Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şu son 2 haftadan beri bütün piyasa oyuncularının aklı karışık. 2-3 FED Başkanı kuyuya taş attı, çıkart çıkartabilirsen. Bütün bildiklerimizi yeniden sorgular hale geldik. Daha 1 ay önce “ABD ekonomisi toparlıyor” diyenler bugün “Eee toparlıyor ama yeterli mi acaba?” diye sormaya başladılar.

        Ben baştan beri aynı kanaatteyim; FED bu saatten sonra yeni bir parasal genişlemeye gidemez. Eğer FED’in küresel ekonominin beklenenden geç toparlaması ile ilgili bir kaygısı varsa bunu gösterebileceği tek yer faiz artırımlarına biraz daha geç başlamak ya da faiz artışlarını ağırdan almak olur. Yani faiz artar ama biraz geç biraz yavaş.

        SON 6 YILDIR YATIRIMCIYA “ABD EKONOMİSİ KRİZDEN ÇIKIYOR” ALGISI SATILDI

        ABD’nin ilk parasal genişleme (QE1) başladığı tarih olan Aralık 2008’de S&P Endeksi 800’ler civarındaydı. 2014 Ekim ayında yani tahvil alım programının biteceği ayda aynı endeks 1930 puanda. 6 yılda artış yüzde 130 seviyesinde.

        Tabii aynı dönem içinde sadece hisse senetlerinin fiyatları artmadı. ABD’nin 2008 sonunda yıllık işsizlik rakamı yüzde 7’lerdeydi. 2010’da bu oran yüzde 10’lara kadar yükseldi. Bugün geldiğimiz yer ise yüzde 5.9.

        Bir başka istatistik, konut piyasasından. 2008 yılında yeni konut satışı aylık ortalama 400 binler seviyesindeyken bugün gelinen nokta aylık 500 bin. Bu verinin en iyi olduğu dönem ise aylık ortalama 1 milyonun üzerinde ortalama ev satıldığı 2006 yılı.

        Görüleceği üzere konut, istihdam, tüketim verilerinin toparlanması üzerine yatırımcılara “ABD ekonomisi krizden çıkıyor” paketi satıldı ve hisse senetleri 6 yılda yüzde 130 prim yaptı. Ancak her hikâyenin olduğu gibi bu hikâyenin de arka yüzünde önemli ayrıntılar var. Bir nevi şeytan ayrıntılarda gizlidir durumu.

        PİYASANIN EN BÜYÜK KOZU HİSSE SENETLERİNDE YAŞANAN “SERT DÜŞÜŞLER” OLDU

        2010 Mart ayında 1. Tur Parasal Genişleme bitmiş (QE1) FED bilançosunda 1 trilyon $’lık varlığa dayalı menkul kıymet ve tahvil almıştı. S&P endeksi 1200’lere kadar yükselmişti . Ancak piyasalar FED’in para basmasını çok sevmiş ve daha fazlasını istiyordu. Bu yüzden FED’i cezalandırdı. 2010 Nisan ayından temmuz sonuna kadar endeks yüzde 18 düştü.

        ABD ekonomisinin yüzde 70’inin tüketim üzerinden döndüğünü ve hanehalkının kendisini zengin hissetmesinin de, ya oturduğu evin ya da bulundurduğu hisse senedinin değerinin artmasına bağlı olduğunu bilen FED piyasalara duyarsız kalamadı. Kasım 2010’da Parasal Genişleme 2 ( QE2) başladı.

        Kasım 2010’dan Haziran 2011’e kadar devam eden QE2’de FED bu sefer 750 milyar $’lık alım yaptı. Bu süre boyunca endeks yüzde 20 yükseldi. Endeks bu sefer 1350 seviyesine kadar yükselmişti. Ancak FED yine oyun bozanlık yapmış ve QE2’yi de bitirmişti. Piyasalar bunu da sevmedi ve FED’i bir kez daha cezalandırdı. S&P endeksi 3 ay içinde yüzde 15 düştü. Kasım 2011’de S&P endeksi 1200’lere geri dönmüştü.

        FED 2012’nin Eylül ayına kadar direndi. Yeni bir parasal genişlemeye gitmedi. Bu arada Operational Twist adıyla tahvil piyasasında faizleri baskı altına almaya çalışarak piyasaları desteklemeye çalıştı. FED’in desteği piyasalara yetmiyordu. Mutlaka yeni para basılması ve hisse senetlerinin daha fazla değer kazanması gerekiyordu. Çağrılar yerini buldu ve 3. Tur Parasal Genişleme (QE3) 2012 Eylül’de devreye girdi.

        Bağlıyorum..

        QE3 bitiyor. FED “Faizleri artıracağım” diyor. Piyasalar yine huzursuz ve eski oyunu sergilemek istiyor. S&P endeksi en yüksek eylül ayında 2010 seviyesini görmüş. Şu an ise bunun yüzde 7 altında ve 1930 puanda.

        Bu yetmez! Ya endeks minimum yüzde 15 düşecek ve FED bir kez daha büyük bir güven erozyonu yaratacak olmasına rağmen geri adım atacak ya da FED bu sefer ciddi beyler.

        Karar sizin.

        Diğer Yazılar