Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Üniversite giriş sınavının, adının değişim hızına yetişemiyorum.

        Benim zamanımda (ki bu ifade, başlı başına bir yaşlanma belirtisidir) ÖSS’ydi sonra galiba LGS oldu, şimdi YGS ve LYS’den birisi ya da hepsi, emin değilim.

        Ne fark ederki zaten benim yeni bir önerim var, şöyle yapalım; BBSHS.

        Evet belki, alıştığımız üç harflilerden değil ama olsun, değişime bir noktadan başlamak lazım öyle değil mi?

        Hemen gururla açılımını yapmak istiyorum; Bırakın Burnu Sürtülsün Haytanın Sistemi.

        Sistemin aktif olması için talimatları veriyorum; öncelikle çocuk lise bittikten sonra sınava girmiyor. Arasında en az iki yıl boşluk bırakılacak.

        O arada, ilk iş olarak çocuğun harçlığı kesilecek, evle ilişiği yarım pansiyona düşürülecek, bundan sonra karnını doyurmak, ihtiyaçlarını karşılamak istiyorsan paranı kazanacaksın denilecek.

        Çocuk öncelikle aç kalacak, sonra aç yatıp tok kalkılmadığını görüp, hayatın döngüsünü çözüp, iş bulacak. Evet belki anne babanın kulağı sık sık çınlayacak ama olsun, idare ediverin artık!

        Sonra, şayet iyi bir fikri, fikrini hayata geçirecek bir garajı, Harward işletme kulübünden fırlama arkadaşları yoksa, kıytırık işlerde çalışıp, kazandığı paranın hiçbir şeye yetmediğini görecek.

        Bu süreçte Sefiller’i oynayacak ama hayatın zor olduğunu idrak dönemine giriş yapacak. Öğrenciliğin ne bulunmaz bir nimet olduğunu görüp, keşke hiç bitmeseydi diyecek.

        İş hayatını biraz gözlemledikten sonra, hangi meslekte ve alanda çalışanların, ne kadar para aldığını çözecek, böylece meslek tanıtım gününe gelip, durmadan kendini ve başarısını övenler tarafından kandırıldığını farketmesi de aynı günlere denk gelecek.

        İki yıl önce üzerine kabus gibi çöken, fen matematik sorularını ayağına yaptırabileceğinin bilinciyle, en nihayetinde sınava girecek.

        Size yemin ediyorum; ne işsiz kalır, ne güçsüz kalır, ne üniversiteyi yarım bırakan, ne de “ben nerden girdim bu bölüme” ifadesini takınan...

        O vicdan azabını iyi bilirim

        Nasıl bu kadar eminim hemen söylemek istiyorum; kişi kendinden bilir işi de ondan...

        İtiraf edin; hayatımızın baharında, odaya kapanıp ders çalışmanın tek bir dakika bile içimizden gelmediği bir dönemde, hormonlar bünyede kolbastı yaparken, kişiliğimizi, toplumdaki itibarımızı, parlak bir geleceğimiz olup olmadığını üç beş nete bağladınız. Gezdik, tozduk, gülüp, eğlendik ama o vicdan azabını gelin bir de bize sorun.

        Her sinemada, ağza atılan her mısır tanesi, “benim buna hakkım yok, aslında şu an felsefe sorusu çözüyor olmalıydım” diyerek boğazımıza takıldı.

        Şahsen o gün bugündür hala boğazımda duranlar var; su içince geçmiyor, acaba diyorum bir daha sınava girsem geçer mi? Hani 45 yaşında sınava girip, sinir bozucu başarılar kazanan yetişkinler var ya, işte zamanında onlara BBSHS uygulansa yemin ediyorum, bugün daha çok Nobel’imiz, Emmy’miz, Grammy’miz, Oscar’ımız, Pulitzer’imiz ve daha bir çok seçkin ödülümüz olurdu.

        Hatta ödül konuşmalarında direk; “zamanında burnumu sürten anne ve babama çok teşekkürler, iyi ki beni aç bıraktınız” filan derdik.

        Lise öğrencilerinin yüzlerindeki aknenin, üniversite öğrencilerinin gözlerindeki matlığın sadece ergenlikten kaynaklanmadığını düşünüyorum.

        Bence ortada bir sorun var. Ama neyse ki, parlak zekam sayesinde çözümü belli.

        Daha önce nasıl ÖSYM’nin aklına nasıl gelmedi, bilemiyorum ama bu vesileyle yetkililere sağduyu çağrısında bulunuyorum.

        Diğer Yazılar