelim. Ve bir yerinden bir şeye başlamış olmayı dileyelim” diyor.

        Siz de bir yerinden bir şeylere başlamak adına Alevli Günler’in konuğu olabilirsiniz. Dünya uykusu çoktan gardını almadan ve üçlere beşlere karışmadan benden şimdilik bu haftalık da bu kadar… Tel: (212 276 22 14)

        ***

        BU GECENİN ADRESLERİ

        ** Bir arkeoloji mezunu olarak, bu gece saat 21.00’de, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde ressam ve arkeolog Osman Hamdi Bey’in, aramızdan ayrılışının 100. yılına istinaden düzenlenen Tuluyhan Uğurlu konserinde buluşuyoruz. Uğurlu’nun piyanosuna kavalda Murat Toraman, viyolada Doğukan Çokşeker, gitar-yaylı tamburda Uğur Varol, kontrbasta Umut Sel ve vurmalı enstrümanlarda Gürkan Özkan eşlik edecek. Giriş: 66, 29 TL. Tel: (216 556 98 00)

        ** İstanbul Modern’de, bu gece, saat 21.00’de, “Dünya Müziğinin Sıra Dışı Sesi” projesi kapsamında Mercan Dede sahnede olacak. Giriş: 56 TL. Tel: (212 334 73 00)

        ARKA FONDA KİMLERİ DİNLİYORUZ?

        * Charlotte Gainsbourg / Heaven Can Wait

        * Parov Stelar / Shine - Confession

        * Yiruma / River Flows In You

        * Balanescu Quartet / Model

        * Broken Social Scene / Sentimental X’s

        Diğer Yazılar