Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sotheby’s Londra’da önümüzdeki ay gerçekleşecek ‘Contemporary Curated’ çağdaş sanat müzayedesinin küratörlüğünü kim yapıyor dersiniz? Ünlü şef, işletmeci ve yemek yazarı Mark Hix... Ne alaka? Sanat ve yemek ilişkisinin geldiği son noktaya bir bakalım.

        11 Nisan’da Sotheby’s Londra’da ‘Contemporary Curated’ müzayedesi var. Satışta Lynn Chadwick, Harland Miller ve Banksy gibi İngiliz sanatçıların yanı sıra Niki de Saint-Phalle, Andreas Gursky, Peter Halley ve Cindy Sherman gibi dev isimlerin eserleri yer alacak. Peki, açık artırma ve serginin küratörlüğünü kim üstleniyor dersiniz? Ünlü şef, işletmeci ve yemek yazarı Mark Hix... Hix, koleksiyoner aynı zamanda. Elbette, her bir HIX restoranının duvarlarını süsleyen eşsiz modern ve çağdaş İngiliz sanatı koleksiyonunun gelişiminde Damien Hirst, Tracey Emin ve Michael Craig-Martin gibi sanatçılarla uzun süredir devam eden arkadaşlığının etkisi büyük.

        Peki ya ‘şef’lerin sanatçı kimliği ne noktada başlıyor? Ya da, “Yemek yapmak sanat mıdır?” Yıllardır sanatçılar ve şefler bu konuyu tartışadursun, kendisini sanatçı olarak gören, moleküler mutfağın öncüsü şef Ferra Adria’nın bu konudaki haklılığı, Almanya Kassel’de gerçekleşen dünyanın öncü modern ve çağdaş sanat sergisi dOCUMENTA tarafından sanatçı olarak ilan edilmesiyle geçtiğimiz yıllarda tescillendi. Michelin yıldızlı şef Adria’nın, “Yaratıcılık Üzerine Notlar” isimli müze sergisi, mutfağın yalnızca yemek için olmadığını kanıtlar nitelikteydi. Adria, ‘mutfağını’ yirmi yıldır inovasyon çalışmalarını yürüttüğü, bilgiyi ve anlamı düzenleme, sentezleme ve iletme için felsefi bir araç olarak kullanıyordu. Yüzlerce defter dolusu konsept, fikir, kolaj-fotoğraflar ve taslakların hepsi 3 Michelin’li elBulli’de yeni yemekler sunmak için düşünülmüş, not edilmiş ve arşivlenmişti... Özgün fikir, estetik ve müthiş bir yetenek bir arada. İşte merakla beklenen Sotheby’s müzayedesini kürate edecek Hix de mutfak, sanat ve iletişim kavramlarını bir araya getiren günümüzün en başarılı temsilcilerinden biri... Bugün sadece tabakta sergilenmeyen mutfak sanatı ya da mutfakta sergilenen sanat birlikte, çağdaş sanat ve yemek hiç olmadığı kadar iç içe. Sanat projesi olarak açılan lokantalar, yemeklerin fuarlarda, galerilerde hazırlandığı ve servis edildiği performanslar, çikolata ve peynir gibi yenilebilir materyallerden özenle hazırlanmış heykeller. Gordon Matta Clark’ın kurduğu FOOD isimli restoran, Rirkrit Tiravanija’nın bir galeriyi mutfağa çevirdiği performanslar gibi önemli örnekler mevcut.

        Beş duyumuzla algıladığımız bir yemeğin beklentilerin üzerinde sunulmasında sadece bir aşçı olmanın günümüzde geçerli olmadığı malum. Yaratıcılığı, kabiliyeti, özgünlüğü, tekniği ve iletişim becerilerini bir tabakta buluşturmak ise tabii ki ancak bir sanatçıdan beklenebilir. İşte bu performansı, yetenekleri ve yaratıcılığı birleştirebilen profesyonellere bugün ‘mutfak sanatçıları’ diyoruz.

