Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Belirli günler ve haftaların, içinde inceden inceye dayatma barındırdığına inananlardanım. İnsana, sırf günü geldi diye, aklının ucundan geçmeyen aktiviteler yaptırdığını düşünüyorum. Günlük koşuşturma içerisinde katiyen aklınıza gelmeyecek şeyleri sanki hep önemsermiş, bütün yıl aklınızda tutarmış gibi kutlamaya kalkışıyorsunuz. Örnek çok. Sevgililer Günü’nde mevcut aşkınızı gözden geçirip, “sahi seviyorum değil mi” deyip hediye almak, süslenip püslenip yemeğe çıkmak, romantizmin dibine vurmak, başarılı bir örnek sayılabilir. Mesela bu yıla kadar duymamıştım ama Dünya Gülümseme Günü diye bir gün varmış. Hatta her Ekim ayının ilk cuması kutlanıyormuş. Nerede kutlanıyor ya da kutlanma adına ne yapılıyor muamma. Ancak kültürümüze resmi olarak girmiş bulunuyor. Kaçarınız yok, o gün güleceksiniz. Yalnız sorun şu ki, gülümsemenin yılda bir kere kutlanacak olması, bana sorarsanız ciddi bir tehlikenin habercisi. Hani AIDS, Meme Kanseri gibi her an düşünüp paranoyak olmanızı gerektirmeyen ama yılda bir kez farkındalık yaratmak adına kutlanan günleri anladık. İnsan gülmeyi unutur mu canım?

        YILDA BİR KERE GÜLÜN

        Bütün yıl somurtup, Ekim ayının ilk perşembesi takvime bakıp, “hadi bakalım hayırlısı olsun yarın gülüyoruz” dediğinizi düşünsenize. Ya da acaba, yılda bir kere bile gülmüyor olabilir miyiz? Gülmenin asgari olarak yılda bire indirgenmesi, önümüzdeki yıllarda “dünya nefes alma” gününün kutlanmaya başlanması kadar mantıklı. Hoş yeri gelmişken onu da söyleyeyim, farkında değiliz ama stres halinde gerçekten de nefes almayı unutuyoruz. Zira takdir edersiniz ki, gülmenin kutlanma noktasına gelmesi de refah seviyesinin fazla yüksek olmasından kaynaklanmıyor. Aksine sahip olduğumuz stresin debisine dair bir işaret sayılıyor. İronik ama, bilhassa şehirli, okumuş, belirli bir sosyo-ekonomik seviyedeki yetişkinler gülmüyor. Gülemiyor. Gülmeyi unutuyor, gülerse zayıf karşılanacağına inanıyor, somurtup güçlü olacağını sanıyor.

        Ciddiyetle mutluluğu birbirine karıştırıyor. Kadınlar için, hele ki kadın tartışmalarının tartışılmadığı ya da tartışmanın hiçbir yere varamadığı ülkelerde ise, gülmek çok farklı anlamlara çekilebiliyor. Karşı cinse verilen bir mesaj olabilir, davet kabul edilebilir, söylerken bile saçmalığı içimi sıkıyor, ahlak ile ters orantılı kabul edilebilir.

        İlk etapta gülmeyi hor görmüş, 365 gün içerisinde kendisine ayrılan özel günü komik bulmuştum. Ama sonradan ne kadar ihtiyacımız olduğunu, ne kadar ırak durduğumuzu ve ne denli gülemediğimizi fark ettim.

        Bu arada belirli günler ve haftalar demişken, bu cuma, Dünya El Yıkama Günü. UNİCEF tarafından 2008 yılından beri kutlanıyor. Amaç belli; hastalıkların yayılmasını azaltmak için el temizliği vurgulanıyor. Sorun şu ki; gülümsemeyi unutturan kirli eller de tüm dünyada müthiş bir hızla artıyor. Hani yıkanıp geçen kire pasa diyecek bir şey yok. Ama çoğununki yıkayınca da çıkmıyor.

        Diğer Yazılar