Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Etrafınıza bir bakın! Karşıdan karşıya geçerken SMS yazan (muhtemelen bir kaza geçirecek), ailesiylemasada otururken iki farklı cep telefonunu tabağının yanına koyan (ki o yemek sırasında o telefonlar kaç kere çalacak), arkadaşlarıyla buluşunca top oynamak yerine oyun konsolunun başına oturan (ileriki yaşlarda omurga eğriliğindenmustarip olacak) çocuklar gittikçe artıyor. Yüz yüze iletişimin yerini Facebook alıyor! 

        İstanbul Bilişim Zirvesi çerçevesinde Mom-Z adı altında bir seri toplantıya katıldımgeçen hafta. 2000’den sonra doğan çocuklara Z kuşağı, onlara annelik eden bizleri de Z kuşağı anneleri olarak adlandıran bir pazarlama yaklaşımının didiklenmesiydi toplantıların amacı. İnternet satış sitelerinin, teknoloji marketlerinin, portalların yöneticileri aile hayatları ve teknolojiler hakkında konuştular... 

        Konuşmacılardan biri 4 yaşında Amazon.com’dan alışveriş eden kızından, öteki evin içinde kendisine SMS atarak iletişimkuran oğlundan, diğeri de iPhone’un sinek kovucu aplikasyonundan bahsediyordu. Z kuşağını pek şahane temsil eden bu örnek çocukların en belirgin özellikleri dikkatlerinin dağınık olması, çabuk sıkılmaları, arkadaşlıklarının çoğunun sanal ortamdan sürmesi. 

        Çok normal, çok olağan bir şey gibi bahsedildi bunlardan. Ama bahsedilmeyen bir konu vardı: Z kuşağı çocukları bilgisayar güdümlü dünyanın içine doğdular ve bu onların çocukluklarını elinden alıyor. Biz bunu ne kadar normalleştirmiş olsak da kendi bakışımızda teknoloji dünyasınınmerkezinde, Silikon Vadisi’nde çalışanların çocukları için işler böyle yürümüyor. 

        NYTimes’ın 2011’deki bir haberine göre Google, Yahoo, Apple gibi teknoloji devi şirketlerin üst kademe yöneticileri evlerine ekran sokmadıkları gibi çocuklarını da bilgisayar kullanmayan, el becerileri ve yaratıcılık odaklı okullarda okutuyorlarmış. 

        Waldorf eğitimi veren bu okullarda öğrenciler edebiyat,matematik vs.nin yanı sıra çamurla oynuyor, yemek yapıyor ve örgü örmeyi öğreniyor. Hayatta kalma becerileri açısından aplikasyonlardan daha etkili gözüküyorlar buradan bakınca. 

        İşleri bilgisayar dünyasını şekillendirmek olan kişiler böyle tercih ediyorlarsa bir bildikleri vardır herhalde... Çocuklar nasıl olsa bir gün bütün o ekranlaramaruz kalacaklar ve bu geri kalan hayatları boyunca sürecek gibi gözüküyor. Ne kadar geç olsa o kadar iyi. Müsaade edelimçocukluklarını çocuk gibi yaşayabilsinler. Bizler yaşamıştık!

        Diğer Yazılar