        FOOD ART

        Yaratıcılığın ve estetiğin sınırlarının zorlandığı, hem göze hem de damağa hitap eden bu alanın son yıllarda gitgide büyüyen yeni bir akımı var ki; Food Art. Sanatın birbirinden farklı dalları ortaya çıkarken, yemek sektörüne de sıçrayışı bu... Eserlerinde yemekten ilham alan sanatçıların yanı sıra, bu akıma yaratıcı şef ve hatta baristalar da öncü olabiliyor. “Food Art” ismiyle gelişen bu sanat dalının yakın zamanda daha popüler hale geldiği doğru, ancak yemek ve sanatın ilişki geçmişi yüzyıllar öncesine dayanıyor. Üstelik bu ilişkide ‘yemek’in sanatsal bir iletişim aracı kabul edildiği gerçeği, Cezanne, Giuseppe Arcimboldo, Şeker Ahmet Paşa, Vincent Van Gogh ve daha pek çok ressamım eserlerinde, hatta Mısır hiyerogliflerinde yer alıyor. Birçok ressamın da ilham kaynağı olan on altıncı yüzyıl sanatçılarından Giuseppe Arcimboldo, Rönesans döneminde food art’ın ilk örneğini oluşturan kişi. Sürrealizmin de ilk öncülerinden biri. Arcimboldo’nun, meyve ve sebze figürlerini bir araya getirerek tasvir ettiği meşhur tablosu “Four Seasons” Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergileniyor.

        FOOD ART ÖRNEKLERİ

        İşte dünyanın farklı yerlerinden dikkatimi çeken Food Art örneklerinden birkaçı... Benim favorim ‘Foodscape’leriyle Carl Warner... Ne dersiniz; sizce yemek yapmak sanat mıdır?

        Buzdolabında yer alan maLzemeler ile Van Gogh

        Karsten Wegener sıradışı fotoğraflarıyla dikkat çeken bir isim. Ancak son yıllarda food art fotoğraflarıyla sükse yaptı. Her şey bir gün sanatçının aklına Edward Munch’un “Scream” isimli eserini buzdolabındaki malzemeler ile yeniden tasarlamak fikrinin gelmesiyle başladı. Van Gogh, Picasso, Damien Hirst ve Jeff Koons eserlerini yeniden canlandırdığı diğer isimler arasında yer alıyor.

        MATEMATİKLE SÜSLENEN PASTA

        Ukraynalı pasta şefi Dinara Kasko, kendi alanında teknolojiyi kullanmayı seven yaratıcı isimlerden biri. Şef Kasko, farklı dallardan gelen sanatçılarla beraber çok ilginç bir pasta süsleme yöntemi geliştirmiş. Şefin pastalarının süsleri, matematik algoritmaları ve üç boyutlu yazıcılar sayesinde şekillendiriliyor. Son projesinde Miami kökenli sanatçı Jose Margulis ile beraber çalışmış. Margulis çeşitli geometrik şekiller tasarlamış. Bu şekiller önce plastik, alüminyum ve akrilik gibi malzemeler denenerek üç boyutlu yazıcılardan çıkartılmış. Sonra bu çıkan şekillerin kalıp gibi kullanılmasıyla tatlılar yapılmış.

        ‘LATTE ART’

        Güney Koreli barista (kahve uzmanı) Lee Kang-bin, kahve kreması üzerine çizim işini başka bir seviyeye taşımış. Lee, besin boyaları kullanarak kahve köpüğü üzerinde, kâğıt üzerine yansıtması güç olan, ressam Edward Munch’un “Çığlık” tablosunu ustalıkla çizmeyi başarıyor.

        BİSKÜVİ ŞEHRİ

        Çin kavramsal sanatının önemli sanatçılarından Song Dong; video, heykel ve resim alanında işler üretiyor. Dong’un, “Biscuit City” isimli enstalasyonunda yaklaşık 72 bin bisküvi kullanlmış.

        Assouline’den sanatsal yemek kitapları

        Assouline’ün geçtiğimiz yıllarda sunduğu serinin ilk iki kitabı dünyaca ünlü sanatçı Jackson Pollock ve Georgia O’Keeffe’nin daha önce hiç görmediğimiz kimliklerini gözler önüne seriyor: Usta bir şef olarak.

        Dinner with Jackson Pollock: Recipes, Art & Nature

        Jackson Pollock ve sanatçı eşi Lee Krasner için yemek yapmak, yaratıcı üretim süreçlerinin bir parçasıydı. Mevsimlik sebze-meyve dikimi, toplamak, balık tutmak ve yemek yapmak en büyük eserlerinin çoğunun ilham kaynağı... Kitapta Lee ve Jackson tarafından el yazısıyla yazılmış yemek tarifleri, fotoğraflar, Pollock-Krasner evinden her nefis tarifin tablosu olmak üzere sanatsal mutfak kayıtları yer alıyor.

        Dinner with Georgia O’Keeffe Kitapta O’Keeffe’nin en sevdiği 50 yemek tarifi ve onları birer sanat eserine dönüştürmek için kullandığı süsler gösteriliyor. Tipik Assouline tarzında, hem sanat kitabı meraklılarının, hem ‘foodie’lerin kitaprafına eklenebilecek keyifli bir kitap.

        Diğer Yazılar