Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yıllarda özellikle okullarda yaşanan akran zorbalığıyla ilgili birçok şey duyuyoruz. Peki bunun sınırları nerede? Hangi davranışlar zorbalık tanımına giriyor, buna karşı ne yapabiliriz? Klinik Psikolog Hilal Çerçel’le konuştuk. Çok uzun bir söyleşi oldu... Sayfaya sığmayan kısmı HTHayat.com’da.

        “Arkadaşlarımbenimle dalga geçiyorlar”, “Beni oyunlarına almıyorlar”, “Bana vuruyorlar”, “Eşyalarıma zarar veriyorlar, topumu alıyorlar, çantamı, montumu, kalemlerimi yere atıyorlar.” Eğer çocuklarınızdan bu tür cümleler duyuyorsanız veya aniden başlayan fiziksel sıkıntı- ları, korkuları, okula gitme zorlukları varsa, çocuğunuz araştırılması ve müdahale edilmesi gereken ciddi bir problemle başa çıkmaya çalışıyor olabilir.

        AKRAN ZORBALIĞI NEDİR?

        Akran zorbalığı yaşları yakın olan topluluklar içerisinde kişi ya da kişilerin kasıtlı ve tekrarlayan şekilde başka bir kişinin zarar görmesi veya rahatsızlık yaşamasına neden olacak davranışlarda bulunmasıdır.

        Akran zorbalığının 3 özelliği şunlardır:

        1. Saldırganca ve kasıtlı bir tutum.

        2. Güç dengesizliği: Yani zorbalık yapan çocukların fiziksel gücünü ya da popülaritesini diğerleri üzerinde kontrol kurmak ya da zarar vermek için kullanması.

        3. Tekrarlanma: Bu davranışların birden çok kez yaşanması ya da yaşanma ihtimalinin olmasıdır.

        Akran zorbalığı başlığı altında yer alan davranışlar, fiziksel temas, sözel ifadeyle olabildiği gibi daha örtük, ilişkisel şekillerde de uygulanabilir. Bunlar:

        1. Sözel zorbalık: Dalga geçmek, isim takmak, uygun olmayan cinsel içerikli yorumlar yapmak, zarar vermekle tehdit etmek.

        2. Sosyal zorbalık: Dışlamak, diğerlerine o kişi ile arkadaşlık yapmamalarını söylemek, hakkında söylentiler çıkarmak, toplum içinde kişiyi utandırmak.

        3. Fiziksel zorbalık: Vurmak, itmek, tekmelemek, çimdiklemek, tükürmek, çelme takmak, hoşa gitmeyen, kaba el şakaları yapmak, eşyalarını almak ya da kırmak.

        Bununla birlikte son dönemde bir de sanal zorbalık denen internet üzerinden uygulanan rahatsız edici, küçük düşürücü konuşma, video, görüntü paylaşımları ya da yine internet üzerinden oluşturulan gruplara almama, dışlama, hakkında konuşma şeklinde davranışlara da sıkça rastlanmaktadır. Zorbalık döngüsünün en çok okul binasında, okul bahçesinde, otobüs ya da servislerde, oyun alanlarında, ergenler söz konusu olduğunda yaşadıkları semtte ve internette ortaya çıktığını biliyoruz.

        Zorbalık döngüsünde yer alan çocukların özellikleri neler?

        Fiziksel ya da sosyal olarak güçlü olan, diğerlerinin duygularını anlama güçlüğü yaşayan, daha dürtüsel ve agresif çocuklarda zorba davranışlara; daha utangaç, hassas, akranlarından ziyade yetişkinlerle ilişki kurabilen, fiziksel görü- nüşü ya da becerileri açısından zayıflıkları olan ve kendilerini korumakta zorlanan çocuklarda zorbalığa maruz kalmaya daha sık rastlanmaktadır. Bazı araştırmalar fiziksel ya da zihinsel engelleri olan ya da cinsel kimlik yönelimlerinde farklılıklar olan çocukların zorbalığa uğrama açısından riskli grupta yer aldıklarını belirtir. Giyinme, konuşma, boy, kilo, ten ve saç rengi bile zorbalığın nesnesine dönüşebilir. Bilinmesi gereken en önemli altın kural, bir zorbalık davranışının oluşması için kurban kişinin hiçbir açık provokasyonuna ihtiyaç olmadığıdır. Erkekler arasında daha çok fiziksel zorbalık davranışları yaygınken, kızlar arasında dedikodu yayma ya da gruba almama daha sık görülmektedir.

