Ekşi Elma'nın tadından yenmiyor
Yılmaz Erdoğan’ın Ekşi Elmaları’nı izlediniz mi? Ben izledim.
Adında “Ekşi” olmasına bakmayın, tadından yenmez bir film. Hem esprili, hem duygusal, hem de iz bırakıcı. Gözümüzde klasikleşen, Yılmaz Erdoğan vecizelerine de fazlasıyla yer veriyor.
Önce kulağınıza hoş geliyor, galiba iyi bir şey söyledi ama tam anlayamadım diyor, zamanla anlamlandırıyorsunuz. Aslında uzun zamandır dilinizin ucunda olan fakat bir türlü bu kadar kısa biçimde ifade edemediğinizi fark ediyorsunuz.
Vakit bulursanız değil, vakit ayırıp gidin derim. Çoğunlukla hemfikirim; benim için de “son zamanlarda izlediğim en iyi Türk filmlerinden birisi”. Bu arada düşünmeden edemiyorum, eğer Ekşi Elmalar ve son on yılda çekilen diğerleri Türk filmiyse, Allah aşkına daha önce izlediklerimiz neydi?
Oscar’ı alamamış olabiliriz, defalarca aday adayı olmuş, adaylığa yaklaşmış fakat direkten dönmüş olabiliriz. Sonuçta karar mekanizması akademinin.
Yalnız akademi şunu bilmeli ki, sinema filmleri ve senaryoları, en az bir kadının güzelliği kadar göreceli. Bizi henüz, heykelciğinize layık görmemiş olsanız da, kabul edin, güzel işler yapıyoruz.
Hatta son 10 yıldır çok güzel hikayeler çıkartıyoruz. Yalnız öncesi kayıp yıllar.
Avrupa ve Amerika’nın, sektörün en kült eserlerini meydana getirdiği yıllarda, bizler uzun bir süre saçmalamışız. Günü kurtaracak kadar, halkı güldürecek ya da ağlamaktan paralayacak kadar filmler yapmış, başarısı sınırları geçecek eserlere, kıyısından dahi yaklaşamamışız. Bana sorarsanız, akademinin bizleri ve sinemamızı keşfetmediğine şükredilmesi gereken yıllar.
Fakat şu an coşmuş durumdayız. Hem güldüren, hem ağlatan, hem düşündüren, hem içimize oturan, hem de içimizi açan konuları aynı senaryoya sığdırıyor bir de üzerine politika yapıyoruz.
Galiba Ekşi Elmalar da tam bu tanıma uyuyor. İnsana hepsini aynı anda hissettiriyor. Dilimizdeki elmanın tadı, bazen tatlı, bazen ekşi, bazen ikisinin arası oluyor. Isırdığımıza değiyor...
Doğulu kadınlar nasıl sever?
İzlerken, doğuyu konu alan filmlerin ilgimi özel olarak çektiğini farkettim. Hepimiz, bilmediğimizi görmediğimizi doğal olarak müthiş merak ediyoruz.
Doğudaki hemcinsimize ağız burun kıvırıyor, ama bir o kadar tabiatını öğrenmek istiyoruz. Nasıl görünür konusunda bir nebze fikrimiz var. Fakat nasıl sever, nasıl söyler, nasıl bekler, çabuk mu vazgeçer soruları aklımızı durmadan kurcalıyor.
Aksanlarını taklit edebiliriz belki ama ikili ilişkilerinden bihaberiz. Kardeşine neler hisseder bilmeyiz. Kaldı ki bahsi geçen şehirleri de tanımıyoruz.
Galiba bu yüzden, ülkemiz sınırları içinde olmasına rağmen, malesef asla gidemeyeceğimizi bildiğimiz yerlerin, başka yerde çekilmiş dahi olsa, tasvirini seyretmek insana iyi geliyor.
Ekşi Elmalar bunların hepsini aynı anda vaat ediyor. İyi seyirler.
Afiyet Olsun!