Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hayır, zannettiğiniz gibi değil. Ekonomiden ümidi kesip “küresel ısınma” konusunda yazıp çizmeye başlamış değilim. Aslında çocuklarımızın hayatını tehdit eden, yerkürenin hor kullanılması sonrasında başımıza açtığımız küresel ısınma tehdidine karşı yazılacak her yazı, burada yaptığımız ekonomi yorumlarından daha kıymetli olacaktır. Ancak bugünkü yazımızın konusu bu değil!

        ABD, ÇİN’İN PEŞİNİ BIRAKMIYOR

        Hatırlanacağı üzere ABD Başkanı Trump, yıllık 375 milyar dolar ticaret açığı verdiği Çin’e yıllık 50 milyar doları bulacak ithalat vergisi getirdiğini açıkladı. Çin’in 2025 yılında dünya lideri olmayı planladığı 10 ana sektörün (robot teknolojileri, ilaç endüstrisi, bilişim sektörü, uçak sanayii vb.) birçoğunu kapsayan 1300’ün üzerinde Çin menşeli ürünün ABD’ye ithaline yüzde 25’i bulan vergiler getirildi. Bana göre bu, ticaret savaşlarının başladığı sahnedir!

        Çin de ABD’nin bu hamlesine mütekabiliyet esasına uygun olarak kendinin uygulayacağı ve yıllık 3 milyar doları aşmayan vergileri açıkladı. Bu miktarın ABD’nin 50 milyar dolarlık vergisi yanında düşük kalması birçokları tarafından “Bu iş burada biter. Konu büyümez” şeklinde yorumlandı.

        Çinli yetkililerin “ABD ticaret savaşlarına giderse biz de Amerikalı soya fasulyesi, pamuk üreticilerini hedef alırız” açıklaması Trump’ın bamteline basılmasını sağlamış gözüküyor. ABD Başkanı Trump, henüz 50 milyar dolarlık Çin mallarına uygulanacak vergi haberinin mürekkebi kurumadan, bu sefer 100 milyar doları bulacak yeni bir Çin malı vergisinden bahsetti.

        Bu noktada sanırım “Cin şişeden çıktı. Artık bu işin dönüşü olmaz, ticaret savaşları başlamıştır” beklentimin doğruluğu maalesef ortaya çıkıyor.

        ÇİN’İN MANEVRA ALANI DAR

        Şimdi elimizde şöyle bir matematik var. ABD’nin 2017 yılında Çin’e yaptığı toplam ihracat 130 milyar dolar. Çin ise ABD’ye 505 milyar dolarlık mal satıyor. Bu durumda ABD Başkanı Trump 150 milyar dolarlık Çin menşeili mala ithalat vergisi getirdiğinde, Çin’den yapılan ithalatın sadece yüzde 30’unu vergilendirmiş olacak. Çin’in vergi koyabileceği ABD ithalatın büyüklüğü ise zaten 130 milyar dolar ile sınırlı.

        Olayın bir de Rusya tarafı var... ABD ile Çin arasında ipler gerilirken, Başkan Trump diğer taraftan Rusya’yı yalnızlaştırmak için hamleler yapıyor. Bilindiği üzere uzun süredir çok sayıda Rus şirketi ve Rus işadamı ABD tarafından yaptırım listesine alınmış vaziyette. Ayrıca en son İngiltere’de yaşanan “casus zehirlenmesi” vakası sonrasında ABD en sert reaksiyonlarından birini verdi. 60 kadar Rus diplomat sınır dışı edildi.

        ABD Hazinesi’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların listesi geçtiğimiz gün bir parça daha genişledi. Aralarında Rusya’nın önde gelen bankalarının ve enerji şirketlerinin yönetim kurulu başkanlarının bulunduğu yeni bir liste daha açıklandı.

        Anlaşılıyor ki Trump’ın seçimler öncesinde “Rusya ile iyi ilişkiler yürüteceğiz” beyanatların herhangi bir geçerliliği kalmış değil. Üstelik Çin ile büyük bir ticaret savaşına girmeye hazırlanıyorlar. Bu cephenin büyüme ihtimali de azımsanmayacak kadar yüksek. ABD bu kuşatmayı yaparken NAFTA’daki ortaklarına, askeri koruması altındaki AB’ye ve diğer müttefiklerine “Benimle misin?” diye soracaktır. Eh, cephenin diğer tarafının da eli armut toplamayacaktır.

        İki kutuplu ve yüksek gerilimli bir dünyadan yeniden merhaba.

        Diğer Yazılar