        ZORBALIĞA UĞRAYAN BİR ÇOCUĞUNUZ VARSA

        Çocuklar her zaman zorbalığa uğradıklarından bahsetmezler. Kıyafetlerinde yırtıklar, okula gitmekle ilgili tedirginlik, iştahta azalma, kâbus görme, ağlama veya genel depresyon belirtileri önemli işaretler olabilir.

        Çocuğunuzun zorbalığa uğradığını keşfetmişseniz “Takma kafana, derslerine bak” gibi sözler söylemeyin. Tam olarak neler olduğunu öğrenebileceğiniz, bol bol dinlediğiniz ve açık uçlu sorular sorduğunuz bir diyalog başlatın.

        Sizinle ve güvendiği başka yetişkinlerle bu paylaşımları yapmasını yüreklendirip teşvik edin. Duygularını anladığınızı, ona yardım edeceğinizi hissetmesi önemlidir.

        Problem okulda yaşanıyorsa, idari düzeyde bir şey yapılana kadar nasıl baş edebileceği konusunda ona rehberlik edin. Altın kural ona kendini korumayı zorbalığa zorbalıkla karşılık vermeden öğretmektir.

        Çocuğunuzu ve kendinizi sanal zorbalık konusunda da eğitmelisiniz. İnternetin de tehlikeler içerdiğini göz önüne alarak kullanımı konusunda kontrolün sizde olmasını sağlayın.

        Okulda yaşanan zorbalık içeren davranışlar mutlaka okula bildirilmelidir ve takibi yapılmalıdır.

        ZORBALIK YAPAN BİR ÇOCUĞUNUZ VARSA

        Çocuğunuzla zorbalık hakkında konuşun. Zarar veren bir davranış olduğunu anlama zorluğu olabilir.

        Evde agresif davranışlara, çok katı ya da çok gevşek disipline maruz kalmak nedeniyle davranışlarının sonuçları hakkında fikir edinememeleri, çocukları okulda zorbalık yapmaya yatkınlaştırabilir.

        Çocuğunuzun kendine güven konusundaki referanslarını anlamaya çalışın. Zorbalık çocukların kendilerine daha çok güvenmelerinin aracı olarak yerleşebilmektedir.

        Çocuğunuz bu davranışları ‘eğlenme’ amacıyla yaptığını söylüyorsa iyi şaka ve kötü şaka arasındaki fark öğretilmelidir. “İyi şaka herkesin eğlendiği, kötü şaka bir tarafın eğlenip diğerinin rahatsız olduğu şakadır” gibi. Çocuklara başkalarına kendimize davranılmasını istediğimiz gibi davranma kuralı mutlaka öğretilmelidir.

        Zorbalığa uğrayan çocuk nasıl etkilenir?

        Araştırmalarda zorbalığın en çok depresyon, özgüven düşüklüğü, kaygı, yalnızlık hissi, intihar düşüncesi ve okula devamsızlığın artmasıyla ilişkili olduğu görülmüştür. Çocukların eğer destekleyici bir sosyal çevreleri (aile, arkadaş, öğretmen) varsa, kendi güçlü oldukları alanların farkındaysalar, zorbalığın durdurulmasına yönelik müdahaleler yapılıyorsa ve psikolojik açıdan anlaşıldıklarını ve desteklendiklerini hissediyorlarsa sorunla daha iyi baş ettikleri görülmektedir.

        Okullar neler yapabilir?

        Öğretmen sınıfta böyle bir olay gözlemlerse, durdurmak için hemen müdahale etmeli, olayı raporlamalı ve ilgili idareciyi haberdar etmelidir.

        Okullar kendilerine “Okulumuzdaki hangi koşullar zorbalığın ortaya çıkmasına izin veriyor?” diye sormalıdır. Bu sorunun cevabı müdahale planını belirler.

        Okullarda öğrencilerin ve ailelerin katıldığı güvenlik ve zorbalığı önleme çalışmaları yapılmalıdır.

        Daha büyük öğrenciler küçük öğrencilere mentorluk yapabilir. Böylece küçük sınıfların olumlu davranışları öğrenmeleri ve güvenlikle ilgili pratikleri uygulamaları kolaylaşabilir.

        Öğretmenler açık bir şekilde zorbalığın kabul edilmeyen bir davranış olduğunu belirtmelidir.

        Bir olay yaşanması beklenmeden sene başında bu konuda bir politika oluşturulmalı ve sürekli uygulanmalıdır.

        Diğer Yazılar