Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin’in kontrol altına alınmasından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Mart’ta yaptığı açıklamada, Afrin’in doğusuna ilerlemeye devam edeceklerini hatta terör örgütü PKK’yı sınır hattından temizlemek için Irak sınırının geçilebileceğini duyurdu. Erdoğan, ilerlemenin amacının “Türkiye-Suriye sınırındaki terörist koridoru temizlemek” olduğunu söyledi. Türkiye'nin doğuya ilerleme kararının nedeni ABD ile Suriye hükümetinin mevcut durumuyla alakalı. Asıl soru, Türkiye belirlediği hedefe ulaşabilecek mi? Cevap, evet ama biraz zaman alacak gibi gözüküyor.

        Afrin’in kontrol altına alınması beklenenden kolay oldu. Zira Ankara’daki planlamalar en az 6 ay gibi bir süre ile operasyonun devam edeceği yönündeydi. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait tanklar kent merkezine girdiğinde, Halk Savunma Birlikleri ya da YPG olarak bilinen silahlı teröristler kentten çoktan kaçmıştı. Yerel kaynaklar, 5 bin 500 civarında silahlı teröristin rejiminin gözetiminde çıkış yaptığını ifade ediyor. Afrin operasyonunda diplomasi ve askeri operasyonel mekanizmanın eş zamanlı çalışmasının önemine ve başarısına şahit olduk. Şu anda ise örgütün tüm propaganda aygıtları suskun.

        Suriye bugün dünyanın en kritik noktası. ABD, Rusya, Türkiye, İran, İsrail, Suriye rejimi, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Hizbullah, çeşitli fraksiyonlardan aşırılık yanlısı gruplar... Gerek ülke bazlı, gerek grup bazlı bu oyuncuların her biri askeri ve silahlı güçleri ile muharebe alanında rekabet içerisinde.

        REKLAM

        Terör örgütü DAEŞ yüzde 99 biterken, ABD ve Türkiye ilişkilerini tamir etmek için çok çalışmalı. Fakat ABD’li diplomatlar işleri sadece daha da kötüye sürüklüyorlar. ABD, YPG ile ilişkisini iki katına çıkarırken bu ortaklığı savaş sonrası Suriye'de nüfuzunu koruyabilmenin aracı olarak görüyor. Ankara ise müttefiki Washington tarafından ihanete uğratılmış olma hissiyle duruma yaklaşıyor. Washington ve Ankara'nın çok geç olmadan uçurumun kenarından geriye adım atmaları gerek. Zira iki müttefikin karmaşa içerisindeki Ortadoğu'yu istikrarlı hale getirmek için hala birbirlerine ihtiyaçları var. ABD'den uzaklaşılması hem Türkiye'ye hem de Atlantik ittifakını sert ve geri dönmesi güç bir süreç ile karşı karşıya getirecektir. Muhtemelen Türkiye'nin Batı ile jeopolitik iş birliğini sonlandıracaktır. Bu durum ABD’nin de Türkiye’nin de arzu edeceği bir durum olmamalı.

        Türkiye, savaşı YPG’nin ana örgütü PKK üslerinin bulunduğu Suriye’nin kuzeydoğusuyla Irak’a taşımayı düşünüyor. Türkiye iki örgütü birbirinden ayırmıyor. Zira Türkiye PKK ile PYD/YPG’nin aynı ideolojik kodlardan beslendiğini ve ABD’lilerin iddia ettiği gibi değişmeyeceğini görüyor. Fakat Türkiye’nin planlarının önünde büyük bir engel var. PKK’nın Münbiç’ten Irak sınırına kadar uzanan doğu kalelerinde 2 bin kadar Amerikan askeri var. Amerika’nın hava gücü ile desteklenen YPG, bir diğer terör örgütü DAEŞ’i yenilginin eşiğine getirdi. Şimdi Türkiye DAEŞ kadar tehlikeli gördüğü YPG’nin peşine düşebilmek için NATO müttefiki Amerika’nın yolundan çekilmesini istiyor. Türkiye’nin haklı nedenleri var ama bunu diplomasi yolu ile anlatmak için oldukça yoğun bir görüşme trafiği bizleri bekliyor.

