Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İlk haftayı bitirdik bile. 2017 yılı hızlı bir şekilde hayatımıza girdi. Maalesef yılbaşı gecesi İstanbul’da ve hafta içinde İzmir’de yaşadığımız terör saldırıları, 2017’nin ilk haftasının bizim için hiç de umduğumuz gibi geçmemesine neden oldu. Ümit ediyorum ki bu iki ekim olayla “hayal kırıklığı kontenjanımızı” bütün sene için doldurmuşuzdur...

        TRUMP VE TWEET’LERİ

        İlk haftaya damgasını vuran olaylardan biri 20 Ocak’ta ABD’nin yeni başkanı olarak resmen göreve başlayacak olan Donald Trump’ın sosyal medyada dünyaya verdiği mesajlar oldu. Başkan olmadan önce Twitter’ı çok aktif kullanan Trump, seçimleri kazandıktan sonra da bu alışkanlığından vazgeçmedi. Trump önce, bir önceki dönemin onay verdiği İran ile Birleşmiş Milletler arasında yapılan anlaşmayı “vahim hata” olarak değerlendirdi ve Birleşmiş Milletler’i “sohbet kulubü” olmakla suçladı. Ayrıca, “İsrail sık dişini, benim başkanlığımda şartlar değişecek” diye tweet attı. Bu oldukça sert bir açıklamaydı ve dünya kamuoyunu şok etti. Trump’ın tweet’leri ile “ayar verdiği” diğer mecra ise iki büyük otomotiv devi oldu. ABD’nin 2 numaralı otomobil üreticisi olan Ford Motors, Meksika’da 1.6 milyar dolarlık yatırıma hazırlanıyordu. Ford Motors’u Twitter’da, “Meksika’da bu yatırımı düşünüyor olmak utanç verici” diye eleştiren Trump istediğini aldı. Ford Motors bu yatırımından vazgeçtiğini açıkladı.

        Trump’ın sonraki hedefi ABD’nin 1 numaralı araba üreticisi General Motors’tu. Twitter’da, “GM, Meksika yapımı arabaları vergi ödemeden ABD’ye yollayıp satıyor. Karar ver GM; ya ABD’de üret ya da vergi vermeye hazırlan” diye tehdit etti. Şimdi gözler GM’ye çevrildi. Şirketten şu ana kadar bir açıklama gelmedi.

        Anlaşılan o ki yeni ABD Başkanı son derece renkli bir kişilik ve sosyal medyadan meydan okumayı seviyor. Ancak dünya buna ne kadar hazır Ondan emin değilim.

        TÜRK VARLIKLARI İÇİN İYİ BİR BAŞLANGIÇ OLMADI

        Bu hafta, Türk varlıklarının yine negatif ayrıştığı bir haftayı geride bıraktık. Hafta boyunca ABD dolar endeksi değer kaybetti. Bunun yansıması da genel olarak gelişen ülke kurları üzerinde değer kazanımı olarak tecelli etti. Bunun sadece iki istisnası oldu; yüzde 3 değer kaybeden Meksika Pesosu ve yüzde 2 değer kaybeden Türk Lirası.

        Sanırım yukarıdaki paragraf Meksika Pesosu’nun kaderini anlatmakta yeterli olmuştur. “TL neden değer kaybediyor?” sorusunun cevapları ise; yüksek çıkan enflasyon, terör eylemleri, yaklaşan Anayasa değişikliği oylamasının getirdiği gerginlik ve Türk dış politikasındaki ABD ve Rusya eksenli algı değişikliği...

        Yabancı yatırımcıların kurda yaşanan değer kaybı sonrası birçok parametreye göre “ucuz” kabul edilen Türk Lirası’na ya da içeride artan enflasyona karşı yüzde 11’lerin üzerinde faiz ödeyen Türk tahvillerine karşı ilgisiz kalmalarında yukarıdaki etmenler öne çıkıyor. Bir de buna “TCMB’nin bu süreci para politikasında nasıl yöneteceği?” sorusu da eklenince birçok yatırımcı için en geçer strateji “bekle ve gör” olarak öne çıkıyor.

        ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ SÜRECİ BAŞLIYOR

        Önümüzdeki hafta uzun süredir hemen herkesin yakından ilgilediği Anayasa değişikliği sürecinin ilk haftası Meclis’te başlıyor. 8 günlük konuşma ve tartışma maratonunun ardından 2 günlük ara ve nihayetinde oylama kısmı başlayacak. Bu süre zarfında piyasaların gözü kulağı Ankara’da olacak. Ekonomi dünyasının bir kez daha siyasete ve onun ortaya çıkaracağı yeni rotalara kendini hazırlamaya çalıştığını görüyoruz. Bu süreçte de kimse ne reform ne de makro ekonomi dinlemek istiyor. Hayırlısı...

        Diğer Yazılar