Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EZBER bozan insanlar var. "Kral çıplak" diyen çocuğun hikâyesinde olduğu gibi; herkesin ak dediğine "Görmüyor musun kardeşim, basbayağı kara bu" diyebilen insanlar... Taş Devri Diyeti kitabının yazarı Çocuk Beslenmesi ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Aydın işte bu insanlardan biri.

        Geçen hafta düzenlediğimiz HT Hayat'ın Aile Okulu Seminerleri'nden ikincisinde konuğumuzdu. Beslenme ve sağlık ilişkisini kafaya takmış biz zamane annelerine rehberlik edecek çok önemli bilgiler verdi.

        Hocaya göre modern zamanda beslenmemizde meydana gelen büyük değişiklikler, kronik hastalıklara yol açan en önemli neden. Bu değişiklikler:

        ■ Rafine şeker ve beyaz un tüketimindeki artış.

        ■ Taze meyve-sebze ve probiyotik gıdaların tüketimindeki azalış.

        ■ Omega-3 alımının azalıp omega-6 alımının artması.

        ■ Katkı maddeleri.

        ■ Yetersiz D vitamini.

        ■ Yetersiz hareket.

        Yukarıdaki sebepler yüzünden geleneksel gıdadan uzaklaşan insanlarda şişmanlık, diyabet, koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon, felç, depresyon, hiperaktivite, otizm, felç, reflü, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk, kanser ve osteoporoz gibi günümüzde sık sık duyduğumuz rahatsızlıklar meydana geliyor.

        Bunlardan korunmanın yolu ise çok çok önceden, anne karnından başlıyor...

        HAMİLENİN BESLENMESİ

        Ahmet Aydın, anne adayının gebeliği boyunca beslenme tarzının, karnındaki çocuğun yetişkin yaşa geldiğinde sahip olacağı fiziksel refahla bire bir ilgisinin olduğunun altını çiziyor.

        Konuşmasındaki hamilelikle ilgili başlıklar şöyleydi:

        ■ Anne karnındaki çocuğun yapısal bozuklukların yanı sıra, diyabet, kanser, alerji, geniz eti, bademcik, sinüzit, kalp hastalıkları, şizofreni, hatta otizm geliştirmeihtimallerinin anne adayının beslenmesiyle yakından ilgisinin bulunduğunu,

        ■ Çocuğun zekâsının ve hatta güzelliğinin debununla bağlantılı olduğunu,

        ■ Folikasit, D vitamini, A vitamini, B 12 vitamini, omega yağ asitlerinin gebe kadın ve bebeği için çok önemli olduğunu,

        ■ Kadındaki omega-3 eksikliğinin doğum sonrası depresyona yol açtığını,

        ■ Hamileliğin özellikle başlarında folikasit alımının çok ciddi sağlık sorunlarını engelleyebileceğini, lakin takviyeye hamilelik öğrenildikten sonra değil çok daha önce folik asit yönünden zengin gıdalar tüketerek başlanması gerektiğini belirtti. (Gebelik en erken 4 haftalıkken tespit edilebildiği, bu 4 haftalık dönemde embriyonun organlarının inşasının çoktan başladığı için folik asit yönünden zengin beslenmenin önceden başlaması gerekiyor.)

        D VİTAMİNİ VE OMEGA-3

        Hamilelikleri boyunca D vitamini (güneş ışığı) alan kadınların bebeklerinde astım ve atopik egzama; şizofrenik ve bipolar bozukluk, tip 1 diyabet, yetersiz kemik kitlesi gibi rahatsızlıkların çok daha az görüldüğü bilgisi de kitabında var.

        Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın yaşam boyu sağlıkla ilgili önerilerinden biri, omega-3 (balık yağı) takviyesi. Omega-3 ve 6 yağlarını insan vücudu üretemediği için, bunları dışarıdan almak gerekiyor. Bu yağlar yiyeceklerde en çok balıkta ve yumurtada bulunuyor. Cevizdekinin dönüşümü zordur. "Besin yoluyla yeteri kadar almak mümkün olmadığından, gençler, yaşlılar, çocuklar balık yağı tüketmeli" der hoca.

        ANTİBİYOTİĞE DİKKAT!

        Seminerimizin başlığı "Antibiyotiksiz Çocuk" olduğu için birçok soru da bu konudan geldi. Ahmet Aydın antibiyotik kullanımının minimuma indirilmesi gerektiğini belirtti. Antibiyotiklerin en büyük zararı bağırsak florasını tahrip etmesi; bu flora bir kere bozulduğunda kendini yenilemesi aylar alıyor. Zatürree, menenjit ve beta olabilecek boğaz iltihaplarında antibiyotik kullanmak mantıklı, lakin orta kulak iltihabı, öksürük, grip gibi hastalıklara bir faydası dokunmuyor.

        *

        Ahmet Aydın, beslenme konusunda kafa yoranlar için gerçek bir bilgi okyanusu... Seminere katılım talebi o kadar yoğun, seminer bitişinde ise memnuniyetini belirtenler o kadar çoktu ki hocaya rica edip bir seminer daha yapabiliriz belki... Emeği geçen, katılan, paylaşan herkese tekrar teşekkürler...

        Diğer Yazılar