Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bizde en ucuz şey insan hayatı. Evler pahalı, ulaşım pahalı, domates pahalı, benzin çok pahalı ama insan hayatı hep ucuz, insaniyet pahalı.

        BİZDE en ama en ucuzu kadınların ve çocukların hayatı. 17 yaşında mesela; 10 bin lira verseydiniz Delal Satıç ile evlenebilirdiniz. İkinci el bir arabadan ucuz. Janjanlı marka çantalardan ucuz. Senelik benzin paranızdan ucuz Delal’in hayatı. Bizde insaniyet pahalı. O yüzden almıyor kimse nasibini. 10 bin liraya zihinsel engelli bir adama eş olarak satılan Delal bir ay bile dayanamayıp kendini öldürdükten sonra kayınpederi, “80 bin liraya düğün yaptık. Maddi manevi zarardayız” diye bir ifade kullanabilir bu ülkede. Bizde insan hayatı ucuz, insaniyet pahalı. Duble yollarımız var.

        Bizde çocukların hayatı ucuz. Pozantı, Şakran, Antalya… Suçlu çocukları ıslahevlerine değil de cezaevlerine kapatın sonra bu çocukların normal insanlar olmasını umun ülkesi burası. Çocukları hedef alan şiddet, baskı, kötü muamele, taciz, tecavüzün üstünü örtmek ucuz. İşkenceciler hakkında hiçbir dava açılmaması kadar mağdur çocuklara “yaralama, tehdit, hakaret, mala zarar vermek ve memura mukavemet” gibi suçlamalarla dava açılması da normal. Önce taciz et, döv, tecavüz et, sonra da “mukavemet gösterdi diye dava aç” ülkesi burası; olsun AVM’lerimiz var…

        Daha çok çocuk yaparsanız eğer arz talep ilişkisi bağlamında daha da ucuzlayacak insan hayatı. Bu yüzden işte “doğum kontrolü vatana ihanet” sayılıyor buralarda… Doğumunuzu kontrol ederseniz, her baharda koyunlar gibi yavrulamazsanız insan azalabilir. İnsan azaldıkça hayatı ucuz olmaktan çıkabilir.

        İnşaat asansörlerinde yere çakılanların, denetimsiz madenlerde göçük altında kalanların, polis kurşunuyla sönen gencecik hayatların hesabı sorulabilir insan azalırsa. Maazallah!

        Aktif Umut

        BU umutsuzluk ikliminde tutunacak bir dala ihtiyaç duyuyor insan. Her gün yeni bir iç burkucu haber, her gün yeni bir umutsuzluk çağını yeniden başlatıyor… Güvenlik konusunda, doğru bilgiye ulaşma konusunda, sesimizi duyurma konusunda yaşadığımız sıkıntılar bir yana bir de dünyanın kaynaklarının sürdürülemez hale getirilişinin getirdiği temiz su, toprak örtüsü, güvenli gıda gibi hayati konularda ciddi problemlerle yüz yüzeyiz. Ne yapacağız? Tası tarağı toplayıp Mars’ta koloni mi kuracağız?

        “Aktif Umut” yeni bir kavram değil. Umut sözcüğünün iki ayrı anlamı var. Birincisi mutlu olmayı içeriyor. Tercih ettiğimiz sonucun gerçekleşme ihtimaliyle ilgili bir beklenti... İkinci anlam ise arzu etmekle ilgili. Özlediğimiz, içinde yaşadığımız dünyayla ilgili bir tarife sahip olmak gibi. “Edilgen umut”, dış etkenler arzuladığımız şeyin gerçekleşmesini sağlasın, diye beklemekken “aktif umut” umduğumuz şeyin gerçekleşmesi için sürece etkin olarak katılmakla ilgili...

        Okuyan Us Yayınları Flora dizisinden yeni çıkan, Joanna Macy ve Chris Johnstone tarafından yazılan kitapta “İçinde bulunduğumuz karmaşaya çıldırmadan nasıl göğüs gerebiliriz?” sorusuna cevaplar, çözüm önerileri var... Akıl sağlığını korumak ve içinde uyanan “bir şeyler yapmak gerek” enerjisini nereye yönlendirebileceği konusunda rehbere ihtiyacı olanlara ilaç niyetine…

        Kansere rağmen mesaiye devam

        PFIZER için Cancer and Careers (Kanser ve Kariyer) kuruluşu tarafından yapılan yeni araştırma meme kanseri olan çalışan kadınların tedavi görürken de iş hayatından kopmak istemediklerini ortaya koyuyor.

        1.002 kadın meme kanseri hastası, 102 işveren ve meme kanseri hastalarını tedavi eden 200 sağlık çalışanının katıldığı araştırmaya göre, meme kanseri olan çalışan kadınların yüzde 77’si çalışmanın iyileşmelerine yardımcı olduğunu düşünüyor. Bu görüş, araştırmaya katılan sağlık çalışanlarının hemen hepsi tarafından (%92) destekleniyor. Kadınların çalışmaya devam etmeyi isteme sebepleri sırasıyla şöyle: Gelir sağlama ihtiyacı (%59) ve kendini verimli hissetmek (%41), kişisel tatmin isteği (%38) ve normal hissetme arzusu (%29). Araştırmaya katılan kadınların yarıya yakını (%48) hastalığın ve tedavilerinin (özellikle tedavinin yan etkilerinin, %36) iş yaşamlarını olumsuz etkilediğini; fazladan devamsızlığa, daha hafif bir programla çalışmalarına, ücretli veya ücretsiz izin almalarına veya işten ayrılmalarına yol açtığını düşünüyor. Ankete katılan her dört kadından üçü çalışmanın iyileşmelerine yardımcı olduğunu söylüyor ve uzmanlar da buna katılıyor. İşverenlerin ve hekimlerin desteği ve iletişimi meme kanserli kadınlar için büyük önem taşıyor.

        Diğer Yazılar