Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hakemlik zor “zanaattır”... Ağzınla kuş tutsan kimseye yaranamazsın. Veya başka bir deyişle; “Kaleden, kaleye ŞAHİN olup uçsan ne yazar.” Mağlup olan, puan kaybeden, şartlar ne olursa olsun seni acımasızca eleştiriyor, hatta haddini ve hududunu bilmeden fütursuzca saldırıyor. Etik değerleri yerle bir ediyor. Ahlaki kuralları zorluyor. Bu filmi yıllardır seyrediyoruz. Dur durak bilmiyor ve sınır tanımıyor.

        TFF birkaç yıldır işin vehametini gördüğü için cezai önlemleri sert bir şekilde uygulamaya başladı. Kulüp başkanları, yöneticiler, antrenörler ve futbolcular ağır cezalar alıyor. Lakin adeta vızıltı gibi geliyor. Hakemlere yapılan bu yakışıksız davranışlara üzülmemek mümkün değil. Süper Lig’in bitmesine 12 hafta var, biraz itidal lütfen. Ben dahil bütün hakem yorumcuları ve yazarlar olarak hassas davranmalıyız.

        Yukarıda hava sert eserken aşağısı daha vahim. Bu gemi hepimizin, sahip çıkalım. TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Türk hakemliğinin kalitesini ve gelişimini sağlamak amacıyla MHK Başkanı’nın sunduğu tüm proje ve taleplere “evet” diyor mu? EVET... Başkan Yusuf Namoğlu, Riva’yı mesken tutup arkadaşlarıyla 7/24 mesai yapıyor mu? EVET. Yabancı Eğitmenler (6 kişi) 15 günde bir Riva’da mı? EVET. Her hafta moral motivasyonu artırmak, baskı ve etki altında kalmamak, vücut-beden dilini doğru kullanmak için hakem koçu ve psikolojik performans danışmanı Rıdvan Ekmekçi, Riva’da görev yapıyor.

        Hakemlerimiz ile yardımcılarının kalitesi, tecrübesi, bilgi birikimi ile dürüstlükleri tartışılır mı, ASLA. Özgüvenleri, sosyal yapıları ile ekonomik güçleri yüksek mi; OLAĞANÜSTÜ YÜKSEK... Hakem insandır, HATA yapar, lafım yok. Ancak kabul edilebilir olması koşuluyla...

        DİKKAT! SORUMLULUĞU YARDIMCILARA BIRAKMAYIN

        Süper Lig’in bitmesine 12 hafta var. Hakemlerimizin artık çok daha fazla sorumluluk almaları gerekir. Derslerine iyi çalışmaları, 90 dakikayı her saniye yaşamaları, başarılı olmaları için olmasa olmazdır. Hakemlerimizin bazıları yardımcı hakemlerimize hem fazla yük bindiriyor hem de kritik kararları (Penaltı, gol, sarı ve kırmızı kart) onlardan bekliyor. Bu doğru değil ve kabul edilemez. Yardımcıların görevlerinin ve yetkilerinin ne olduğunu nasıl, ne zaman, nerede kullanılacağını hakemler çok iyi biliyor.

        Tolga Özkalfa, 3 defa Süper Lig’de, en son 1. Lig’de Samsunspor maçında kendisi pozisyona hakimken ve doğru karar vermişken yardımcının müdahalesiyle kararından dönerek çok büyük yanlışa imza attı. Keza Hüseyin Göçek, Adanaspor-Başakşehir maçında Başakşehir lehine önce gol verdi, sonra yardımcılarla konuşarak doğru verdiği karardan dönerek golü iptal edip büyük yanlış yaptı.

        G.Saray-Beşiktaş derbisinde Bülent Yıldırım önce ‘penaltı’ sonra ‘aut’ işareti yaptığı şeklinde bir karmaşaya yol açtı. Ya vücut ve beden dilini yanlış kullandı ya da yardımcının ‘aut’ işaretinin etkisi altında kaldı. Cüneyt Çakır doğru verdiği kararını yardımcı hakeme teyit ettirmek durumunda kaldı.

        Demem odur ki ey sevgili hakemler; pozisyona hakimsiniz, daha iyi görüyorsunuz ve esas göreviniz buyken kritik kararlar için sorumluluğu üzerinizden atmayın veya paylaşmayın. Çünkü siz hakemsiniz.

        Diğer Yazılar