Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sporu yok ediyoruz... Sporcuyu yok ediyoruz... Spor adamını yok ediyoruz... Spor kulüplerini yok ediyoruz... Spor medyasını yok ediyoruz... Ve tüm bu değerleri, sporun ana felsefesi olan "Saygı" terminolojisini hiçe sayarak yapıyoruz.

        "Saygı terminolojisi" ne demek? Terminolojinin sözlük anlamı şu: Bir sanat, bir bilim ya da bir teknik dalda/alanda özel olarak kullanılan terimlerin tümü. Yani; maç anlatımından, yorumuna, turnuvasından, kura çekimine, oyun kurallarından, ödül törenine kadar sporun içinde yaşanan ne varsa tamamının kontrollü sözcük dağarcığı içinde telaffuz edilmesidir. Hangi spor branşı olursa olsun yetkin ve etkin fark etmez. Kim konuşursa konuşun kullanacağı cümleleri kontrollü sözcük dağarcığı içinde olmalıdır. Bu, sporun saygın bir iş olduğu gerçeğini ortaya koymak adına son derece önemlidir.

        Geçtiğimiz hafta sonu Sports TV'de Nadal-Djokovic maçını yorumladım. Amerika Açık'ı kazanan Nadal olmuştu. Ancak bu kez kazanan Djokovic oldu. Ödül töreninde konuşmasını yapan Nadal'ın ilk cümlesi Djokovic'in ne kadar başarılı bir tenisçi olduğu üzerineydi. Kontrollü sözcük dağarcığının kullanılması adına doğru bir davranıştı. Sonrasında konuşan Djokovic konuşmasına farklı şeylerden bahsederek girdi. Bir ara terminolojik kültürü unuttuğunu fark etti. Hemen düzelterek sözünü tamamlamadan ekledi ve sözlerini Nadal'ın ne kadar iyi bir tenisçi olduğunu söyleyerek bitirdi. Şimdi, ne Nadal, ne de Djokovic bu tür övgü sözlerine ihtiyacı olan sporcular değil. Ancak tenisteki ödül töreni ve medya karşısındaki ifadelerde hep aynı cümleleri benzer şekillerde duyarız. Çünkü bu cümleler ''kontrollü sözcük dağarcığı'' alanına girer. Ve sadece teniste değil, sporun tüm alanlarında geçerlidir. Spor terminolojisi de budur. Bizde bu terminoloji bozuldu. Hatta spor terminolojisi diye bir şey kalmadı.

        Futbolda sakatlanan bir futbolcu için top sahanın dışına nasıl atılıyor ve atışı kazanan takım topu nasıl iade ediyorsa, spordaki kültürel yaklaşım da böylesi bir anlayışla olmalı. Aslında sporun yönetim şekli kuralcıdır. Sporda 'demokrasi' yoktur! Tam tersine kendi terminolojisine göre kuralları vardır. Başta medya olmak üzere sporun içinde yaşayan ve üreten herkes, her kurum spor terminolojisi içinde kalmalı. Fenerbahçe ve Trabzon, Nadal ve Djokovic gibi spor terminolojisi içinde kalsalardı bunlar yaşanmazdı. Bunlar yaşanmadığında spor medyası tenis, voleybol, basketbol ve diğer sporlara daha çok yer ayıracak, spor dışı konular yerine spor konuşulacaktı. Bugün spor adına konuşanlar spor konuşmuyor. Sporu yok ediyor...

        Diğer Yazılar