        REKLAM

        Münbiç şu an kilit öneme sahip. Hem çözüm hem de ihtilaf sebebi olabilir. Zira Amerika, etnik olarak karışık bölgeyi 2016’da DAEŞ’in elinden aldığını iddia ettiği PKK/YPG’nin bölgeden geri çekileceğine dair Türkiye’ye tam 7 kez söz verdi. Fakat PKK/YPG bölgeden çıkmadı. Amerika onları bölgenin güvenliği açısından çok önemli görüyor. Ancak ABD’nin bu tavrı Ankara’dan bakıldığında can sıkıcı bir hal almış durumda. Yapılacak bir anlaşmayla YPG Fırat’ın doğusuna çekilebilir ve Türkiye ile ABD, bölge liderleriyle birlikte barışı tesis etmek için çalışabilir.

        Gerekli diplomasi trafiğinin yürütülmesi için Dışişleri Müsteşarı bir heyetle birlikte haftaya Washington’a gidecek. Heyetin çantasında 3 farklı öneri yer alacak. Ancak Ankara’daki diplomasi kaynaklarım Münbiç ile ilgili Mayıs ayının ikinci haftasından sonra önemli adımların gelmesini beklediklerini ifade ediyorlar. Diplomasi kulislerinde bu süreci öne çekmek için çabaların sürdürülmeye çalışıldığı belirtiliyor. En erken tarih ise Nisan ayının ikinci haftası sonrası yani bir ay erkene çekme çabası mevcut. Tabi Washington’daki muhataplar ikna edilebilirse..

        ABD’ye gidecek heyetin çantasındaki notlar Münbiç’le sınırlı değil. Zira Suriye sahasında PKK/YPG’ye verilen silahlar ve bu silahların nerelerde karşımıza çıktığına dair resimli, 18 sayfalık notlar da yer alacak. Amerikalılara Münbiç operasyonu öncesinde silahların kontrolü ve dağılmayacağı hususunda verdiği taahhütler hatırlatılacak.

        REKLAM

        Diğer bir gündem maddesi de Türkiye’nin Afrin’de ne yapacağı konusu. Erdoğan, bölgenin “gerçek sahiplerine” verileceğini söylemişti. Bu açıklamalar, batı medyası tarafından Erdoğan’ın bu bölgeye, Türkiye’deki 3,4 milyon, çoğunluğu Arap Suriyeli mülteciyi ya da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminin saldırısı altındaki İdlib’den kaçan mültecileri yerleştirebileceğine dair iddiaları gündeme getirdi. Türkiye ABD’ye bölgeye adalet sağlamak için gidildiğinin mesajını verecek ve nüfus yapısı ile asla oynanmayacağının mesajını verecek. Ancak Türkiye kendi güvenliği için Afrin içerisinde 4 ya da 5 tane gözlem noktası inşa etmek istediğini iletecek. Ayrıca Kuzey Irak ve Türkiye’den bölgeye geri dönmek isteyen Afrin halkı için de yol açılmış olacak.

        ABD ise Türkiye ile arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için Suriye sahasında bir yol haritası hazırlığı içinde olduğu ABD’li diplomatlar tarafından dillendiriliyor. Buna göre Washington, PKK’nın Münbiç’ten Fırat'ın doğu kıyısına çekilmesini sağlamayı planlıyor ve bölgede iktidarı “yerel topluluklara veriyor.” Karşılığında ise Türklerin askeri operasyonu sona erdirmesi beklenecek. Aslında ABD’nin normalleşmek için sunduğu yol haritası her hâlükârda PKK’ya bir bölge veriyor ve koruma altına alıyor. Ankara’nın bu yol haritasına sınırlı bakacağını kestirmek hiç de zor değil. En azından "Bu konuları Münbiç sonrası konuşalım" opsiyonunu kullanacaktır.

        Diğer Yazılar